Kaybolma korkusu, nerede olduğumu bilememe korkusu
1 ay önce hersey normaldi ama bir gün dışarı çıkarken ya eve geri gelemezsem düşüncesi oldu o günden sonra dışarı tek çıkamıyorum hep çıkıp gelirdim şimdide ya dışarı çıkınca eve geri gelmezsem nerde olduğumu bilmezsem ailemi taniyamazsam dışarı ve ev arası ayrım yok gibi bu beni çok korkutuyor 1 aydır böyle diye şizofren oluyorum diye dahada korkuyorum en çok ailemi tanıyamam başka yere gidersem korkusu çok saçma biliyorum ama aklımdan atamıyorum deliriyorum diye çok korkuyorum dışarı çıkıp gelince doğru mu geldim diye düşünceler de geliyor çok bunaltıyor ya da işte yanlış yere gidersem haberim olmazsa gibi düşünceler aileme bakıyorum tanıyabiliyor muyum diye lütfen yardımcı olur musunuz deliriyorum diye çok korkuyorum
Bu soru 19 Ağustos 2025 16:53 tarihinde Psikolog Serra Menevşe tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışanım. Bana aktardıkların, yaşadığın kaygının ne kadar yoğun ve seni ne kadar zorladığını gösteriyor. Öncelikle şunu bilmeni isterim: Seni görüyor, duyuyor ve anlıyorum. Bu süreç içerisinde yaşadıkların seni korkutuyor olabilir ama hissettiklerin düşündüğün gibi “delirme” ya da “şizofreni” belirtisi değildir. Bu daha çok kaygının ve zihne gelen istemsiz düşüncelerin seni zorlamasıyla ilgili görünüyor.
Öncelikle düşünceler hakkında konuşmak isterim. Zihnimizden günde yaklaşık olarak 10 bin düşünce gelir ve geçer, bunların 5 bini istemli, 5 bini istemsiz şeklinde olur. İstemsiz olan 5 bin düşüncenin yarısı olumlu yarısı olumsuz içerikli. Yani kısacası “eve geri gelemezsem” düşüncesi aslında bir gün içerisinde senin zihninden geçen 10 bin düşünceden sadece biri. Bu düşüncelerin çoğu biz fark etmeden zihnimizden gelip geçse de bu olumsuz içerikli düşünceler zihnimizin ağlarına diğerlerine kıyasla daha hızlı takılır. Beynimiz olumsuzu gerçek kılıp, çeşit senaryolar yazmaya başlar.
Bunun sebeplerinden biri zihnimizin kendini tehlikelerden korumak amacıyla kötü senaryoları sürekli gerçekçi kılması. Aslında beynin bu özelliği yıllar öncesinden geliyor. Evrimsel psikolojiye göre atalarımız, yaşamlarını devam ettirebilmek için çevrelerindeki tehlikeye karşı sürekli hazırda beklemek zorundaydılar. Tehditle karşılaştıkları an ise beyinleri savaş-kaç tepkisi oluşturuyordu, bu tepki tehdide hızlı cevap vermeyi sağlar. Savaş-kaç tepkisinin amacı bireyi hayatta kalmasını sağlamaktır. Beyin tehdit karşısında amigdalayı harekete geçirir, beden alarma geçer. Vücut kendini bir savaşta hisseder adeta. Göz bebekleri büyür, kalp atışı hızlanır, nefes alıp verişi artar, terler. Tüm enerji hayatta kalmak için harcanır. Zihinden sürekli olumsuz senaryolar geçmeye başlar, zihin iyice düşünür. Çoğu zaman tehlike geçtiğinde zihindeki o kaygının da sesi kısılır, sistem dengelenir. Ancak bazen de tehdit gerçek algılanmasa bile zihinde kötü senaryolar dönmeye devam eder. Bu his anlaşılabilirdir ve zaman zaman birçoğumuz bu süreçten geçebilir. Bu süreç, sabır ve emeği ilmek ilmek işlemeyi öğretir bizlere 😊
Düşüncelerimizi doğru zamanda yakalamak bize söylemek istedikleri açısından çok kıymetli olabilir. Unutma, düşünceler çoğu zaman dalgalı bir deniz gibidir. Hisler bu denizi bulanıklaştırır, görüş alanını kapatır. Fakat biraz dinmesini beklediğinde su berraklaşır, düşünceler dibe çöker ve sen onları daha net, daha sakin bir yerden görebilirsin. Önemli olan bu dalgaların gelip geçici olduğunu, hiçbir düşüncenin seni tanımlamadığını ve senin kontrolünü elinden almadığını fark etmendir. Bu hisle tekrar karşılaştığında, düşünceler zihnine yeniden üşüştüğünde sana ne demek isterler, karşımıza geçip konuşsak temas etsek bize ne anlatırlar? Bu düşüncelere biraz dışarıdan bakabilmek, kaygılarını doğru tekniklerle yönetmek günlük hayatın için işlevsel olabilir.
Ben sana kendini kötü hissettiğinde, zihnin savaş-kaç moduna geçtiğinde yapmanı isteyebileceğim birkaç egzersiz yazmak istiyorum. Eğer ihtiyacın olduğunu hissediyorsan bir uzmandan destek almak bu süreçte çok yararlı olabilir.
Şimdi yerinizde oturun, 5 tane çevrenizde görebildiğiniz nesneyi, 4 tane duyabildiğiniz sesi, 3 tane dokunabildiğiniz şeyi, 2 koku ve 1 tadı zihninizde sırayla sayın. Bunu uyguladıkça, şu anda ve burada olduğunuzun sinyallerini zihninize göndermiş olursunuz.
Bir diğer yöntem ise 4 7 8 nefes tekniği, stresi azaltmak ve uykuya dalmayı kolaylaştırmak için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Bu teknik, 4 saniye burundan nefes almayı, 7 saniye nefesi tutmayı ve 8 saniye ağızdan vermeyi içerir. Bu döngüyü birkaç kez tekrarlayarak, vücudunuzun rahatlamasını sağlarsınız. 4-4-8 gibi farklı varyasyonları olan bu nefes tekniği, kaygı ve panik atak anlarında etkili bir rahatlama sağlar.
Günlük meditasyon yapabilirsiniz. İnternette meditasyon için erişilebilecek birçok kaynak mevcut. Meditasyonu kaygı veren eyleme başlamadan ya da uyumadan önce yapmanı öneririm.
Bunun dışında kaygı günlüğü tutmak, kaygıyı tanıyabilmek adına önemli olabilir. Oradaki sütunlar günlük olarak desteklenmeli, istenilene uygun şekilde doldurulmalıdır.
Sevgili danışan bizlere ulaşmanız, sorununuzu bizlerle paylaşmanız bu döngüde kalmak istemediğinizin en açık göstergesi. Bu düşüncelerle savaşmanız ne delirdiğiniz anlamına gelir ne de güçsüz olduğunuz. Bunların hiçbiri sizi tanımlamaz, zihninize bir süre eşlik eder sadece. Yukarıda anlattıklarımı uygulamak bu eşlikçiliğin süresini azaltabilir, bu süreçte içinden çıkamayacağınızı düşünürseniz profesyonel bir destek almak önemli olabilir. Unutmayın bu süreç geçici, ben ise sizin bu süreci atlatabileceğinize inanıyorum. Bizler her daim burdayız, bir sorunuz olduğunda çekinmeden bizlere ulaşabilirseniz.
Sevgiyle kalın.
Psikolog Serra MENEVŞE
Yorumlar
Gizli Kullanıcı
Çok teşekkür ederim bir soru daha sorabilir miyim umarım cevaplarsınız ben şuan dışarı çıkmaya aşırı korkuyorum ailemle bile çıkınca o eve geri gelme hissi gelmiyor ben neredeyim gibi oluyor ailemi tanıyamazsam diye yüzlerine bakıyorum eve gelince eve bakıyorum burda mıyım diye sanki dışarı tek çıkınca eve gelemem gibi bir düşünce geliyor ama ben bir ay öncesine kadar gayet güzel çıkar gelirdim çok korkuyorum deliriyorum diye ya başka yere gidersem ya fark edemezsem gibi düşünceler çok dönüyor 1 aydır sürmesi normal midir çok teşekkür ederim tekrardan
19 Ağustos 2025 17:09Psk. Serra Menevşe
Merhaba tekrardan şuan görüyorum yorumunuzu, gecikmeden dolayı kusura bakmayın lütfen. Yaşadığınız durumların psikolojide derealizasyon/depersonalizasyon deneyimleriyle çok örtüştüğünü anlıyorum. Peki nedir bunlar? Yazdıklarınızın üzerinden açıklayayım. Ben nerdeyim düşüncesi ,ailemi tanıyamazsam korkusu, evde olup olmadığını anlayamama, evi bulamama gibi kaygılar bu durumu yansıtıyor. Bu süreçte yaşadığınız en az 6 aylık süreci gözden geçirmenizi ve sizin neleri tetiklediğinizi keşfetmenizi öneririm. Delirdiğinizi düşünmeniz çok anlaşılabilir bir durum. Fakat burada çok önemli bir ayrım var: Siz duygu ve düşüncelerinizin farkındasınız. ‘Delirme’ dediğimiz durum, kişinin kendi düşünce ve davranışlarının gerçeklikten koptuğunu fark etmemesiyle ilgilidir. Oysa siz yaşadığınız kaygıyı gözlemliyor, sorguluyor ve bunun sizi zorladığını fark ediyorsunuz. Bu farkındalık, aslında kaygının bir yansımasıyla uğraştığınızı gösteriyor. Yineliyorum bu süreçte bir profesyonel destek alarak bir uzmanla bu yolda yürümek çok kıymetli olabilir. Bizlere her zaman ulaşabilirsiniz. İyi günler diliyorum
21 Ağustos 2025 13:45Gizli Kullanıcı
Anlıyorum çok teşekkür ederimm cevabınız için
21 Ağustos 2025 13:54