Kaygımı nasıl azaltabilirim?
Hersey kötü olacak gibi hissediyorum sağlık anksiyetem bvat kaygı bozukluluğum var Hıc bırseyın ıyı olacağına inanmıyorum dışarı çıkamıyorum korkularım yüzünden çaresizim Dışarı ciksam bişe olur dite düşünuyorum Tek kendimi değil ailemi düşünüyorum Örneğin ben dışarı çıkcam ama ya ailemı ozlersem gıtmesem mı bıse olursa bana gıbı dusunceler ıcerısındeyım ne yapsam duzelmiyor bu durum hastayım sanip doktor doktor gezdim biseyin yok denilince başka doktorlara yoneldim ama kaygı daha çok yoruyor beni hayatimi bitirdi
Bu soru 1 Aralık 2025 19:36 tarihinde Psikolog Emine Sena Uzun tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Sağlık kaygısı, bazen en küçücük bir belirtinin bile kocaman bir fırtınaya dönüşmesine neden olabilir. Bir sızlama, bir çarpıntı ya da anlık bir nefes daralması… Zihniniz hemen “Bu önemli bir şey olmalı” diye alarm verir. Doktora defalarca gitmenize rağmen tam olarak rahatlayamamanız, asıl mücadelenin bedeninizde değil; zihninizde sürdüğünü gösteriyor. Sanki içinizde, “Bu his boşuna olamaz” diye ısrar eden bir taraf var ve bu taraf sizi sürekli teyakkuzda tutuyor. Bu hâl, insanın hem zihnini hem bedenini çok yıpratır.
Aileye duyduğunuz bağlılık da bu kaygıyı bambaşka bir noktaya taşıyabiliyor. “Uzaktayken bir şey olursa?” ya da “Ya onları çok özlersem?” gibi sorular, aslında ne kadar derin bağlar kurduğunuzu gösteriyor. Kendinizi de, sevdiklerinizi de koruma çabanız var; bu ise yükü iki kat ağır hissettirebiliyor.
Bu tür kaygıların bir gecede kaybolmasını beklemek gerçekçi olmaz. Bu süreç genelde inişli çıkışlıdır. Bazen toparlanırsınız, bazen zorlanırsınız; bu tamamen normal. Ama tüm bu yoğunluğa rağmen gündelik hayatınıza devam etmeye çalışmanız bile ne kadar güçlü olduğunuzun bir göstergesi.
BDT ise bu güçlü duruşun üzerine net bir yol haritası eklemeyi sağlıyor. Kaygının nasıl çalıştığını anlamak, ipin ucunu elinize almanız için ilk adım.
Kaygı yükseldiğinde zihniniz hemen en kötü senaryoyu seçiyor. “Ya bir şey olursa?”, “Doktor bir şeyi atladı mı?”, “Bu belirti kesin ciddi bir şeydir…”
BDT’de bu düşünceleri fark etmenizi isteriz; çünkü fark edilmeyen bir düşünce, gerçekmiş gibi hissettirir. Sadece bir defter alıp o anki düşünceyi yazmanız bile, bu fırtınadan iki adım geri çıkmanızı sağlar.
Dışarı çıkmamak, sürekli belirti kontrol etmek, internette araştırmak veya tekrar doktor arayışına girme… Bunların hepsi o anda sizi sakinleştirir. Ama uzun vadede korkuyu daha güçlü hâle getirir.
BDT burada çok küçük adımlarla ilerlemeyi önerir: Kapı eşiğinde bir dakika durmak, binanın önüne inmek, kısa bir tur atmak… Amaç korkuyu yok etmek değil; korkuya rağmen hareket edebildiğinizi beyninize göstermek.
Kaygı yükseldiğinde kalbin hızlanabilir, nefesin sıklaşabilir, göğsünde baskı hissedebilirsin. Bunlar hastalık belirtisi değil; bedeninin “korktum” demesidir.
Bu anlarda kendinizle savaşmak yerine, sakinleşmeye izin veren ufak bir uygulama iş görebilir:
Elinizi göğsünüzün üzerine koyun, üç derin nefes alın ve içinizden “Şu an güvendeyim” deyin. Bu cümle bir anda mucize yaratmaz ama beden-zihin döngüsünü yumuşatır.
“Dışarı çıksam en çok ne olmasından korkuyorum?”
“Ailemle ilgili beni en çok tedirgin eden şey ne?”
Bu soruları yazmak bile, aklınızdaki düğümleri biraz gevşetebilir.
Senden küçük bir istek: Kaygılandığın bir anda aklından geçen ilk cümleyi bir deftere yaz. Sadece tek bir cümleyi. Bu, o düşünceden biraz uzaklaşıp onu gözlemlemeni sağlar.
💪 Psikoloğun Önerdiği Egzersizler
4-7-8 Nefes Tekniği
Teşekkür ediyorum
Yasal Bilgilendirme: Bu içerik tanı ve tedavi niteliği taşımayan, genel psikolojik bilgilendirme amaçlıdır.