Kararlarım Neden Önemsiz?
Bu sene İzmir’den ayrılıp Kırklareli’de küçük bir kasabada yasayan anneannemle dedemin yanına gittim. Ben ortaokulluyum, annem ile babam ayrı ve bir ablam var. Ablamda benimle beraber burada. Bu sene İzmir’deki okulumda dışlandığımı (?) hissettiğimden dolayı nakil aldırdım ancak o zamanlar ergenliğimin başlangıcı olduğundan dolayı kendimle ilgili en ufak şeye bile alınıyordum. Buraya geldiğimde hemen evimin karşısında olan okula gittim, o okulda full olarak (bunu bu şekilde söylemek istemem ama farklı bir tanım bulamadım.) çingeneler vardı ve sürekli olarak şiddet içeren şeylerden bahsediyorlardı. Kimisi bir kızın saçını tutup nasıl bahçede süründürdüğünü, kimisi başka bir kızın kafasını nasıl sıraya vurarak yardığını ve kızın darp raporu aldığını bana anlatıyorlardı. Ve jest ve mimiklerine bakarak beni korkutmaya çalıştıklarını anlıyordum ki öylede oldu; bana şunu dediler: “Ama sende demekki bir şeyler yemişsinde ailen seni buraya göndermiş! Bize bulaşmasan iyi olur çünkü sonun iyi olmaz ona göre.” dediler. Bunlar bana söylendikten sonra artık bu okulda devam etmek gibi bir beklentim kalmaz oldu. Bunu aileme anlattım, daha doğrusu ilk ablamla anneme. Annemle konuşurken annem bana işe gitmesi gerektiğini, benimle ilgilenemeyeceğini ve benim evde yalnız kalacağımı söyledi. Babam o günlerde benim yanıma geldi (farklı illerdeyiz) ve ablam bu konuyu actı; babam böyle bir seyi asla onaylamadıgını ve benim annemin yanında daha fazla kalmamı istemediğini söyledi. Ablam daha sonra dediki “Damla senin okulunun kontenjanı dolmuş.” ilk başta inanmadım ama o kadar ikna ettiki artık kabullendim. Daha sonra babam yanımdan gitti, annem başka bir okula beni nakil ettirmek için yanıma geldi, ve ben nakil oldum… Ben nakil olduktan sonra ablam bana aslında kontenjanın dolu olmadığını ve beni ikna etmek için öyle dediğini söyledi. Bir kaç hafta sonra ise annem evden çalışacağını söyledi, daha sonra “Keşke daha önce belli olsaydı bu işte yanımda olsaydınız.” dedi. İlk başlarda okul güzeldi ama zaman geçtikçe bu okuldaki insanların ne kadar küfürbaz ve cinsel konular dışında başka hiç bir iletişimi olmayan iğrenç insanlar olduğunu fark ettim. Özellikle bir çocuk vardı; bana hep küfür edip benim üzerime cinsel şakalar yapan. Ben bu ortamıda beğenmedim, ki bana sorarsanız kim beğenebilir ki? Bunu ablama söylediğimde bana “Oha, daha kaç kere okul değiştireceksin? Saçmalama.” dedi. Benim istediğim bu değildi zaten, ben zorunlu olarak onların dilekleriyle oraya nakil olmuştum. Oysaki ben başından beri İzmire gitmek istemiştim… İzmirdeki herkesi, herşeyi çok özledim. Gerçekten çok pişmanım. Annem evden çalışsa bile ben bunu ona söylediğimde beni bir şekilde reddediceğini biliyorum. Ne yapmam gerekiyor? Neden benim kararlarımı benim hayatım üzerinden onlar veriyor? Nasıl ailemi ikna edeceğim? Yanıt verirseniz şimdiden çok teşekkür ederim, derdimi dinleyip anlayan birinin olmasını çok istiyorum.
Bu soru 26 Ekim 2025 15:51 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Gül buket Mınak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Yaşadığın şeyler “aşırı tepki” değil, normal bir tepki
Sen bir “ergenlik” dönemindesin ve bu dönem, duyguların çok yoğun, inişli çıkışlı ve bazen anlam veremediğin bir şekilde güçlü hissettirdiği bir zaman dilimi. Bu, “hassasım” demek değil; aksine, beynin, duygularını ve kimliğini yeni baştan tanımaya çalışıyor.
İzmir’den ayrılmak, tanıdık bir çevreden kopmak ve farklı bir ortama geçmek… bunların hepsi bir çocuk ya da ergen için küçük bir göç kadar etkili bir stres kaynağı.
Yani sen “abartmıyorsun.”
Sen sadece insanca bir tepki veriyorsun.
Yeni ortamında yaşadıkların gerçek bir tehdit gibi hissettirmiş olabilir. Okulda duyduğun o şiddet hikâyeleri, tehditkâr sözler ve seni korkutmaya çalışan tavırlar gerçekten de bir gencin kendini güvende hissetmesini çok zorlaştırır.
Sen sadece korkmamışsın; aynı zamanda adaletsiz bir ortama itilmiş hissediyorsun. Bu çok doğal. Çünkü hiçbir çocuk, hiçbir öğrenci kendini korkutulmuş, dışlanmış veya aşağılanmış hissetmemeli.
Ailende duyulmama hissi
Anlattıklarından anladığım kadarıyla, annen ve ablan seni seviyorlar ama şu anda kendi hayat mücadeleleri içinde olduklarından seni duygusal olarak tam anlamıyla “duyamıyorlar.”
Bu, onların seni önemsemediği anlamına gelmez ama senin için çok üzücü bir durum. Çünkü senin aslında istediğin şey, “İzmir’e dönmek” değil sadece…
Senin asıl ihtiyacın anlaşılmak, ciddiye alınmak ve birinin seni gerçekten duyması.
Ve bak şu anda bunu yapıyorsun. Sen duygularını çok iyi ifade ediyorsun. Bu, senin en büyük gücün.
Her şey hemen değişmeyebilir ama senin etkin bir şekilde sesini duyurman mümkün.
Aileni ikna etmek zaman alabilir ama mümkündür. Ebeveynler bazen çocuklarının ne kadar ciddi olduğunu anlamazlar çünkü “gençler hemen vazgeçer” gibi düşünürler.
Ama senin durumun öyle değil; senin anlattıkların ciddi ve temelli sorunlar. Bu nedenle, sakin bir şekilde ve kararlılıkla konuştuğunda onların seni daha fazla ciddiye alması mümkün olur.
Belki babanla konuşup onun da annenle sakin bir şekilde iletişim kurmasını sağlayabilirsin. Onlar birbirleriyle anlaşamasa bile senin eğitimin ve güvenliğin ortak bir nokta olabilir.
Yapabileceğin en iyi şey, kendini korumak, duygularını bastırmamak ve bir uzmanla iletişimde kalmak. Bunun için sana destek olmak isterim.
Son olarak şunu bilmeni isterim:
Sen “fazla hassas” değilsin.
Senin içinde çok güçlü bir adalet duygusu, bir aidiyet ihtiyacı ve özdeğer arayışı var.