Aile

İlişkimde hissettiğim duygu aşk mı takıntı mı?

Gizli Kullanıcı7 Temmuz 2025 08:22

Merhabalar. 3 yıllık bir evliliğim var. Şu an ayrılık aşamasındayız eşim ailesinin evine yerleşti 3 aydır ben kendi evimde kalıyorum. Evliliğimiz boyunca sürekli böyle ayrılıklarımız oldu ama sonunda tekrar birleştik. Bu defa daha şiddetli bir kavga ettiğimiz için her şey daha zor. Sevgili olduğumuz dönemde eşimin kötü alışkanlıkları vardı bu nedenle ayrılmıştık tedavi olduktan sonra bana geri döndüğünde affetmiştim ve 1 yıl içinde evlendik. Bu süreçte her şey çok güzeldi rüya gibiydi. Evlendikten sonra kök ailemde oluşan çocukluktan gelen güven problemlerimi kendi aileme yani eşime çok yansıttım. Ve sürekli geçmişteki kötü alışkanlıklarına döneceğinden korktuğum için kontrol ediyordum onu. Uzun bi süre sabırlı davrandı fakat sonra ipler kopmaya başladı.

6. Aydan sonra hep kavga ayrılık ailelerin araya girmesi vs derken birbirimize olan güvenimizi tamamen kaybettik. Bu sırada o da kötü alışkanlıklarına tekrar başladı. İlişkimiz artık sürekli ayrılma barışma şeklinde devam etti. O alışkanlıklarını bırakmadı ben bırakması için sevgiyle yaklaşma, tehditle yaklaşma, sessizlikle yaklaşma gibi bir çok yolu denedim. Son ayrılığımız da bu sebepten dolayı oldu ama evde çok hır gür çıktı birbirimize ağır sözler söyledik ve evleri ayırdık. Şimdilerde ise eşimle ara ara görüşüyoruz. Evin sorumluluklarını yerine getirmeye devam ediyor kira faturalar vs. Harici ihtiyaçlarımı kendim karşılıyorum. Onu özlüyorum. O da beni sevdiğini ve özlediğini söylüyor ama kesinlikle ayrılmak istediğini de söylüyor. Ben bunu karmaşadan çıkamıyorum. Çünkü ben seviyorum derken aynı zamanda ayrılalım diyemiyorum. Eve geldiği zamanlarda yakınlık kuruyoruz sonrasında yine ailesinin evine gidiyor bu beni derinden üzüyor. Çünkü kendimi değersiz hissediyorum. Özel bi şeyler mi yaşıyoruz yoksa ihtiyaçlarımızı mı karşılıyoruz diye sorguluyorum ister istemez.

Alışkanlıkları devam ediyor. Bunalımda görünüyor. Gerçekten perişan olduğunu görüyorum ve onu o halde bırakamıyorum. Oysa beni bırakmaya çok kararlı. Hem bana yakınlık gösterip hem bu şekilde kararlı davranması içimde yaralar açıyor sanki. Sorumluluk almak istemediğini bir ilişki yürütecek durumda olmadığını ve yoğun bir güvensizlik yaşadığını söylüyor. Benim şu an maddi olarak onsuz bir hayat kurma durumum var. Görüşmediğimiz zaman ve onun kararlılığı devam ettiğinde kendime ev bakmaya yeni bir hayata başlamaya doğru kendimi hazırlamaya çalışıyorum. Ama görüştüğümüzde tekrar barışmak ve yeniden başlamak isteğim oluyor ve o her gittiğinde başa sarıyorum. Çok yoruldum. Ona aşık mıyım yoksa onsuz olmak beni korkuttuğu için mi bırakamıyorum bilmiyorum. Bazen geçmişe dönüp yaptığım hataları hiç yapmamış olmayı diliyorum ama onun yaptığı hatalarla ilgili böyle bir pişmanlığı yok gördüğüm kadarıyla.

Karşımda sorumluluk almayan korkak ve mağdur bi profil var aslında. Yine de ona arkamı dönüp gidemiyorum. Nasıl ilerlemeliyim bilmiyorum. Bu ilişkide kalma ısrarım ile kendime kötülük mü ediyorum diye düşünüyorum. Sürekli düşünmek, umut etmek, olmama ihtimalinde yaşayacağım hayat için hazırlık yapmak…o kadar karmaşık ki her şey. Sabah uyanmak istemiyorum. Sürekli uyumak ve bunların artık bitmesini istiyorum. Nasıl davranmalıyım? Bir yanlışın içinde miyim? Acilen ondan kurtulmalı mıyım? Sürekli ne olacak diye düşünürken kendime yaşattığım stres beni mahvediyor..

Bu soru 7 Temmuz 2025 16:04 tarihinde Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar.

Anlattıklarınız, uzun süreli bir yıpranmanın, sevgiyle bağımlılık, umutla yorgunluk arasına sıkışmış bir ilişkinin izlerini taşıyor gibi. Hem duygusal olarak hâlâ bağ kurduğunuz bir kişiden vazgeçememenin sancısını, hem de onun size zarar veren tutumlarından dolayı parçalanma halini çok açık bir şekilde ifade etmişsiniz. Bu tür ilişkilerde kişi çoğu zaman “seviyorum ama bu bana iyi geliyor mu?” sorusunun yanıtını bulmakta zorlanır. Çünkü sevgiyle devam etme arzusu, sağlıklı bir ilişkinin gereklerini karşılamadığında, kişiyi giderek tüketen bir döngüye dönüşebilir.

