İş yerinde olanlar yüzünden enerji düşüklüğü anksiyete
İş yerinde olan ani yer ve görev değişiklikleri beni uzun süreli sıkıntılı ruh haline sokuyor fiziksel ve ruhsal düşüşe geçmeme sebep oluyor uzun yıllardır bu hep böyle normal ve sağlıklı düşünemiyorum ve ailemi etkiliyor bu durum benim çalışma sürem 24 saat esasında ve en ufak çalışma değişiklikleri beni olumsuz etkiliyor ve takıntı haline geliyor ve ben bu duruma kolay adapte olamıyorum
Bu soru 27 Temmuz 2025 17:04 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yaşadığınız durumun sizi ne kadar zorladığını ve hayatınızın farklı alanlarına nasıl yayıldığını açık ve dürüst bir şekilde ifade etmişsiniz. Bu çok kıymetli bir farkındalık çünkü çoğu zaman insanlar böyle bir ruhsal zorlanmayı bastırmayı ya da görmezden gelmeyi tercih edebiliyor. Siz ise bunun hem iş hayatınıza hem fiziksel sağlığınıza hem de ailenize olan etkisini görebiliyor, bu da iyileşme yolculuğunuzda güçlü bir başlangıç noktası oluşturuyor.
Öncelikle, iş yerindeki ani yer ve görev değişikliklerinin sizi bu denli etkilemesi bir zayıflık değil. Bu tür değişimlerin bireyler üzerinde stres yaratması oldukça normaldir. Özellikle de sizinki gibi 24 saat esasına dayalı, sorumluluğu yüksek, esnekliği düşük bir çalışma sisteminde bu değişiklikler ruhsal yükü daha da ağırlaştırabilir. Ancak sizin yaşadığınız etki, bu “normal” stresin ötesine geçip artık kaygı bozukluğu düzeyinde kendini gösteriyor gibi görünüyor. Yani iş yerindeki değişimler artık yalnızca mesleki bir mesele değil; psikolojik dayanıklılığınızı zorlayan, gündelik işleyişinizi bozan ve takıntılı düşünceleri tetikleyen bir sistem hâline gelmiş olabilir. Bu, uzun yıllardır devam eden bir örüntü olduğuna göre zamanla içselleştirilmiş ve “baş edemeyeceğim” inancını yerleştirmiş olabilir.
Bu noktada yaşadığınız kaygının temelinde “kontrol kaybı” hissi olabilir. İnsan beyni, tahmin edilebilirliği ve düzeni sever. Özellikle belli bir düzen içerisinde yaşamaya alışkın olan bireyler için aniden gelen görev ya da yer değişiklikleri, güvenlik duygusunun zedelenmesine neden olur. Bu da tetiklenmiş bir anksiyete hâli yaratır. Sizdeki gibi bu kaygının fiziksel belirtilere (enerji düşüklüğü, uykusuzluk, sindirim sorunları vb.) dönüşmesi de bu duygusal yükün bir süredir bastırıldığını ve artık bedenin de bu yükü taşımakta zorlandığını gösterir. Bedeniniz, zihinsel sıkışıklığın sinyallerini veriyor olabilir.
Takıntı hâline gelen düşünceler de bu durumun bir başka boyutudur. Kaygı yaşayan bireylerde sık görülen bir şeydir bu: “ya böyle olursa?”, “ya yine değişiklik olursa?”, “bu belirsizlikle baş edemem” gibi düşünceler döngüsel bir şekilde tekrarlanır ve kişi kendini bu düşüncelerin içinde sıkışmış hisseder. Adaptasyon sürecinizin zor olması da bu zihinsel yükten kaynaklanır. Çünkü değişime karşı gösterdiğiniz direnç, sizi koruma amacıyla gelişen bir psikolojik savunmadır. Ancak bu direnç zamanla sizi yorar, çevrenizle uyumu bozar, aile içinde de duygusal mesafeler yaratır.
Peki bu durumda ne yapabilirsiniz?
Öncelikle kendinizi bu kadar suçlamadan duruma şefkatle yaklaşmanız önemli. Sizdeki hassasiyet ve düzen ihtiyacı, sizi "anormal" yapmaz. Bu, sizin karakter yapınızla, belki geçmişte yaşadığınız bazı ani değişimlerin yarattığı travmalarla ve çalışma koşullarınızın zorlayıcılığıyla ilgili olabilir. Ama her ne olursa olsun, bu döngüyü kırmak mümkündür. Bunun için ilk adım farkındalık ve kabul: “Ben değişikliklere kolay adapte olamayan biriyim, bu bende yoğun kaygı yaratıyor ama bu durum değişebilir.”
İkinci adım ise duygu düzenleme ve stres yönetimi becerileri kazanmak olabilir. Her görev değişikliğinde önce bir “dur”, “anla”, “yönlendir” sistemi geliştirmek işe yarayabilir. Örneğin, yeni bir görev değişikliği olduğunda zihniniz hemen olumsuz senaryolar üretmeye başlıyorsa, o anda kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
Bu durum şu anda bana gerçekten ne hissettiriyor?
Zihnim bu durumu nasıl büyütüyor?
Bu geçici bir düzenleme mi, yoksa tüm hayatımı etkileyecek bir değişiklik mi?
Bu durumla daha önce de karşılaştım mı? O zaman nasıl baş ettim?
Bu tür sorular, duyguyu anlamanıza ve panik hâlinden biraz uzaklaşmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca günlük rutininize küçük nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri (örneğin 4-7-8 nefes tekniği) veya gün sonunda bir “duygu boşaltım defteri” tutmak gibi basit ama etkili uygulamalar eklemek, ruhsal yükünüzü düzenlemenize yardımcı olur. Zihninizi bu yoğun düşünce girdabından çıkarmak için fiziksel hareketlilik de çok önemlidir. İş sonrası yapılan kısa yürüyüşler, nefesli sporlar ya da doğa teması, kaygının etkisini azaltabilir.
Ailenizi etkilediğini belirtmişsiniz; bu da duygularınızın sizi ne kadar zorladığını gösteriyor. Unutmayın, evdeki huzur çoğu zaman bireyin iç huzuruyla başlar. Ailenizle açık bir iletişim kurmak, duygularınızı paylaşmak, bazen sadece “bugün zorlandım, bir süre dinlenmeye ihtiyacım var” diyebilmek bile ilişkileri daha sağlıklı bir zemine taşır. Sessizlik veya öfke yerine duygularınızı isimlendirmek, hem sizin hem de onların bu durumu anlamasını kolaylaştırır.
Bütün bu süreci daha sağlıklı yönetebilmek için bir psikolojik destek almanız çok yerinde olacaktır. Çünkü yaşadığınız kaygı ve adaptasyon güçlüğü, zamanla depresif belirtileri de beraberinde getirebilir. Bir uzmanın desteğiyle hem geçmişteki bu tepkilerin kökenine inebilir hem de şimdiki stres faktörleriyle baş etme becerileri kazanabilirsiniz. Gerekirse iş yerinizde bu tür değişiklikler olduğunda sizi daha az etkileyecek alternatifler konuşmak için insan kaynaklarıyla temasa geçmek veya destek hattı gibi kaynaklardan faydalanmak da değerlendirilebilir.
Son olarak kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Ben değişime direnirken neyin kaygısını yaşıyorum? Kontrolü mü kaybediyorum, güvende mi hissetmiyorum?”
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel