Psikoloji

Kendime nasıl geri döneceğim

Gizli Kullanıcı25 Mayıs 2025 20:18

Merhaba 1 sene önce bir ayrılık yaşadım uzun süredir mutsuzdum bu ilişki o zamanlar bana çok iyi gelmişti onu çok merkeze koymuştum. O gidince hayatım bitti demedim elbette ama bana o kadar çok haksızlık yapıldı ki bunları hazmedemedim. O benden ayrıldı ama şu an öğrendiğim kadarıyla çok pişman tabi geri dönemiyor çünkü geri dönerse benden fedakarlık yapmamı bekleyecek ben de ondan. Ama o da bunu çok iyi biliyor ki ben geri dönersem bu fedakarlık ve beraberinde bana yapılan haksızlıkları da kabul ettim döndüm sanacak bu yüzden benim dönmemi bekliyor. Ona sunduğum bu konforu özlüyor aslında. Çünkü biri birini seviyorsa kazanmak ister kaybetmemek için değil kazanmak için çabalar. Siz ne düşünüyorsunuz bilmek isterim. Aradan 1 sene geçmiş pişman olmak yeni aklına gelmiş.

Yapım gereği çok tepki vermeyen ya da tepkilerimi uzaklaşarak gösteren biriyim. Tepkimi koyarken bile arkama bakarım acaba gelecek mi diye gönlümü alacak mı diye. Kaybetme korkusu yüksek biriyim. Yani geçen seneye kadar böyleydi. Ayrılıktan sonra uzun süre yalnız kaldım arkadaşım bulunduğum şehirde hiç yok geçen sene hayatımda kalabalık bir arkadaş grubum vardı. Hatta bu erkek arkadaşımla tanıştıran beni bir arkadaşımdı. Onlar da benim en yakın arkadaşlarımın arkadaşıydı. Arkamdan konuşmalar mı dersiniz bir ilişkiye başladım sanki dünyanın en kötü insanıymışım gibi yargılamalar mı dersiniz tüm gözler üzerimizdeydi herkese bir açıklama yapmak zorunda gibiydim sanki. Şu an hayatımda sadece bir tanesi kaldı. Ama o da bana altan alta öyle laf sokuyor ki ben sorunluyum kimseyle ilişki yürütemiyorum gibisine. Oysaki eski ilişkimde ne haksızlıklar yaşadığımı o kadar iyi biliyor ki kendi grubunu savunur tarzda sanki benim ağzımdan bir şeyler öğrenmeye arıyor gibi. Şu an o kadar çok ihtiyacım varmış ki bu sakinliğe bazen onun bile telefonları açmak azap gibi geliyor. Bazen kendime diyorum sorunlu sensin de sen mi yürütemedin bu ilişkileri. Sonuçta herkes arkadan konuşuyor günün sonunda. Ama samimiyetsizlik beni o kadar itiyor ki.

Geçen seneye göre çok şeyler değişti. Hayatımda kendim dışında kimseye tahammülüm kalmamış gibi. Zamanla bu kaos dolu arkadaşlıklar bitmek bilmeyen hatalar dolu sevgisini hep beklediğim ama bir türlü göremediğim ona göre ise beni çok sevdiğini söyleyen biri. Şimdi nereden başlayacağım hayatıma nasıl odaklanacağım yeni insan tanımaya zihnimde kalbimde nasıl yer açacağım bilmiyorum. Ruhum yaşlandı sanki. İçimdeki o çocuk heyecanı öldü gibi. İnsanlara içimi açmaktan o kadar korkuyorum ki. Bu saçma sapan arkadaşlık ettiğim insanlar yüzünden. Beni pasif görüp tüm güçleriyle üzerime geldiler. Alt tarafı birini sevdim.

Tüm kalbimle sevdim. O kadar çok meraklılar ki burunlarını sokmadan duramadılar. Herkes bir şey söyledi. Bakışlar gülüşmeler samimiyetsiz arkadan dönen konuşmalar hatta bazen kendi aralarında bile tartıştılar. Bunu yapan benim en yakın arkadaşım dediğim insandı. Onlardan aldı bana getirdi benden aldı onlara götürdü. Şimdi de ben diğerleriyle artık bu iğrenç durumdan çıkmak için ayrıldıktan sonra görüşmedim. Arada ben masumum pozları yapıyor. Ben asla eskisi gibi değilim o da Altan alta hala bana laf sokma derdin de. Nefret ediyorum insanlardan. Benim içimdeki iyi tarafı öldürdüler. Lütfen bana yardımcı olun hatalarım eksiklerim neler bilmek isterim

Bu soru 26 Mayıs 2025 12:28 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili danışanım,

Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken, satır aralarında taşıdığınız yükün ne denli ağır olduğunu, kırgınlıklarınızın ne kadar derinlere işlendiğini ve kendinizi bir türlü anlatamamış olmanın verdiği yorgunluğu hissetmemek elde değil.

İnsanın içinden geçenleri kelimelere dökerken bile, hala birilerinin onu yanlış anlayacağından çekinmesi, geçmişin izlerinin ne kadar kalıcı olabileceğini gösteriyor. Siz yaşadıklarınızda ne kadar haklı ve duygularınızda ne kadar gerçekseniz, bu süreçteki yalnızlığınız da bir o kadar sahici.

