Psikoloji

Sürekli Dert Anlatıyorum, Nasıl Daha İyi Hissederim?

Gizli Kullanıcı3 Temmuz 2024 11:28

Sürekli derdimi insanlara anlatmak istiyorum, en ufak bir anda dertlerim hakkında detaylara inmek veya beni dinlemeleri için onlara farklı şeyler söylüyorum. Sürekli ilgi çekici şeylerden bahsediyorum kendimle alakalı ama hiçbiri aslında ilgi çekici değiller. Nefes alamıyor gibi hissediyor ve her boş bulduğum anda aileme karşı bir cevap hazırlıyorum kafamda. Çok agresifim, tahammül seviyem neredeyse yerlerde. Sevgilim ne dese ona karşı çıkıyorum, zıt olmak için uğraşıyorum ve çok fazla dert anlatma girişiminde bulunuyorum. Konfor alanımdan çıkmak istemiyorum ama aynı zamanda da arkadaşım yok diye kendi kendime yükleniyorum.

Günlük yaşamımda seslere tahammül edemiyorum sussunlar istiyorum. Ama aslında içten içe birisi benimle oturup sohbet etsin istiyorum. Yalnız kalmak en korktuğum şeylerden birisi olduğu halde çok yalnız hissediyorum. Erkek arkadaşım sadece benimle ilgilensin, benimle konuşsun ve bana vakit ayırsın istiyorum. Hatta bunu çevremdeki herkesten istiyorum ama olamayacağının farkında olduğum için onlara yansıtmamaya çalışıyorum, bu durum beni çok zorluyor.

Bir derdim olduğunun farkındayım, bu kadar dalıp dalıp gitmelerim hiç normal değil ama ne olduğunu bulamıyorum. Bu beni ve cevremdeki insanları çok zorluyor. Bunlarla nasıl başa çıkabilir ve bunlardan vazgeçip iyileşmek için ne yapabilirim?

Bu soru 4 Temmuz 2024 19:46 tarihinde Uzman Psikolog İlknur Aksu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Selam değerli danışan, sürekli dert anlatma veya ilgi çekici şeylerden bahsetme isteği, belki de duygusal ihtiyaçlarınızın karşılanmadığını veya duygusal olarak desteklenmediğinizi hissetmenizden kaynaklanabilir. İnsanlarla bağlantı kurma ve onların dikkatini çekme ihtiyacı duyabilirsiniz. Belirli bir dönemde veya yaşamınızda dikkat çekilme ihtiyacını artıran bir durum oldu mu? Belki de çocuklukta yeterince ilgi görmemiş olabilirsiniz. Adeta tetikleyici olarak yakın zamanlarda yaşadığınız bir stres veya travma sonrası dikkat çekme ihtiyacı artmış gibi görünüyor. Bahsettiğiniz şekilde kontrolsüz denecek derecede konuşma isteği, stres bozukluğu işaretlerindendir. Her insan, yaşadığı stres ve travma sonrası duygu durum bozukluğunu farklı şekillerde dışa vurur. Her insanın yarasının farklı şekillerde kanaması gibi. Dolayısıyla biz sadece ilgi isteğinize ve iletişim sorunlarınıza odaklanırsak, yeterince yararlı ve sürdürülebilir değişimler yaşanmayabilir.

Tüm bunların yanı sıra içsel olarak denge sağlamakta zorlanıyor olabilirsiniz. Duygusal dalgalanmalar veya içsel boşluk hissi, sürekli dert anlatma veya ilgi çekici konularla kendinizi doldurmaya çalışmanıza neden olabilir. Öz farkındalık ile kendinize dönüp şu soruyu acele etmeden cevaplar mısınız kendinize: derdinizi anlatmak veya ilgi çekici konularla kendinizi ifade etmek, bir eksikliği telafi etme çabası mı? İnsanın zihninde bitmeyen ve farkında olunmayan telaş varken de, zihni sürekli konuşur. Kişi, sonra da baş etme yöntemi olarak bu susmayan telaşlı iç sesi dışarı yansıtır. Bu bir tür yardım çağrısıdır. İlgi ve konuşma isteğiyle maskelenmiş gibi görünen bir tür stres ve kaygı bozukluğunu andırıyor. İçinizde ne zamandır ve nelere dair korku ve eksiklik hissettiğinizi keşfedebilmek için verimli bir sessizliğe ihtiyacınız var. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, yeterince uyumak gibi kendine iyi bakma alışkanlıkları edinmek, genel ruh halinizi ve duygusal dengeyi iyileştirebilir. Daha dingin bir zihne ulaşmanın yolu bunlara devamlılıktan geçer. Duygusal regülasyon tekniklerini de hazır hissettiğiniz zaman denemeye başlarsanız, duygusal dalgalanmalarla başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Bu teknikler arasında örnek olarak derin nefes alma, meditasyon ve telkin gibi yöntemler yer alır.

Yazı ile terapi atölyelerimde ve duygu yönetimine dair seanslarda kullandığım bir başka yöntemi paylaşmak isterim: Duygusal dalgalanmalarınızı anlamak ve ifade etmek için günlük olarak duygu günlüğü tutabilirsiniz. İnsanları farkında olmadan birer günlük gibi duygu-düşünce aktarım aracı olarak kodlamanın da önüne geçebilir zamanla :) Bu teknik ayrıca, hangi duyguların sizi nasıl etkilediğini görmek ve bu duyguları daha sağlıklı bir şekilde ifade etmek için farkındalığınızı artırabilir. Yalnızlık hissiyle başa çıkmak için de yeni sosyal bağlantılar kurmak güzel bir motivasyon olabilir. İlgi alanlarınıza uygun gruplara katılarak, hiç deneyimlemediğiniz etkinlikleri araştırmakla meşgul olarak yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. Sosyal doyum, iç dengeye götüren bir yol olabilir. Bazen bu, kapalı alandan oksijen dolu bir açık alana çıkmak gibi nefes aldırır. Zihindeki telaş ve duygulardaki harareti yatıştıran bir insan sirkülasyonu gibi gelebilir. Cesaret edemediğiniz için ertelediğiniz sosyal deneyimlerden başlayabilirsiniz :)

Zihinsel denge ve dinginlik dolu bir yaşam diliyorum.

Sağlık dileği ve sevgilerimle...

alinti

Bu yorum benim için farklı bir bakış açısı kazandırdı teşekkür ederim

Yorumlar

Gizli Kullanıcı

Yazdığınız paragraf içerisindeki önerileri denemeye çalışacağım beni neyin tetiklediği hakkında hiçbir fikrim yok maalesef. Ama bulacağıma eminim, teşekkür ederim.

Cevaplanmış benzer sorular