Kaybolmak yada kendini hiç bulamamış olmak
Merhabalar. 22 yaşındayım.Bir çok şeyi insanlara göre yaşadığımı ve sevdiğim sevmediğim şeyleri bile sürekli birilerinden esinlenerek belirlediğimi fark ettim. Ben kendimi tanımıyorum . Açıkcası bunun sebebinin de ne yaşarsam yaşayım kimseyle paylaşmamak herkesin her şeyini en derininde hissetmeme rağmen kendime konu gelince asla annemle ya da en yakınımla dahi paylaşmamak olduğunu düşünüyorum. Kimseye güvenemiyorum hiçbir konuda. Kendimi asla kimseye teslim edemem hep tetikte yaşıyorum neden bilmiyorum. Her zaman olabilecek en kötü senaryoyu düşünür ve ona göre olabilecek her ihtimale karşı tedbir almaya çalışırım en azından zihnimde bunu planlarım. Sanki yıllarca ben bir uykudaymışım gibi hissediyorum. Yıllarca böyleydi hiç böyle hissetmemiştim kendimi. Durup durup ağlıyorum. Daha önce ne ailemden ne de yakın çevremden kimse beni ağlarken görmemiştir ama şimdi tutamıyorum kendimi sürekli bir kaygı var kafamda geleceğe dair. Hiçbir şeyden zevk tat alamıyorum. Anda kalamıyorum. Eskiden böyle değildi ama eskidende çok anda yaşardım an biterdi yine o geçen anı çevirir çevirir yaşardım aklımda çook hayal kurardım olacak olmayacak her şeyi hayal ederdim böylece huzurla uykuya dalabilirdim. Artık hayal edemiyorum yanlış geliyor bu kendimden kaçmak için yapıyormuşum gibi geliyor . Elimde olan şuana kadar geldiğim bu noktada ki başarılı başarısız olan şeylerin hangisi bana ait bilmiyorum. Hiç ilişki yapmadım çünkü okul okurken gelecek kurarken dikkatimi dağıtacak her şeyden kaçtım. Sevsemde kaçtım sevmesem de. Kaçmak bir çıkıştı sanki. Şimdi kaçamıyorum kendimden ama kendimi de tanımıyorum çok ilginç. Çocuk gibi hissediyorum sanki herkes her şeyi tam vaktinde yaşamış herkes büyümüş ben çocuk kalmışım. Hevesim heyecanım puf oldu gitti sanki. Heyecanlanmıyorum artık. Sadece korku var içimde kocaman ve kaygı. Eskiden çok heyecanlanırdım hiç korkmazdım hem de hiç korkmazdım şimdi dönüp bakıyorum nasıl ya diyorum nasıl bu kadar cesur muşum neye güvenmişim aptalmışım belkide diyorum. Konuyu çok dağıttım ama gerçekten kötü bir durumdayım . Kimseye hiçbir şeyimi anlatmıyordum artık anlatmak istiyorum ama anlatamıyorum. Biliyorum ,susuyorum . Söylemek istiyorum susuyorum. Ağzımı açmamla ağlamaya başlıyorum dikkat çekmeye ya da ilgi istemeye çalışmıyorum gerçekten yaşadığım şeyi anlamlandıramıyorum. Seçtiğim mesleği bile bir romandan okuyup seçmişim ki çok roman okurdum. Hiç araştırmamışım bakmamışım dikkat etmemişim. Toplum tarafından sevilen meslek diye seçmişim içine girince de zorlanmadan yapabiliyorum diye seviyorum sanmışım. Ama dediğim gibi neyi seviyorum bilmiyorum. Kayboldum ben ve korkuyorum kendimi bulamamaktan. Sürekli kendime bir rehber bulmam lazım diyorum aslında biliyorum rehbere değil kendimi bulmaya ihtiyacım var ama nasıl yapabilirim bilmiyorum.
Bu soru 16 Eylül 2025 03:07 tarihinde Psikolog Merve Tel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Bazen insan kendini başkalarının bakışına göre kurar, onların sevdiklerini sever, onların değer verdiklerini değerli sayar. Uzun bir süre bunun farkına varılmaz; ta ki bir gün “ben kimim, gerçekten ne istiyorum?” sorusu gelene kadar. Sizin yaşadıklarınız da aslında bu sorunun yükselmesidir.
Anlıyorum ki içinizde büyük bir kaygı, sürekli tetikte olma hali, en kötüye hazırlanma ihtiyacı var. Bu duygular size zarar veriyor gibi görünse de aslında içinizden gelen bir işaret: yıllarca susturulmuş, bastırılmış taraflarınız konuşmaya çalışıyor. Bahsettiğiniz ağlamalar ve korkular bunların hepsi kelime bulamayan parçalarınızın dili.
Eskiden hayalleriniz size bir çıkış kapısı oluyordu. Hayal kurarak uykuya dalıyor, kendinizi bir süreliğine koruyordunuz. Şimdi hayal edememeniz, kaçış yollarınızın işlemez hale gelmesi kötü bir şey değil; tam tersine, sizi kendinizle yüzleşmeye davet eden bir durum. Kaçmak artık mümkün değil çünkü içinizden gelen ses, “artık beni dinle” diyor.
Kendinizi çocuk gibi hissetmeniz, aslında büyüyememiş olmanızdan değil; şimdiye kadar hep başkalarının beklentilerini taşıdığınız için kendi seçimlerinizi ertelemiş olmanızdan geliyor. Büyümek, yaş almak değil; “benim seçimim” diyebileceğiniz, sorumluluğunu üstlenebileceğiniz tercihlerde bulunabilmektir. Şimdi o an geldi.
Korkunuzun bu kadar büyük olması çok anlaşılır. Çünkü ilk kez kendi yolunuza çıkmak, başkalarının değil kendi sesinizi duymak üzeresiniz. Bu durumda kaygılanıyor olmak sizi korkutmamalı, aslında bu farkındalıklarla ne kadar değerli bir adım attığınızın göstergesi. Kaygılarınız doldurmaya ihtiyaç ve istek duyduğunuz boşluklara dikkat çekiyor.
O halde çıkış yolu, bu duyguları bastırmak değil, onlarla birlikte yaşamayı öğrenmekten geçiyor. Bunun için:
- Küçük seçimlerden başlayabilirsiniz. Bugün sadece kendiniz için bir şey seçin. Ne yiyeceğiniz, ne okuyacağınız, neye zaman ayıracağınız size ait olsun.
- Kaygınızı yazıya dökebilirsiniz. İçinizden geçen en kötü senaryoyu yazın ve yanına “bu bana neyi anlatıyor olabilir?” sorusunu bırakın.
- Bir söz, bir rüya, bir anı… aklınıza gelen her şeyi paylaşmaya veya yazmaya başlayın. İçinizdeki parçaların kelimelere dökülmesi, iyileşmenin en önemli adımıdır.
Böyle bakıldığında yaşadığınız şey bir kayboluş değil, bir dönüşüm eşiği. Kaygı ve korku, sizi yolunuzdan alıkoymak için değil, size ait olmayanlardan sıyrılıp kendi sesinizi bulabilmeniz için orada.
Bu yolculukta ne zaman ihtiyaç duyarsanız benimle iletişime geçebilirsiniz. Hazır hissettiğinizde bu süreci birlikte konuşabiliriz.