İlişkimde her kavgada haksız görülüyorum
Şuan görüştüğüm kişi her kavgada beni haksız görüp haksız olduğunu kabul ettiği durumlardada bana bağırıp çağırıyor gönlümü almıyor. Ve ben bunun için ısrar ettiğimde de çevresindeki eşyalara zarar veriyor bende bu insanın şiddete meyilli olduğunu düşünüyorum artık. Her tartışmada ben ağlamaya başladım küçük büyük fark etmiyor. Yorulduğumu hissediyorum çözemiyorum artık . Bugün iş başvurusuna tek gittim diye kardeşim gelmedi diye küfür etti kardeşime .
Bu soru 9 Temmuz 2025 11:58 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Öncelikle yaşadığınız durumu bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Anlattıklarınız oldukça kaygı verici ve duygusal açıdan yıpratıcı bir ilişkinin içinde olduğunuzu gösteriyor. Böyle bir durumun içinde kalmak, özellikle de ilişkinizin başında karşı tarafın bu kadar öfkeli ve yıkıcı tepkiler verdiğini görmek, sadece hayal kırıklığı yaratmaz; aynı zamanda kişinin kendi değeri, güvenliği ve psikolojik sınırları konusunda ciddi şüpheler yaşamasına da sebep olur. Sizin şu an içinde olduğunuz bu duygusal karmaşa, haklı bir yorulmuşluk ve tükenmişlik hissi yaratıyor gibi görünüyor.
İlişkide yaşanan her çatışmada tek tarafın sürekli olarak suçlu ilan edilmesi ve duygularının geçersizleştirilmesi, ilişkideki güç dengesinin bozulduğuna ve sağlıksız bir iletişim biçiminin geliştiğine işarettir. Siz, partnerinizin yaptığı hatalarda bile bağırılması, gönlünüzün alınmaması ve size değer verildiğini hissettirecek bir tutum gösterilmemesi sebebiyle kendinizi yalnız, değersiz ve çaresiz hissediyor olabilirsiniz. Bu noktada sizin kendi duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı fark etmeniz çok önemli. Çünkü siz yalnızca anlayış görmek istemiyorsunuz; aynı zamanda saygı görmek, duygularınıza alan açılmasını ve ilişkinizde eşit bir şekilde var olmayı da hak ediyorsunuz.
İletişim çatışmalarının normal sınırlarını aştığı bir başka konu da çevreye zarar verme davranışıdır. Partnerinizin öfkelendiğinde eşyalara zarar vermesi, şiddete meyilli bir davranıştır. Bu davranış doğrudan size fiziksel zarar verilmese bile, psikolojik şiddetin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Özellikle sizin artık ağlamaya başladığınızı, duygusal olarak tükenmiş hissettiğinizi ve bu davranışları kontrol edemediğinizi belirtiyor olmanız, ilişkinin artık sizin sağlığınızı tehdit etmeye başladığını gösterir. Şiddet eğilimli davranışları görmek ve göz ardı etmemek çok önemlidir. Unutmayın ki, şiddet sadece fiziksel değildir. Sürekli bağırma, tehdit etme, eşyaları kırma, sizi susturma, suçlama gibi davranışlar da psikolojik şiddetin temel unsurlarındandır.
Ayrıca anlattığınız olayda, sadece bir iş başvurusuna kardeşinizin sizinle gelmemesi nedeniyle size küfür edilmesi ve bu durumdan sizin de sorumlu tutulmanız oldukça ciddi bir sınır ihlalidir. Küfürlü ve aşağılayıcı dil kullanımı hiçbir ilişkide kabul edilemez. İlişkinin ilerleyen aşamalarında bu gibi davranışların daha da artma riski göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle bu kişinin ruhsal dengesizliği ya da öfke kontrolü problemi olduğunu varsaymak değil, bu durumun size zarar verip vermediğine odaklanmak daha sağlıklı olur. Çünkü bu davranışları düzeltmek sizin göreviniz değildir. Karşı taraf değişmeye istekli değilse ve bu konuda sorumluluk almıyorsa, sizin bu ilişkiyi düzeltmek için fazladan çaba sarf etmeniz hem sizi yıpratır hem de karşı tarafın sorumsuzluğunu görünmez kılar.
Bu noktada, "Ben neden bu ilişkideyim?", "Bu kişiyle birlikteyken kendimi nasıl hissediyorum?", "Benim değerlerim bu ilişkide korunuyor mu?" gibi soruları kendinize sormanız sizi duygusal olarak netleştirebilir. İlişkinizde neye ihtiyacınız olduğunu fark etmek, bu ihtiyaçların ne kadar karşılandığını analiz etmek ve bu ilişkide sizin için sağlıklı bir gelecek olup olmadığını düşünmek önemli olacaktır. Partnerinizin sizin kırıldığınız durumlarda özür dilemek yerine eşyaları kırması, sizi suçlaması, bağırması ya da öfkesini yönetememesi bir ilişkinin sürdürülebilirliği açısından oldukça büyük kırmızı bayraklardır.
Yalnızca ilişkinin içerisindeki davranışlara değil, sizin kendinizi nasıl hissettiğinize de bakmak çok önemlidir. Sürekli olarak tartışmalarda kendinizi suçlu hissediyorsanız, kendinizi savunmak zorunda kalıyorsanız ve sonunda ağlayan hep siz oluyorsanız, bu durum sizin için ciddi bir psikolojik yük oluşturur. Zamanla bu yük, sizin özgüveninizi zedeler, hayata bakışınızı değiştirir ve hatta sosyal ilişkilerinize, iş performansınıza kadar etkide bulunabilir. Partnerinizin davranışlarının sizin üzerinizde bu kadar olumsuz bir etki yaratıyor olması, aslında sizin ruh sağlığınızı da koruma ihtiyacınızı ortaya koyuyor.
Bu aşamada yapabileceğiniz en önemli şey, bu ilişkiyi bir adım geriden, dışardan bir gözle değerlendirmeye çalışmaktır. Partnerinizin size nasıl davrandığını değil, bu davranışların sizde nasıl bir etki bıraktığını sorgulamak daha sağlıklı bir bakış açısı kazandıracaktır. Eğer bu ilişki size kendinizi sürekli yetersiz, suçlu, değersiz ve mutsuz hissettiriyorsa, bunun üzerine düşünmek ve gerekirse bir psikolog desteğiyle sınırlarınızı yeniden oluşturmak oldukça kıymetlidir. İlişkilerde bağırmak, küfretmek, gözdağı vermek, eşyaları kırmak bir “iletişim dili” değildir. Bunlar sadece karşı tarafı susturmaya ve sindirmeye yönelik saldırganlık göstergeleridir.
İlişkide eşitlik, saygı ve güven olmazsa olmaz üç temel unsurdur. Bir taraf sürekli olarak diğerine üstünlük kurmaya çalışıyorsa, baskı oluşturuyorsa ya da kendi sorumluluklarını sizin üzerinize yıkıyorsa bu durum sizin kişisel alanınızı ihlal eder. Böyle bir durumda yalnızca ilişkinizi değil, aynı zamanda kendi ruhsal bütünlüğünüzü de koruma altına almanız gerekir. Kendinizi yalnız ya da suçlu hissetmeyin. Duygularınız geçerli ve değerlidir. Sizi anlayan, suçlamadan dinleyen ve duygularınıza değer veren bir psikolog görüşmek, bu duygusal yükü hafifletmeniz açısından size iyi gelebilir.
Unutmayın, sevgi içinde güvenin, saygının ve sınırların olduğu bir ortamda büyür. Eğer partneriniz sürekli sizi suçluyor, bağırıyor ve her tartışmada sizi haksız görmekle kalmayıp fiziksel objelere yöneliyorsa, bu ortam sevgi dolu olmaktan uzaklaşıyor demektir. Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Bu kişiyle bir ömür geçirmek bana ne hissettirir?” Eğer cevabınız daha çok korku, kaygı, suçluluk, ağlama gibi hislerle doluysa, orada sevgi değil; baskı, bağımlılık ya da korku üzerinden kurulan bir bağ olabilir. Bu, sizin için sağlıklı bir ilişki tanımı değildir.
Kendinize karşı daha şefkatli olun. Bu süreçte size iyi gelen kişilerle vakit geçirmek, sosyal destek almak, duygularınızı yazıya dökmek ve gerekirse profesyonel destek almak sizi çok daha güçlü hissettirecektir. Bu ilişkiyi sürdürme sorumluluğu sadece sizde değil. Sağlıklı bir ilişkinin iki taraflı sorumlulukla yürütülmesi gerekir.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Cevap çok güzel açıklayıcı.
Yorumlar
Psk. Betül Canbel
Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel
11 Temmuz 2025 09:43