Kaygı

Kafamın dağınık olmasının sebebi nedir?

Gizli Kullanıcı30 Temmuz 2025 05:00

Merhaba, normalde de erteleyen bir insanım. Ama bu aralar aşırı arttı ve hayatımı kontrol altına alamıyorum. En basit temizlik yapmayı sürekli erteliyorum, kitap okumayı, ders çalışmayı, ve hadi diyelim bunu kırıp yapmaya başladım ya bu defa kendimi bir süre sonra başka bir iş yaparken buluyorum mesela yemek yaparken dergi karıştırırken. İşime evime odaklanamıyorum. sürekli ertelemekten ve işleri son dakikaya bırakmaktan bazen yetiştiriyorum bazen de yetiştiremiyorum. Kendimden çok yoruldum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Lütfen bana yardımcı olun. Kafamın içinde bütün dosyalar açık sanki ve hepsi de yarım yamalak duruyor. Rutin oluşturmada her gün düzenli olarak yapabildiğim devam ettirebildiğim bir alışkanlık oluşturamıyorum, unutmaktan ve ertelemekten.

Çok yorgun hissediyorum, herhangi bir işi bir merakla başlayıp bitirememek beni çok eksik bırakıyor. Çevrem beni dağınık bir insan olarak biliyor ama ben böyle olmak istemiyorum, böyle etiketlenmek istemiyorum.

Bu soru 30 Temmuz 2025 13:02 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba sevgili danışan,


Öncelikle, anlattıklarınızı okurken hissettiğiniz yorgunluğu, zihinsel dağınıklığı ve kendinize yönelik hayal kırıklığını anlayabiliyorum. Bu durum insanı gerçekten hem duygusal hem fiziksel olarak tüketebilir. Bir yandan hayatı kontrol altına almak, düzen kurmak istiyorsunuz; diğer yandan kafanızın içinde onlarca açık dosya varmış gibi hissediyorsunuz. Bitmeyen erteleme döngüsü, başlanan ama yarım kalan işler, kendini suçlama ve yorgunluk… Tüm bunlar birleşince hem enerjiniz azalıyor hem de kendinize karşı olan motivasyonunuz kırılıyor. Şunu bilmenizi isterim ki bu hisleri yaşayan tek kişi değilsiniz ve bu, “başarısız” ya da “tembel” olduğunuz anlamına gelmiyor. Bu, şu anda zihninizin yorulduğu, odaklanmakta zorlandığı ve belki de bilinçsizce kendinizi korumaya çalıştığınız anlamına geliyor.


Yaşadığınız bu erteleme ve zihinsel dağınıklık döngüsünün altında birçok psikolojik ve fizyolojik etken olabilir. Öncelikle şunu fark etmek önemli: İnsan zihni, sürekli stres altındayken veya yorgunken, odaklanmayı zor bulur. Beyniniz, bir yandan yapmanız gerekenleri size hatırlatırken, diğer yandan bunaldığınız için sizi kolay ve konforlu olan şeylere yönlendirir. Örneğin temizlik yapmak yerine dergi karıştırmak, ders çalışırken sosyal medyaya kaymak ya da başka bir işe geçmek aslında zihninizin kısa süreli rahatlama yöntemidir. Bu durum, özellikle kaygı, yorgunluk, düşük motivasyon, hafif depresif ruh hali ya da yoğun stres dönemlerinde daha da belirginleşebilir. Zihinsel dağınıklık çoğu zaman “kontrolsüzlük” gibi görünür ama altında aslında beynin kendini koruma çabası vardır.


Bir diğer önemli nokta, sürekli yarım kalan işlerin sizde yarattığı suçluluk ve özsaygı baskısıdır. “Ben böyle olmak istemiyorum, böyle etiketlenmek istemiyorum” diyorsunuz. Bu cümleniz aslında değişim isteğinizi gösteriyor ama suçluluk hissi arttıkça beyniniz savunmaya geçip tekrar erteleme davranışı gösterebiliyor. Çünkü suçluluk, motivasyonu besleyen değil, aksine felce uğratan bir duygudur. Erteledikçe suçluluk artıyor, suçluluk arttıkça zihniniz kaçmak istiyor. Bu döngü bir süre sonra “zihinsel dağınıklık – erteleme – suçluluk – yorgunluk” şeklinde kendini besleyen bir hale geliyor.


Bu noktada kendinize şunu sormanız faydalı olabilir: “Şu an yapmam gerekenleri ertelediğimde gerçekten tembel olduğum için mi, yoksa zihnim bir mola mı istiyor?” Bu farkındalık, kendinize kızmak yerine kendinizi anlamanızı kolaylaştırır. Kendinizi anlamak ise değişimin ilk adımıdır.


Şimdi gelelim bu süreci yönetmek için olasılıklara. Öncelikle zihinsel yükünüzü hafifletecek küçük adımlar belirlemek önemli. Birçok danışanımda gördüğüm etkili yöntemlerden biri, “mikro hedefler” oluşturmak. Örneğin, “bugün evi temizleyeceğim” yerine, “şimdi 10 dakika boyunca sadece mutfak tezgâhını toparlayacağım” gibi küçük ve ölçülebilir hedefler koymak, beyninizin “başardım” hissini erken yaşamasını sağlar. Bu yöntem hem motivasyonu artırır hem de tamamlanmamış işler yığını hissini azaltır.


Bir diğer yöntem, görselleştirilmiş rutin oluşturmak olabilir. Zihinsel dağınıklığı olan kişiler için sadece kafada plan yapmak işe yaramaz. Yapacaklarınızı kağıda yazarak, hatta renkli post-it’lerle görünür hale getirerek kendinize küçük bir yol haritası çizebilirsiniz. Bu yöntem, beyninize somut bir rehber sunar ve “her şey kafamda dönüp duruyor” hissini azaltır.


Ayrıca, odak çalışmaları da sürecinize yardımcı olabilir. Örneğin, 25 dakika boyunca tek bir işe odaklanıp 5 dakika ara vermeyi içeren Pomodoro tekniği gibi yöntemler, zihinsel dağınıklığı azaltmada etkilidir. Çünkü beyniniz, uzun süreli odaklanma yerine kısa ve kontrollü odaklanmaya daha iyi yanıt verir.


Günlük yaşamınızda bedensel farkındalık ve enerji yönetimi de önemlidir. Dağınık zihin çoğu zaman yorgun bir bedenle el ele gider. Yeterli uyku almak, kısa yürüyüşler yapmak, nefes egzersizleriyle günü bölmek zihinsel enerjinizi toparlamanıza yardımcı olur. Ayrıca, sosyal medya veya dikkat dağıtan ekran sürelerini sınırlamak da zihninizi toparlamada etkili bir adımdır. Çünkü beyniniz zaten dağınıkken sürekli dış uyaranlarla dolması, toparlanmayı zorlaştırır.


Tüm bu önerilerin yanında, kendinize şefkat göstermek çok değerlidir. Şu anda yaşadıklarınız, kişiliğinizin zayıflığı değil, zihinsel ve duygusal yorgunluğunuzun bir sonucu. Her gün küçük bir adım atarak, kendinizi suçlamadan bu döngüyü kırmanız mümkün.


Son olarak, bu durum uzun süredir devam ediyorsa, hayatınızı ve özsaygınızı etkiliyorsa bir psikologla birebir görüşmek size çok iyi gelebilir. Bazen profesyonel destek, hem duygusal yükünüzü hafifletir hem de davranışsal stratejileri kişisel olarak uygulamanıza yardımcı olur. Eğer erteleme ve odaklanma sorunları yoğun kaygı, depresif hisler veya dikkat dağınıklığı ile birlikte gidiyorsa bir psikiyatrist ile görüşmek de sürecinizi destekleyebilir.


Unutmayın, zihinsel dağınıklık geçici olabilir ve küçük adımlarla toparlanabilir. Kendinize kızmak yerine, kendinizi anlamak ve adım adım ilerlemek en güçlü iyileşme yoludur.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular