Aile

Karım ve annem

Gizli Kullanıcı26 Temmuz 2025 13:11

26 yaşındayım nişanlıyım yurtdışında çalışıyorum nişanlandığımızdan bu yana sürekli tartışmalar kavgalar çıkıp duruyor

nişanlım öncesinde sürekli ayrılıkdan bahsedip duruyordu en başından beri güven konusunda problemleri vardı biliyordum ama çözeriz ederiz dedik bu konuda herşeyi kendi adıma yaptığımı düşüyordum işe giderken yazmak fotoğraf atmak öğlen molada konuşmak akşam eve giderken fotoğraf atmak yazmak bütün boş vaktimi ona ayırmak gibi sonra bi gün İstanbul’a evimize geldiler o başka bi şehirde oturuyor ilk önce küçük kız kardeşi geldi biraz süre geçti normal gibiydi Herşey sonra diğer kardeşi geldi gelir gelmez söylenmeler laf etmeler sonra bi kaç gün geçti biz nişanlım la tartıştık alışveriş yaptık gezdik en güzel yerlere götürdüm ne isterse almaya çalıştım arabada otururken bana hiç bişe almıyorsun diye tartışma çıktı bende sonunda sinirlendim nankörsün dedim işi baya büyüttü sonra kardeşinin yanına gitmek istedi götürdüm kardeşi ağladığını görünce çıldırmış gibi davranmaya başladı hakaretler küfürler ve daha birçok şey bu arada nişanlımda bana vurmakla meşgüldü sonra evimizin önüne geldiler orduda aynı şeyler devam etti hakaretler küfürler bütün mahalle penceredeydi sonra eve çıkardık orduda devam etti sonrasında annem bu durumdan dolayı nişanlıma kardeşi için bişeyler söyleyip durmuş bundan dolayı da annemle konuşmuyor ne zaman anne lafı çıksa yine hakaret sonra annecisin bilmem ne oturacağımız yeri dahi onun istediği şehirde ve semtte almaya karar vermiştim sonra bi türlü çözemedik ben çözümler sundum zaten ayrı şehirlerdeyiz bayramdan bayrama gideriz dedim onda bile hale ben gitmem aramam sormam deyip durdu ben kendi anneme giderim sen kendi annene diyip duruyo erkekler konusunda sürekli genelleme yapıyor erkekler şöyle erkekler böyle hakaret yine güven konusunda sıfır şuan ayrılık noktasındayız çözemedik çözemiyoruz

dip not : yurtdışına gitmek için evlilik yapmıştık bundan dolayı da şuan mehir istiyor

mehirini benim alabileceğimden daha yüksek bi Mebla söylemişti ne yapacam bilmiyorum aramızda kesinlikle cinsel münasebet olmadı el ele tutuşma öpme gibi şeyler olmuştur sadece o kadar

Bu soru 27 Temmuz 2025 18:26 tarihinde Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba, yaşadığınız süreci detaylı şekilde paylaştığınız için teşekkür ederim. Bu tür yaşantılar kolay anlatılmaz, bu nedenle bu adımınız oldukça kıymetli.

Anlattıklarınız, ilişkinizin başından itibaren oldukça yoğun, karmaşık ve duygusal olarak yorucu bir seyir izlediğini gösteriyor. Güven problemi, çatışmalar, aile içi gerilimler, fiziksel ve psikolojik sınırların ihlali gibi birçok zorlayıcı durumun bir arada yaşandığı bir döngüden söz ediyorsunuz.

İlişkinin gidişatını değerlendirmek adına her iki tarafın da kendine şu soruları sorması gerekir:

• Bu ilişkide neyi çözemiyoruz?

• Birbirimize hangi yönlerimizle iyi geliyoruz, hangi yönlerimizle zarar veriyoruz?

• Sorunlarımızı çözmek için gerçekten istekli miyiz, yoksa sadece alışkanlık mı bizi bağlıyor?

Eğer bu sorulara dürüst cevaplar verilemiyor ve konuşmalar çoğu zaman çatışmaya ya da kopuşa dönüyorsa, ilişkinin sağlıklı bir zemine oturtulması oldukça zor hale gelir.

İlişkilerde zaman zaman tartışmalar yaşanabilir, anlaşmazlıklar olabilir. Ancak sizinki bu çerçeveyi aşmış gibi görünüyor. Sürekli tartışma, küfür, hakaret, pasif-agresif davranışlar, fiziksel şiddet ve en önemlisi anlaşılamama hissi… Bunlar yalnızca ilişkiyi değil, insanın özdeğerini, sınırlarını ve ruhsal dengesini de derinden etkileyebilir.

Bu noktada bazı önemli başlıklara birlikte bakalım:

1. Güven Problemleri ve Kontrol Dili

Nişanlınızın en başından beri güven sorunları yaşadığını, sık sık ayrılıktan bahsettiğini ve sizin tüm boş vaktinizi ona ayırmak durumunda kaldığınızı anlatıyorsunuz. Güven eksikliği olan ilişkilerde, kişiler genellikle partnerlerinin hayatını sürekli kontrol etme eğilimindedir. Bu, “ilgi” gibi görünse de uzun vadede bir bireyin özerkliğini zedeler.

Bu tür bir güven problemi, ilişkinin doğallığını bozar ve çiftlerden birinin kendi yaşam alanını kaybetmesine sebep olur. Bu kayıp, zamanla tükenmişlik ve içsel sıkışmışlık hissi yaratır.

2. Toksik Döngü ve İletişim Sorunları

Yaşadığınız bu ilişki döngüsü, psikolojide “toksik döngü” olarak adlandırılır. Toksik döngüde, taraflar aynı sorunları tekrar tekrar yaşar, çözüm girişimleri sonuçsuz kalır, problemler birikir ve duygular gittikçe sertleşir.

Açık iletişim yerine, küsme, bağırma, hakaret, fiziksel müdahale gibi davranışlar devreye girer. Bu da ilişkiyi güvenli bir yer olmaktan çıkarır. Kimi zaman sevgi hâlâ var olabilir ama güvenli bağ yoktur.

3. Pasif Agresif Davranışlar ve Annenizle İlgili Gerilimler

Nişanlınızın, annenizle yaşadığı sorunlar nedeniyle sizinle iletişimini kesmesi ya da “annecisin” gibi küçümseyici ifadeler kullanması, ilişki içinde sağlıksız bir rol çatışmasına yol açıyor. Pasif-agresif tutumlar (küsmek, trip atmak, konuşmamak) aslında bastırılmış öfkenin dolaylı yoldan dışa vurumudur.

Ancak bu davranış biçimi, çözümden çok uzaklaşmaya neden olur. İlişkide bir taraf konuşmak isterken diğer taraf duvar örüyorsa, bu çiftler arasında eşitlik ve işbirliği bozulur.

4. Fiziksel Saldırganlık ve Mahremiyetin Sınırları

Paylaştıklarınız arasında fiziksel müdahale, hakaret ve yüksek sesli tartışmaların komşulara kadar taşındığı bir tablo da var. Bu tür durumlar, ilişkide sınırların ihlal edildiğini ve artık sağlıklı bir iletişim zemininden uzaklaşıldığını gösterir.

Özellikle şiddet içerikli herhangi bir davranışın asla meşru bir açıklaması ya da gerekçesi olamaz. Bu noktada kendinizi korumak ve güvenliğinizi sağlamak birinci öncelik olmalı.

5. Evlilik Girişimi, Mehir ve Duygusal Gerçeklik

Nişanlılık sürecinizin yurtdışı evliliği üzerine kurulu olması, ilişkinin dinamiğini daha karmaşık hale getirmiş olabilir. Bahsettiğiniz mehir talebi ve yüksek beklenti, ilişkinin sadece duygusal değil, aynı zamanda ekonomik yükler taşıdığını da gösteriyor.

Fakat aranızda fiziksel bir birliktelik yaşanmamış olması, bu talebi yeniden gözden geçirmenizi gerektirebilir. Hem hukuki hem de vicdani anlamda bu konuyu tarafsız bir danışman ya da avukatla değerlendirmenizde fayda var

Peki şimdi ne yapabilirsiniz?

Bu noktada birkaç önemli soruyu kendinize dürüstçe sormanız gerekebilir:

• Bu ilişkide sevildiğimi, anlaşıldığımı ve güvende olduğumu hissediyor muyum?

• Ben bu ilişki içinde ne kadar ben kalabiliyorum?

• Sürekli kendimden vererek bir şeyleri “idare etmeye” çalışmak beni ne kadar sürdürebilir?

• Partnerimle sağlıklı ve saygılı bir iletişim zemini kurmamız mümkün mü?

Eğer bu soruların cevapları sizi mutsuzluk, yalnızlık ve tükenmişlik duygusuna götürüyorsa, bu ilişkinin ruhsal sağlığınıza zarar verip vermediğini ciddi biçimde değerlendirmeniz gerekebilir.


Çift Terapisi Bir Seçenek Olabilir

Eğer hâlâ bu ilişkiyi sürdürme yönünde ortak bir iradeniz varsa, çift terapisi desteği almanız, yaşanan sorunları daha tarafsız bir zeminde değerlendirme imkânı sağlar. Terapi süreci, sadece problemleri tespit etmek değil, iletişim becerilerini geliştirmek ve ilişkinin sağlıklı sınırlarını yeniden kurmak için de önemli bir destektir.


Son söz:

Unutmayın, bir ilişki içinde sadece sevgi yetmez. Saygı, güven, sınır ve karşılıklı sorumluluk da en az sevgi kadar hayati önem taşır. Eğer bu unsurlar eksikse, ilişki sadece sizi değil, hayata dair güveninizi de tüketebilir.


Umarım bu cevabım size yardımcı olmuştur. Aklınıza takılan başka sorular olursa bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

Sağlıcakla kalınız.

Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu





alinti

Teşekkür ederim

Cevaplanmış benzer sorular