İlişkinin geçmişine baktığımızda, eşinizin kötü alışkanlıkları nedeniyle daha sevgiliyken bir ayrılık yaşanmış ve ardından iyileştiğine inandığınızda tekrar birleşmişsiniz. Bu, sizin bağışlayıcı ve umutlu yapınızı gösteriyor. Ancak evlilik sonrası geçmişin izlerinin sizin güven duygunuzu zedelediğini ve bu duyguyu sürekli eşinize yansıttığınızı belirtiyorsunuz. Bu da aslında sizin bu ilişkide sadece eşinizi değil, geçmişte yeterince güvenli bir ortamda büyüyememiş “içsel çocuğunuzu” da iyileştirmeye çalıştığınızı düşündürüyor. Bu bağlamda, yaşadığınız ilişkinin içinde sadece bugünü değil, geçmişte yarım kalan bazı duygusal ihtiyaçları da taşıyor olabilirsiniz.

Eşinizin zamanla yeniden kötü alışkanlıklarına dönmesi, siz çaba gösterdikçe sorumluluk almak yerine uzaklaşması, sevdiğini söylerken ayrılığı da net bir dille ifade etmesi, onun içinde de büyük bir kafa karışıklığı olduğunu gösteriyor olabilir. Ancak bu kararsızlık hali, sizde sürekli bir “bekleme” psikolojisi yaratıyor. Çünkü bu gidiş gelişler, sizin gerçek anlamda yas tutup yeni bir hayata geçmenizi engelliyor. Sevildiğinizi hissettiğiniz anlarda umutlanıyor, ardından gelen mesafe ve soğuklukla yeniden düşüşe geçiyorsunuz. Bu da duygusal olarak bir ileri bir geri yaşanan bir kısır döngüye neden oluyor.

Şu an “aşık mıyım yoksa terk edilmekten mi korkuyorum” sorunuz, aslında bu ilişkinin hangi ihtiyaçlarınızı karşılayıp hangilerini karşılamadığını sorgulamaya başladığınızı gösteriyor. Gerçekten de bazı ilişkilerde sevgi ile bağımlılık birbirine karışabilir. Birine duyulan bağımlılık alışkanlık, onun yokluğuna dayanamama hali, bazen sağlıklı bir sevginin değil; kaybetme korkusunun ve yalnız kalma endişesinin ürünüdür. Bu nedenle, ilişkinin içinde kalmak mı yoksa kendiniz için yeni bir sayfa açmak mı sizin için daha iyileştirici olur sorusunun cevabı, sadece “onu seviyor muyum” değil, “bu ilişkide ben kim oluyorum” sorusuyla birlikte düşünülmelidir.

Eşinizin şu anki ruh hali, sorumluluk almak istememesi, kendini mağdur göstermesi, değişim için adım atmaması ve sizi duygusal olarak belirsizlikte bırakması, sizin ruhsal sağlığınız üzerinde ciddi bir yük yaratıyor olabilir. Bu yükü taşımaya devam etmek, zamanla tükenmişlik, değersizlik hissi ve depresif belirtilerle sonuçlanabilir. Sabah uyanmak istemediğinizi belirtmeniz, umutla kararsızlık arasında sıkışmanın ne kadar zorlayıcı olduğunu gösteriyor.

Bu noktada kendinize sormanız gereken bazı sorular olabilir:

Bu ilişkide ben ne kadar varım?

Hep onun için çabalarken kendimden ne kadar uzaklaştım?

Sevgi uğruna kendimi ne kadar ikinci plana attım?

Bu ilişki bana huzur ve güven veriyor mu, yoksa sürekli tetikte ve yorgun hissettiriyor mu?

Bir ilişki sizi sürekli bekleten, belirsizlikte bırakan, varlığınızı sorgulatan bir hâl aldıysa, bu sevgi ne kadar gerçek olursa olsun, ilişkinin yapısı sizin psikolojik sağlığınızı tehdit ediyor olabilir. Sevgi tek başına yeterli değildir. Karşılıklı sorumluluk, güven, açık iletişim ve emek de gerekir. Bu ilişkinin dengesiz yapısı içinde siz bu yükün çok büyük bir kısmını omuzlamışsınız.

Bundan sonraki adımda ne yapmalısınız sorusunun cevabı çok net olmayabilir. Çünkü duygularınız çok yoğun . Ancak bir uzmandan destek alarak hem bu ilişkideki rolünüzü, hem kendi ihtiyaçlarınızı hem de “birlikte olmadan kim olabilirim” sorusunu ele almanız çok kıymetli olabilir. Sizin için önemli olan şey, yaşadığınız duygusal yorgunluğu göz ardı etmeden, “kendim için neye ihtiyacım var” sorusuna dürüst bir cevap verebilmek.

Kendinize zarar vermeyen, sizi besleyen, sizi gerçekten duyan bir ilişki kurabilmek mümkün. Bu ilişki içinde bunu hâlâ sağlayabiliyorsanız, bu birlikte yeniden inşa edilebilir.Çift terapisi desteğini de düşünebilirsiniz. Ama eğer bu sadece sizin çabanızla yürüyorsa, o zaman bir şeyleri bırakmak, bazen en büyük iyileşmeyi getirir. 

Umarım bu cevabım size yardımcı olmuştur. Aklınıza takılan başka sorular olursa bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.


Sağlıcakla kalınız.

Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu



Cevaplanmış benzer sorular