Bahsettiğiniz ilişki, bir dönem size gerçekten iyi gelmiş gibi görünüyor. O yüzden onu merkeze koymanız, ona tutunmanız anlaşılır bir durum. Çünkü insan, en çok da kendini güvende hissettiren, varlığını anlamlı kılan ilişkilerde merkez kaymasını yaşar. Ancak siz o ilişkiden sonra çok net bir farkındalıkla şunu görmüşsünüz: birini çok sevmek, kendini tamamen yok saymak anlamına gelmemeli. Size yapılan haksızlıkları “hazmedememek” bir zayıflık değil; aslında sağlıklı bir tepki. İçinizdeki o ses size hala adalet duygusunu koruduğunuzu, değerinizin farkında olduğunuzu fısıldıyor.

Karşı tarafın pişmanlığıyla ilgili düşünceleriniz çok yerinde. Gerçekten de sevgi varsa, bunun karşılığı sadece "kaybetmeyeyim" değil, "kazanmak için ne yapabilirim" olmalı. Ve siz farkındasınız ki bir geri dönüş ancak geçmişteki dengesizliklerin, haksızlıkların telafi edilebilmesiyle anlamlı olabilir. Aksi takdirde, bu bir konfor alanına geri dönmekten ibaret olur; sevgiye değil, alışkanlıklara dönüş.

Arkadaşlık ilişkilerinizde yaşadığınız kırılmalar, bence bu sürecin en yıpratıcı yanı olmuş. Güvendiğiniz kişilerin arkadan konuşmaları, sizi yargılamaları, arkanızdan oyunlar çevirmeleri — bu sadece bir dostluğun değil, kendinize olan inancınızın da sarsılmasına neden olabilir. Siz içtenlikle, sevgiyle bir ilişki kurmuşsunuz ama karşılığında manipülasyon, samimiyetsizlik ve dedikodu görmüşsünüz. Bu tarz durumlar insanı derinden sarsar çünkü ihanet yalnızca ilişkilerde değil, arkadaşlıklarda da çok can yakıcıdır.

Şu anki ruh halinizi “insanlara tahammülüm kalmadı” cümlesiyle anlatmanız çok anlamlı. Bu, bence bir “izin vermeme” hali. Yani geçmişte size zarar veren, enerjinizi tüketen, sizi değersiz hissettiren kimseye artık hayatınızda yer açmak istemediğinizi gösteriyor. Aslında bu bir koruma mekanizması. Kimi zaman sert görünse de, sizin kendinize olan saygınızı koruma çabanız bu. İçinizdeki “çocuk heyecanı” kaybolmuş gibi hissediyorsunuz belki ama o heyecan, sadece incinmiş. Bir süreliğine sessizliğe çekilmiş olabilir; ama yok olmamıştır.

Bu süreçte kendinize yönelttiğiniz “Ben mi sorunluyum?”, “Ben mi yürütemedim?” gibi sorular ise, duygusal bir sorgulamanın parçası. İnsan yalnızlaştıkça, çevresinden destek alamadıkça içe dönmeye başlar ve zamanla tüm yükü kendine yükleme eğilimine girer. Ama size zarar veren ilişkilerde tek başınıza tüm sorumluluğu almanız, gerçeği yansıtmaz. Bu ilişkilerde sadece sizin değil, karşınızdakilerin de hataları, eksiklikleri ve samimiyetsizlikleri vardı.

Bir diğer önemli nokta da şu: sizi pasif ya da zayıf olarak gören kişiler, aslında sizin tepkilerinizi anlamaktan uzak olanlardır. Çünkü siz öfkeyi haykırarak değil, sessizce uzaklaşarak göstermeyi seçen birisiniz. Bu da sizin duygularınızı bastırdığınız anlamına gelmez. Aksine, içten içe çok yoğun bir mücadele verdiğinizin göstergesi olabilir. Bazı insanlar yüksek sesle savaşırken, bazıları sessizliğin içinde çok daha derin bir savaşa girer.

Tüm bu yaşanmışlıklar arasında, kendinizi yeniden kurmak kolay olmayabilir. Ama sizin fark ettiğiniz şeyler çok kıymetli: artık bir başkasının sevgisine ya da onayına göre kendinizi konumlandırmak istemiyorsunuz. Bu, aslında özsaygınızın güçlendiğini gösteriyor. Sizi tüketen kişilerden uzaklaştıkça, belki biraz yalnızlık hissettiniz ama bu yalnızlık, kalabalık içinde kaybolmaktan çok daha sağlıklı olabilir.

Sevgili danışanım şimdi kendinize şu soruyu sorabilirsiniz:

“Hayatımda beni gerçekten anlayan, yargılamadan dinleyen bir kişi olsaydı, ona ilk ne anlatmak isterdim?”

Bu sorunun cevabı, size içinizdeki gerçek ihtiyaçları gösterme konusunda yol gösterici olabilir.

Ve elbette, bu süreçte zihninizi, kalbinizi toparlamak zaman alabilir. Ancak unutmayın ki, siz bu yaşadıklarınızla birlikte çok şey öğrendiniz. Şimdi küçük adımlarla yeniden inşa etme zamanı. Belki güven duygusunu baştan tanımlayacaksınız, belki kendinizle kurduğunuz ilişkiyi derinleştireceksiniz. Bu, sizin kendi yolculuğunuz.

Eğer içinizde başka sorular, çözmeye çalıştığınız başka duygular varsa, yeni bir soru başlığı açarak sorabilirsiniz.(Dilerseniz sorunuzun başında ismimi belirtebilirsiniz)

Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.


Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.


Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak