Kaygı bozukluğumla nasıl başa çıkabilirim?
Merhaba ben üniversite öğrencisiyim 22 yaşındayım. Bahsedeceğim şeyler ilişkimle ilgili olsa da konunun artık benimle olduğunu düşündüğüm için psikoloji kategorisini seçtim. Benim 4 yıllık bir ilişkim var 3 yıldır da aynı evde yaşıyorduk. Şu an bana sormadan sadece kendisinin verdiği kararla evlerimizi ayırıyoruz. Ben ilişkide 3 kere yani benim yakalayabildiğim 3 güven problemi yaşadım. İlk 2 sinde çok sevdiğim için affetmek istedim ağladım üzüldüm. Herkesten uzaklaştım sadece ilişkimiz iyi olsun ona tekrar güvenebilmek için çabaladım.
O zamanlarda başladı kaygı bozukluğum. O zamanlar dışarı da çıkmak istemedim çevremde kimse olsun da istemedim sadece o olsun istedim ve sanırım bu şekilde ona bağımlı hale geldim.7 ay önce tekrar aynı güven sorununu yaşadığımda bitti diye düşünüp ayrıldım yeni bir eve taşındım. Çok üzülsem de emin olduğum tek şey tekrar beraber olmak istememekti nefret ettiğimi hissetmeye başlamıştım.
Bana bunu yaptığı zamanlarda annesini kaybetmişti bu süreçte de ben de oradaydım. Onun yanında olamadığım için çok üzüldüm. Sonra geldi kötü olduğunu yanımda olmak istediğini söyleyerek burda kaldı. İçten içe istemesem de ona da defalarca gitmesini söylesem de vicdanım rahat etmedi. Uzun bir süre ondan uzak kaldım yaptıklarını unutamadım. Her hatırladığımda ona çok kötü davrandım çok ağır şeyler söyledim öfke krizleri geçirdim kendimi tanıyamamaya başladım. Ama yine de o her kötü hissettiğinde yanında oldum.
Şimdiyse o benim ne hissettiğime bakmadan kendi rahatı için kararını verdi ve benim hayır gitme lütfen diyişlerimi dinlemedi. Şu an benden çok sıkılmış sevmiyor gibi çok saygısız davranıyor. O bana böyle yaptıkça beni görmezden geldikçe ben daha çok kaygılanıyorum daha çok konuşmak istiyorum. Ben ona kötü davranırken o beni hep alttan aldı ama ne zaman ona tekrar bağlandığımı gördü böyle yapmaya başladı. Ben bu ilişki için çok şey yaptım çok kendimden verdim kendimi tanıyamıyorum artık. Kafamın içindekileri susturamıyorum sürekli her şeye acaba öyle mi böyle mi diyip duruyorum. Bir başkası için küçük olabilecek şey benim günlerimi mahvedecek kadar etkiliyor beni. Sürekli nefesim daralıyor kalbim çok hızlı çarpıyor.
Ben kendimi anlatmaya çalıştıkça konuşup halletmeye çalıştıkça tartışma çıkarmaya çalışıyor gibi oluyorum ve benden daha da uzaklaşıyor bu hale onun yüzünden geldim ve o bunu anlamıyor. Eskiden çok arkadaşı olan sosyal çok enerjik her şeyi yapmak isteyen her yere gitmek isteyen biriydim. Şu an kendimi tanıyamıyorum ve bu durumla baş edemiyorum artık. İlaç tedavisine de başladım ama terapi olmadan yapabilir miyim onu da bilmiyorum. Kimseye güvenemiyorum üzülmekten çok yoruldum .
Seviyor muyum ben bağımlı mıyım onu da anlayamıyorum. Bu kadar saygısızlığa nasıl izin verebildim diye kendime kızıp duruyorum. Ama her şeyin farkında olup neden bir şey yapamıyorum neden hayatımdan çıkaramıyorum neden sürekli üzülüyorum. Lütfen yardımcı olun artık kafamın içindekilerden üzülmekten nefes alamadığımı hissediyorum ve çok zorlanıyorum.
Bu soru 2 Mart 2025 11:54 tarihinde Klinik Psikolog Şevval Aydın tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar. Hikayenizi paylaşmanız içinde bulunduğunuz duygusal karmaşıklıkları ve zorlukları anlamama yardımcı oldu. Öncelikle şunu bilmenizi istiyorum: Hissettikleriniz son derece geçerli ve önemli. Bu kadar uzun süredir devam eden ve derin bir ilişki içinde olmanın getirdiği duygusal yükler bazen düşündüğümüzden daha ağır olabilir. Sizin ilişkinizde iki tarafın da bu ilişkiye saplanıp kaldığını görebilmekteyim. Bunun için kendinize kızmayın, öyle hissetmemeyi dilediğimiz birçok duygu vardır, öyle olmasını istemediğimiz birçok durumun içerisinde bulabiliriz kendimizi. Burada neden böyle bir örüntünün içinde kaldığımızı anlamakta fayda var, ancak anlamak ve fark etmek yeterli değil. Bize zarar vereni fark etmek ve benliğimizi korumak için adım atmalıyız.
İlişkinizde yaşadığınız güven problemlerine karşılık vermiş olduğunuz duygusal tepkileriniz için kimse sizi yargılayamaz. Kim olsa bununla baş etmekte zorlanırdı. Güven bir ilişki için temel taşlardan biri. Onun tekrar tekrar kırılması, elbette ki içsel huzursuzluklara ve kaygılara neden olabilir. Yaşadığın durumu açıkça ortaya koymaya çalışırsak;
güven problemleriyle birlikte ilişkiniz oldukça zedelenmiş, burada ayrılma kararı vermiş olmanız aslında gerektiğinde sınır koyabilen biri olduğunuzu gösteriyor.
daha sonrasında karşı tarafın yaşadığı kayıpla birlikte bu sınır ortadan kalkarak, yerini öfke ve bağımlılığın eşlik ettiği yeni bir ilişki biçimine bırakmış.
şu anda birçok duyguyu aynı anda yaşıyor olmanız çok normal, çünkü ilişkinizde adeta bir roller coasterda gibisiniz. Partnerinizin yaşadığı duygusal dalgalanmalar, yaşamındaki zorluklarla mücadele edemeyerek zarar verdiği yere geri dönmek istemesi ve sonrasında buradan da ayrılmak istemesi, karşı tarafın “bağlanma” isteğine karşılık verdiği tepkiler olarak gözüküyor: Bu bir karşıt tepki oluşturmadır. İhtiyacı olduğunu düşündüğü şeyin tam tersini yapıyor gibi gözüküyor, bağlı hissetmemek için bağları koparmaya çalışıyor.
Sizin bu durum karşısında kendinizi sorgulamanız ve kaygı hissetmeniz son derece insanî. Kaygı bozukluğunun bu durumdan beslendiğini ve onu daha da tetiklediğini görmek önemli bir farkındalık.
Duygusal bağlılık ve bağımlılık, bazen iç içe geçebilir. Birine karşı sevgi beslemek ve onunla hayatını paylaşmak istemek normaldir. Ancak, bu kişinin senin duygusal ihtiyaçlarını karşılayamaması ya da sana saygı göstermemesi durumunda bu ilişkiyi sürdürmeye yönelik bilinçli bir çaba sarf etmek bir sorundur. Bunu yaşıyor olmanızın birçok nedeni olabilir, biz sizinle şu an ve burada neler yapabileceğinizi konuşacağız.
Bir zamanlar partnerinize adeta bağımlı olduğunuzu belirtmişsiniz, şunu düşünmenizi istiyorum sizi diğer insanlardan soyutlayan siz miydiniz, yoksa partnerinizin davranışları mı? Bu ilişki öncesinde nasıl biriydiniz ? sosyal ve insanlarla iyi ilişkiler kurabilen bir insan olduğunuzu belirtmeniz, sizin bir yerlerde bir zamanlar bu kişi olduğunuzu gösteriyor. Mutlu biri. Geçmişte bu özelliklere sahip olmanız çok önemli, mutluluğu öğrenmek zorunda değilsiniz, içinizdeki mutluluğu yeniden ortaya çıkarmalısınız.
Kendinizi korumak için bazı adımlar atmanız gerekebilir. Aşağı ok yöntemiyle en derindeki korkunuza erişmeye çalışın.
En korkutucu düşüncenizi ele alın.
Bu düşüncemi doğru kabul edersem, bu durumun olması benim için niçin kötüdür? diye kendinize sorun.
Örneğin; bu kişiden ayrılamayacağınızı düşünüyorsunuz diyelim
-bu kişiden ayrılmadığınızı düşünelim, en kötü ne olur?
-bunun en kötü yanı nedir?
-bu durum size ne yapar?
bu sayede en temeldeki endişelerinize erişebilirsiniz.
Bu, elbette ki kolay bir süreç değil, ilaç tedavisine başlamış olmanız, kendinize yardım etme isteğinizin bir göstergesi. Fakat duygusal yaraların iyileşmesi zaman alabilir ve terapi desteği almadan ilerlemek zor olabilir. Yaşamda her zorlukla tek başımıza mücadele edemeyiz, kendimize iyi hissetmek için izin vermeliyiz. Kendinize biraz zaman ve alan tanımak önemlidir. Dış dünyaya tekrar adım atmak, ufak sosyalleşmelerle kendinize olan güveni yeniden inşa etmek faydalı olabilir.
Kafanızın içindeki düşüncelerin sizi boğduğunu hissettiğinizde, nefes egzersizleri yapmak, düşüncelerinize bir ara vermek, küçük adımlar atmak ve kendinize zaman tanımak büyük değişimler yaratabilir. Unutmayın tek bir yaşamınız var ve yaşamınız herkesinki kadar değerli. Tek başınıza da önemlisiniz ve yaşam beraberinde birçok güzellik ve fırsatlarla doludur. İzin vermelisiniz. Geçmişi değiştiremezsiniz, yarını bilemezsiniz, elinizde olan tek an şu andır. Şu an sizin ve onun için elinizden geleni yapmaya çalışın.
Sevgiler.