İlişkimde soğukluk var

Merhaba Sevgili Danışan,

Yazdıklarını okuduğumda, bir yıldır devam eden ilişkinin içinde tekrar tekrar yaşanan kırılmaların seni nasıl yorduğunu, duygusal bağın zedelenmesinin sende nasıl bir hassasiyet oluşturduğunu ve partnerinin en küçük soğukluğunun bile iç dünyanı nasıl etkilediğini görebiliyorum. Birbirini seven iki insan olunmasına rağmen, ilişkinin duygusal zemininin sürekli sallanması çok yorucu bir deneyimdir. Hele ki senin gibi duygusal olarak bağ kuran, ilişki içindeki değişimlere duyarlı biri için bu süreç daha da zorlayıcı olabilir. Bu yaşadıkların, “neden böyle hissediyorum” diye sorgulaman gereken bir şey değil; tamamen insanın kırılganlıklarına ve ilişki dinamiklerine dair doğal bir sonuç.

Partnerinin geçmişte seni eski ilişkisiyle kıyaslaması, kavga anında ağır sözler söylemesi ve bunların üstüne gelen özürlerin sende kalıcı bir güven eksikliği yaratması çok anlaşılır. Özür, kırılan kalbin üzerindeki çizgiyi silemez; sadece üstünü yumuşatır. Ama senin yaşadığın kırıklar duygusal hafızana yerleşmiş durumda. İçinden “geçmişte yaptıklarını artık yapmıyor ama içimde kalan acı kaybolmuyor” demen tam olarak bu yüzden.

Geçmişte yaşanan bu kırıklar iyileşmeden üzerine gelen en küçük bir soğukluk bile zihninin alarm vermesine neden olur. Çünkü beynin “tekrar olacak mı?” diye sürekli tetikte. Bu yüzden onun bir cümlesi soğuk geldiğinde senin de modunun düşmesi, mesafenin artması ve duygusal olarak hemen etkilenmen aslında bilinçli bir seçim değil, sinir sisteminin kendini koruma çabası. Bu da ilişkinin içinde bir yansıma döngüsü yaratmış: O soğuklaşıyor, sen de soğuyorsun, bu soğuma yine ona geçiyor. İlişki giderek daha gergin bir zemine oturuyor.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Sen şu anda partnerinin duygu durumuna aşırı bağlısın. Bu durum ilişki içinde duygusal bağımlılık benzeri bir döngü yaratabilir. “Onun iyiliği = benim iyiliğim, onun mutsuzluğu = benim mutsuzluğum” şeklinde işleyen bu yapı, zamanla kişinin öz benliğini gölgeleyebilir. Sen bunu fark etmişsin ve bu farkındalık çok kıymetli, çünkü değişimin ilk adımı tam olarak burasıdır.

İlişkinizde yaşanan soğukluk aslında bir anda oluşan bir kopukluk değil; uzun süredir biriken kırıkların, tamir edilmemiş duygusal yaraların ve iletişim eksikliğinin yansıması. Partnerinin geçmişte yaptığı kıyaslamalar “acaba ben yeterli değil miyim?” duygusunu tetikler. Hakaretler “değersizleştirilme” izleri bırakır. Şu anda hissettiğin soğukluk ise bütün bu duyguların yüzeye çıkmasına neden oluyor.

Bu yaşadıkların seni yıpratmış ve içsel dengenin ilişkideki her değişimden etkilenir hâle gelmiş. Böyle durumlarda bir psikologla çalışmak, duygusal yaraların köküne inmek ve ilişkideki döngüleri yeniden oluşturmak çok değerlidir. Bir uzmanla birlikte: Geçmiş kırılmaların neden hâlâ seni etkilediğini, neden partnerinin duygusuna bu kadar hızla uyumlandığını, duygusal bağımlılık döngüsünü nasıl dönüştürebileceğini, sınır koymayı ve duygusal mesafeyi nasıl kurabileceğini, ilişkide güvenin nasıl yeniden inşa edilebileceğini ele alman mümkün olur.

Eğer bu yaşadıkların gündelik enerjini düşürüyorsa, uyku, iştah ve odak gibi alanlarda da etkileri varsa bir psikiyatri değerlendirmesi almak da süreci destekleyebilir. Çünkü uzun süreli duygusal yıpranmalar bazen kaygıyı, düşünce yükünü ya da duygusal dalgalanmaları yoğunlaştırabilir.

Sevgili danışan, şu anda hissettiğin şey “kapasiten zayıf” olduğu için değil; bu ilişkinin içinde çok fazla yara biriktiği ve sen bu yaraları tek başına taşımaya çalıştığın için. Bu süreçte hem kendini hem ilişkiyi yeniden anlamlandırmak için profesyonel destek en doğru adım olur.

Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.

Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel