İlk aşkımı nasıl unutabilirim?
3 yil once henuz kucukken birisine asik oldum. 5 ay sevgiliydik. Karsilikliysi. Beni cok sevdigini bana asik oldugunu hissetmistim. Bana karsi davranislari ilgisi bakislari sozleri herseyi cok ozeldi. Ailem baskici oldugu icin bulusamazdik cok az yuz yuze gorusurduk, bende utangac oldugum icin fotografimi atmaktan utanirdim. Biraz bu durumdan cani sikkindi zaten. Yinede hersey cok iyiyken bi anda beni artik sevmedigini soyleyip ayrildi. O zaman sadece peki diyip kabullendim ve bir daha asla konusmadik.
Fakat icim firtinaydi. En az ilk 1 yil hic bi erkekle konusmadim sevgili olmadim. Aklimda hep o vardi. Her gece kalbimin acisindan aglayarak uyudum. Ilk zamanlar ne yemek yedim nede uyudum. Cok kotuydum. 1 yil gectikten sonra bi kisiye sans verdim baskasiyla sevgili oldum fakat 1 ay sonra ona onu sevmedigimi soyleyip bitirdim. Sonra bi baskasi yazdi beni cok seven, onada bi sans verdim. 9. ayimizda ondanda ayrildim ona onu sevmedigimi soyleyip. Hemen sonrasinda ilk askima yazdim. Ayriligimizin uzerinden 2 yil gecmisti hic konusmamistik fakat yinede yazdim. Cunku gercekten dayanamiyordum onu unutamiyordum. Sonra beni reddetti. O beni reddedince 9. ayimizda ayrildigim sevgilime geri dondum. Haberi bile yok. Hala sevgiliyiz. Gecen ay yine ayrilmistim 1 ay ayri kaldik sonra yine geri dondum ama bu sefer sebebi baskaydi sikilmistim biraz. Cok uzdum onu ben onun ilk askiydim ama onu kac kez birakip gittim. Aklim hep ilk askimdaydi. Neyse yani aradan 3 yil gecti ben hala eski sohbetlerimizi okuyorum bana verdigi sozleri okuyup agliyorum yalanci diye. Ona olan hislerimi ozluyorum. Bazen keske suan sevgili olsak diyorum. O gittikten sonra hayatima girip beni cok seven her erkege onun bana yaptigini yaptigimi fark ediyorum. Cok kotu hissediyorum
Bu soru 27 Haziran 2025 13:01 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Merhabalar.Yazdıklarınızı okuduğumda, kalbinizin çok uzun zamandır taşıdığı ağır bir duyguyu hâlâ hissettiğinizi görmek mümkün. Bir yandan unutmaya çalıştığınız, diğer yandan içinizde hâlâ çok taze olan bir yarayı taşıyorsunuz gibi… O ilk aşkın etkisi, bıraktığı iz ve ardından gelen karmaşık ilişkiler zinciri, duygularınızın ne kadar derin olduğunu düşündürüyor. Bu kadar yoğun duyguların içinde savrulmak hem yorucu hem de insanı kendinden bile uzaklaştırabilir.
İlk yaşanan sevgiler, çoğu zaman insanın kalbine başka hiçbir ilişkinin tam olarak dolduramadığı bir boşluk bırakabilir. O kişiyle yaşadığınız her an, o dönemin verdiği masumiyet, engeller, heyecanlar... Bunların hepsi zihinde çok kıymetli bir yere oturur. Hele ki yaşınız küçükken ve kalbiniz ilk kez biriyle bu kadar güçlü bağ kurmuşken yaşandıysa, sonrasında bu duygunun izi kolay kolay silinmez. Çünkü o aşk sadece bir kişiye değil, aynı zamanda bir zamana, bir duyguya, bir “ilk” olma hâline duyulan özlemi de barındırır.
Siz de o dönemin masumiyetine ve içtenliğine sıkı sıkıya tutunmuşsunuz gibi görünüyor. Ama en çok da, hiçbir açıklama yapmadan sizi bırakan birine karşı hâlâ bitmeyen bir “neden?” sorusunu taşıyorsunuz. O cevaplanmamış sorular bazen yıllarca kalpte kalabilir ve içten içe sizi hem geçmişe hem de bugününüze bağlayabilir. Ne zaman kendinizi toparlamaya çalışsanız, bir yanınız sizi hep geçmişteki o kişiye, o eksik kalmış hikâyeye çekiyor olabilir.
Diğer yandan, ilişkilerinizde verdiğiniz tepkilere baktığınızda, siz de fark etmişsiniz ki, başkalarına aynı duygusal kırgınlığı yaşatma ihtimaliniz sizi çok rahatsız ediyor. Bu, aslında çok kıymetli bir içsel farkındalık. İnsan sevildiğinde ama karşılık veremediğinde; bazen bilinçli, bazen bilinçsiz bir şekilde karşısındakine zarar verebilir. Ve siz bu durumun farkına vardığınız için zaten içsel olarak bir dönüşüm sürecine girmişsiniz diyebilirim.
Unutmayın ki, geçmişte kalmış bir kişi, bazen sadece bir “kişi” olmaktan çıkar; o bizim için bir anlam haline gelir. Sizinki de tam olarak böyle görünüyor: O kişiye değil belki de onun sizde uyandırdığı heyecana, size kendinizi özel hissettirişine ve yaşattığı duygulara özlem duyuyorsunuz. Ancak artık hayatınızda başka insanlar var ve onlar da kendi gerçeklikleriyle varlar. Onları geçmişin gölgesinde değerlendirmek, hem onlara hem de kendinize haksızlık olabilir.
Bu süreçte, kendinize suçluluk duygusuyla değil; anlayış ve şefkatle yaklaşmak çok önemli. Çünkü siz de bu duygusal fırtınalar içinde yönünüzü bulmaya çalışıyorsunuz. Bazen kalbiniz bir yere ait kalırken, hayat sizi başka yerlere savurabilir. Bu çok insani bir durum. Kimse duygularını tamamen kontrol edemez; önemli olan onları fark edip anlamlandırabilmek.
Size şöyle bir egzersiz önerildiği gibi, duygularınızı yazıya dökmek bu süreçte gerçekten çok işe yarayabilir. İçinizde tuttuğunuz her şeyi, kırgınlıkları, pişmanlıkları, özlemleri yazmak... Belki de ilk kez kendinize karşı dürüstçe ve açıkça konuşmak için bir fırsat olabilir.
Kendinizi yargılamadan, sadece anlamaya çalışarak ilerlediğinizde, belki de bu üç yıl boyunca sizi en çok yoran şeyin ne olduğunu daha net görebileceksiniz. Belki de artık o döngüyü kırmanın zamanı gelmiştir.
bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.
Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak