• Anasayfa
  • Sorular
  • Kaygılı heyecanlı insanların kalp hastası olma riski yüksekmidir?
Psikoloji

Kaygılı heyecanlı insanların kalp hastası olma riski yüksekmidir?

Gizli Kullanıcı2 Nisan 2025 13:29

Hocam merhaba ben buraya birkaç defa daha yazmıştım fakat hala kafama takılan şeyler var ben anksiyete hastasıyım ve en büyük sıkıntı nabız artışları kaygılı bi kışıyim hemen nabzım artabiliyor yemek yediğimde mesela midem şişince nabzım daha yüksek atıyor sonra düşüyor sabah kahvaltıdan sonra sigara içincede çarpıntım oluyor ilk sigarada anksiyetenin öldürücü bir hastalık olmadığı yazılmıştı ama internetten baktığım zaman uzun vadede kalp hastalıkları oluşur kalp krizi riski fazla gibi şeyler yazınca ben çok kafama takıyorum bana doktorum böyle birşey yok demişti ama internette öyle yazmıyor kaygı direk öldürmez ama hastalıklara yol açar diyor çok şükür kalbimde bir sorun yok ama kaygılı bi insan olduğum için nabız artışlarım zaman zaman yükseliyor Buda beni korkutuyor açıkçası sormak istediğim kaygılı insanlar kalp krizi veya kalp hastalıkları gibi şeyler yaşarmı yani psikolojik olarak taşikardisi olan insanlarda ölümcül vakalar yüksekmidir bu durum kalbime bi zarar verirmi şimdiden teşekkür ederim vereceğiniz cevap için ..

Bu soru 9 Nisan 2025 10:58 tarihinde Psikolog Gönül Tanır Durmaz tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar,


Tekrar yazmanız bizim için çok kıymetli

Bize yaşadığınız durumla ilgili çözüm aradığını, kendini tanımaya çalıştığını gösteriyor.


Anlattıkların çok yaygın bir durum ve kaygı bozukluğu yaşayan birçok insan benzer şeyler hissediyor. Bu süreçte sana yardımcı olabilecek bazı noktalardan bahsetmeye çalışalım:


Öncelikle: Kaygı (Anksiyete) Kalp Krizi Yapar mı?

Hayır. Anksiyete tek başına kalp krizine neden olmaz.

• Anksiyete fizyolojik olarak “savaş ya da kaç” sistemini harekete geçirir. Bu da:

• Kalp atışını hızlandırır (taşikardi),

• Kasları gerer,

• Terlemeye neden olur,

• Mideyi etkiler (senin yaşadığın gibi yemek sonrası hisler),

• Nefes alıp verişi hızlandırır.


Ama bu sistem kısa süreli devrededir ve kalıcı hasar yaratmaz. Kronik stresin dolaylı etkileri olabilir (uykusuzluk, beslenme bozuklukları, sigara kullanımı gibi), fakat senin anlattığın gibi düzenli kontroller yapılıyorsa ve doktorun “kalbinde bir sorun yok” diyorsa, bu düşünceler gerçek tehlike değil, kaygının sana oynadığı bir oyun.


Bilişsel Davranışçı Terapi’ye göre, duygularımızı olaylar değil, o olaylara yüklediğimiz anlamlar belirler.


Durum:


Yemekten sonra kalbin hızlı atıyor.

Sigara içince çarpıntı oluyor.

İnternetten “bu tehlikeli mi?” diye bakıyorsun.


Otomatik Düşünce:

• “Kalbim zarar görebilir.”

• “Ya bu bir krizse?”

• “Belki de yakında bir şey olacak.”

• “İnternette yazanlara göre bu kalp krizi habercisi.”


Duygu:

• Korku, panik, çaresizlik


Davranış:

• Nabzı sürekli kontrol etme

• İnternetten araştırma

• Günlük aktivitelerden uzaklaşma

• Sigara ya da yemek sonrası suçluluk hissetme


Peki gerçek olan ne ? Kaygı kalbini yormaz, ama zihnini ve bedenini korkuyla meşgul eder.

Kalbinin hızlı atması, tehlikede olduğunun değil, beynin “tehlike varmış gibi” sinyal verdiğinin işaretidir.


Kalp atış hızının artması normal bir fizyolojik tepkidir.

• Yemekten sonra ve sigaradan sonra vücut zaten yoğun çalışır. Kalbin biraz hızlı atar. Bu “tehlike” değil, vücudunun çalıştığını gösteren bir şey.


Kendine şu cümleyi tekrar et:


“Bu sadece bir kaygı tepkisi. Vücudumun bana zarar vermeyeceğini biliyorum.” Bu noktada düşüncenle ilgili kanıtlar aramanda senin için çok önemli olacak.


Sürekli nabız ölçmek, internetten araştırmak kısa vadede rahatlatır ama uzun vadede kaygıyı besler.



Sigara zaten kalp çarpıntısını tetikleyebilir.

Bu durumu kontrol etmek için sağlıklı başa çıkma becerileri geliştirmeni önerir. (derin nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri, yürüyüş, vs)


Kontrolsüz ilaç kullanımı çok risklidir. Sadece doktorun reçetesiyle ve takibiyle kullanılmalı.

• Kaygı bozukluklarında BDT terapisi ilaç kadar ve çoğu zaman ondan daha etkili olabilir.

• Otomatik düşüncelerini tanımayı,

• Felaketleştirmeyi fark edip durdurmayı,

• Vücuduna güvenmeyi yeniden öğrenmeyi sağlar.



Kaygı seni korkutuyor çünkü sanki seni koruyormuş gibi davranıyor ama gerçekte seni yanlış sinyallerle yıpratıyor.

Sen tehlikede değilsin.

Vücudun değil, düşünceler dinlenmeli.

Ve bu, çözümü olan bir şey. Bu noktada bir terapist ile birlikte çalışabilir ve bu süreci birlikte yönetebilirsiniz.


Sorunuz sizin için bir cevap olabildiyse, puanlayabilir ve görüşünüzü bizimle paylaşabilirsiniz. Bizlere sorularını yöneltmek isteyen başka arkadaşlarınız varsa onların da yararlanmasını sağlayabilirsiniz.


Sağlıklı günler dilerim.


Sevgiyle kalın.


Psikolog Gönül Tanır Durmaz




alinti

Cevabınız beni rahatlattı çok teşekkür ederim ❤️❤️