Kendimi hiçbir zaman beğenmiyorum ve konfor alanımdan çıkamıyorum

Merhaba Sevgili Danışan ✨

Bu yaşlarda hissettiğiniz yoğun duyguları paylaşabilmek gerçekten güçlü bir adım ve bu, kendinizi anlamaya başladığınızı gösteriyor. 15 yaş, herkes için karmaşık bir dönemdir; hem fiziksel hem de duygusal değişimlerin yoğun olduğu, dış dünyayla ilişkilerimizi yeniden değerlendirdiğimiz bir süreçtir. Bu sırada, kendinize karşı eleştirel olmanız çok doğal. Ancak bu duygulara rağmen, özgüven kazanmak ya da sevilmeyi hak etmek, başarmak zorunda olduğunuz bir şey değildir; bunlar zaten hak ettiğiniz şeylerdir.

Dışarıda ya da sosyal ortamlarda kendinizi sürekli değerlendirmeniz, başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünü fazlasıyla önemsemenize yol açabilir. Bu tür düşünceler, sosyal kaygının bir belirtisi olabilir, ancak yönetilebilir. Bu kaygıyı hafifletmek için küçük adımlarla başlamayı deneyebilirsiniz. Örneğin, dışarıda bulunduğunuz anlarda dikkatinizi çevrenizdeki eşyalara veya manzaraya odaklayarak zihninizdeki olumsuz düşüncelerden uzaklaşabilirsiniz. Bu sayede kaygılarınızı azaltarak kendinizi daha rahat hissetmeye başlayabilirsiniz.

Kendiniz hakkında olumlu özelliklerinizi fark etmeye çalışmak da özgüveninizi destekleyecek bir yöntem olabilir. Örneğin, her gün kendinizle ilgili hoşunuza giden tek bir şey bulmaya çalışmak, yavaş yavaş kendinize olan bakışınızı değiştirebilir. Unutmayın ki, özgüven zamanla, adım adım kazanılır. Siz de bu süreçte kendinize daha şefkatli davranarak, bu duyguyu geliştirebilirsiniz. Kendi değerinizi fark etmek, başkalarının düşüncelerinin üzerinizdeki etkisini zamanla azaltacaktır.

Bu durumda, kendinize karşı daha nazik ve şefkatli olmayı öğrenmenin, uzun vadede kaygı ve özgüven eksikliği ile baş etmenizde çok önemli bir rol oynayacağını unutmamalısınız. Genç yaşlarda, kendimize sert davranma eğilimimiz daha fazladır, çünkü kim olduğumuzu keşfetmeye çalışırken çevremizden etkileniriz ve başkalarının düşüncelerini kendi değerimize yönelik bir ölçüt olarak görebiliriz. Ancak, her gün kendinize dair hoşunuza giden küçük detayları fark etmeye çalışmak, bakış açınızı değiştirmeye başlayabilir. Bu süreçte ilerlerken, başarı ya da güzellik gibi kavramları kendi gözünüzle değerlendirmeniz, size daha sağlıklı ve gerçekçi bir özgüven duygusu kazandıracaktır.

Kaygılarınızın fiziksel belirtileri de oldukça zorlayıcı olabilir. Özellikle nefes darlığı ya da bayılacak gibi hissetmek, sosyal kaygı ya da panik bozukluk belirtilerine işaret edebilir. Ancak bu tür belirtiler de doğru tekniklerle yönetilebilir. Örneğin, derin ve yavaş nefes alarak kendinizi rahatlatmayı deneyebilirsiniz. Bu teknikler, kaygı anında kalp atışınızı yavaşlatarak fiziksel belirtilerinizi hafifletmenize yardımcı olabilir.

Ayrıca, kaygılarınızın yoğun olduğu durumlarda gevşeme ve nefes tekniklerini günlük rutininize dahil etmek, bu tür durumların etkisini zamanla azaltabilir. Her gün sadece birkaç dakika derin nefes egzersizi yapmak, kendinizi daha sakin hissetmenizi ve gün içinde yaşadığınız stresi daha etkili yönetmenizi sağlar. Bunun yanında, yaşadığınız duyguları ve düşünceleri yazıya dökmek de size kendinizi ifade etmede ve bu düşüncelerle daha iyi baş etmede yardımcı olabilir. Kendi hislerinizi yargılamadan kabul etmeyi öğrenmek, uzun vadede kendinize daha güçlü bir güven duymanıza ve kendinizle daha sağlıklı bir ilişki kurmanıza katkıda bulunacaktır.

Bu tür yoğun duygularla baş etmekte zorlanıyorsanız, bir uzmanla konuşmayı düşünmeniz çok değerli olabilir. Özellikle bir psikolog ya da okulunuzdaki rehber öğretmenle duygularınızı paylaşmak, bu kaygılarınızın sebeplerini anlamanızı ve daha sağlıklı başa çıkma yöntemleri öğrenmenizi sağlayabilir. Unutmayın, destek istemek, kendinize değer vermenin ve sağlığınıza önem vermenin bir parçasıdır. Yaşadığınız her bir duygu, aslında kendinizi daha iyi tanımanıza katkı sağlıyor. Bu süreçte sabırlı olarak, kendinizle barış içinde ilerlemeyi öğrenebilirsiniz.

Cevabım umarım faydalı olmuştur. 🌺

Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel