Psikoloji

Kalp mi mantık mı?

Gizli Kullanıcı27 Aralık 2024 19:03

Kalbimi dinlemeyip mantığımı dinlediğimde vicdanım da yüreğimde hiç rahat etmiyor. Kalp midir bizi akışta tutacak olan o sakinliği dinginliği verebilecek yoksa mantık mı? Kalbi özellikle de duygularda geri planda mı tutmak gerekiyor? Kalbimizin sesini dinlesek sanki daha özgür hissediyoruz fakat kalp bişey söylediğinde tersini kabul edip direndiğimizde sanki kendi kalbimizi de kırıyor gibiyiz şahsen benim içim hiç rahat olmuyor hep bir burukluk hissediyorum sanki esas beni görmüyor gibi... doğru olan hangisidir ?

Bu soru 28 Aralık 2024 19:16 tarihinde Psikolog İrem Bor tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar Sevgili Danışan, sormuş olduğunuz soru oldukça derin ve birçok kişi hayatının farklı dönemlerinde zaman zaman karşılaştığı bir ikilemdir. Kalp ve mantık arasındaki bir denge kurmak, en başında insan olmanın karmaşıklıklarından biridir. Bu ikileme daha detaylı değinmek isterim.

Kalp, duygularımızın, içgüdülerimizin ve sezgilerimizin temsilcisi olarak nitelenir. Bize neyin önemli olduğunu, neyi gerçekten istediğimizi gösteren şeydir aslında. Mantık ise daha analitik bir bakış açısı sunan taraftır, olaylara dışarıdan bakmamıza ve daha hesaplı kararlar almamıza yardımcı olur.


Her iki taraf da bizim bir parçamızdır ve birbirlerine zıt değil, aslında birbirinlerini tamamlamak için vardır. Duygular bizi hayatta tutan, anlam veren unsurlardır, ancak yalnızca duygularla hareket etmek bazen uzun vadede istediğimiz sonuçlar doğurabilir. Yine, sadece mantıkla hareket etmek de bizi içsel olarak bir tatminsizliğe ve ruhsal bir boşluğa sürükleyebilir.


Vicdan ise, genellikle kalp ve mantık arasında bir köprü görevini üstlenir. Bir karar aldığınızda vicdanınız rahatsız oluyorsa, bu karar hem duygusal hem de mantıksal açıdan kendinizi tam anlamıyla ikna edemediğiniz anlamı taşıyabilir. Burada önemli olan, kendinizi dinleyerek hem kalbinizin sesini hem de mantığınızın uyarılarını dikkate alabileceğiniz bir denge bulmaktır.

Kalbi tamamen geri plana atmak, iç dünyanızı ihmal etmek olabilir ve bu da huzursuzluk yaratabilir. Ancak kalbiniz bir şey söylüyor diye her zaman o yöne gitmek de her durum için sağlıklı olmayabilir. Kalbinizin söylediklerini bir rehber gibi düşünmeyi deneyin, ancak son kararı verirken mantığınızla tartıp son bir değerlendirme yapmanız önemlidir.

Duygularınıza alan tanımanız çok önemli sevgili danışan. Kalbinizin sesini bastırmak yerine, duygularınızı anlamaya çalışın. Neden böyle hissediyorsunuz? Bu hislerin kökeni ne olabilir? sorularını kendinize sorup cevap aramaya çalışın.

Duygularınızı anlamlandırdıktan sonra, kararınızın sonuçlarını analiz edin. Burada mantığınız devreye giriyor. Bu seçim kısa vadede sizi mutlu ederken uzun vadede zarar verebilir mi? Sorusu önemlidir.

Özellikle büyük kararlar alırken, hemen bir sonuca varmak yerine hem kalbinizin hem de mantığınızın söylediklerini düşünmek için kendinize zaman tanıyın.

Eğer bir karar aldıktan sonra içinizde burukluk hissi varsa, bu sizin için doğru bir karar olmayabilir. İçsel huzur genelde doğru karara işarettir. Vicdanınızın rahat olması önemlidir.

“Esas beni görmüyor gibi” hissetmeniz oldukça önemli. Bunu hissediyor olmanız belki de ters bir seçim yaptığınızda size gelen bir mesaj olabilir.

Esas olan siz, kalbinizin istekleriyle mantığınızın sizi koruma çabası arasında bir denge kuran o derin özünüzdür. Kendi değerlerinizi ve neyin sizin için anlamlı olduğunu netleştirdiğinizde, bu dengeyi bulmak daha kolay olabilecek.


Doğru olan kısmına gelirsek, bu yalnızca kalbi veya mantığı seçmek demek değil, her iki yönünüzü de dikkate alarak bir denge kurmayı sağlamaktır. Çünkü kalp ve mantık bir arada çalıştığında daha anlamlı ve huzurlu bir hayat yaşayabilirsiniz.

Özgürlük, sadece kalbin sesini dinlemekten değil, bu sesi mantığınızın rehberliğiyle birlikte anlamlandırdığınızda olur.


Bu süreç, zaman alabilen bir süreç olsa da, kendinizi tanıdıkça kararlarınızda daha sağlam hissedebilmeniz mümkündür.

Hoşça kalın…

Sevgiyle, Psikolog İrem Bor