Kendimi yetersiz hissediyorum
Kendimi duygusal olarak çok yorgun hissediyorum. Sanki sürekli bir tükenmişlik halindeyim. Bazen hiçbir şey yapmak istemiyorum, genelde yatmayı tercih ediyorum. İçimde bir isteksizlik var ama aynı zamanda toparlanmak ve kendimi geliştirmek istiyorum. Zihnim çok dolu, sürekli düşünüyorum ama odaklanmakta zorlanıyorum. Bir şeye başlıyorum, sonra hemen motivasyonum düşüyor. Özellikle ders çalışmakta, planlarıma sadık kalmakta zorlanıyorum. Telefona veya başka şeylere kolayca kaçıyorum. Depresyon ve anksiyete teşhisim var. Ailemle aramda bazen baskı hissediyorum; bu da beni daha çok geriyor. Bir yandan kendime inanmak istiyorum ama bazen yapamayacakmışım gibi. Hayata geç kalmış gibi hissediyorum başarısızlık yetersizlik hisleriyle mücadele ediyorum sürekli ağlamak istiyorum bu duygular yüzünden kesin bir çözümü olsun düşünmeyeyim istiyorum. Kontrol bağımlılığım olmuştu sevdiğim insanları sürekli kontrol etmeye çalışıyorum ve istediklerimi yapmadıklarında sinir krizi geçiriyorum ağlama krizleri ve
Bu soru 10 Ekim 2025 12:14 tarihinde Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar hoşgeldiniz🪷
Bu kadar açık, içten ve farkındalıkla paylaştığınız duygular, aslında iyileşmeye ne kadar istekli olduğunuzu gösteriyor. Bir psikolog olarak, yaşadıklarınızı hem duygusal hem de klinik açıdan bütüncül biçimde ele almak istiyorum; çünkü anlattıklarınız bir “zayıflık” değil, uzun süredir taşınan bir yükün artık taşınamaz hale gelmesidir.
Sürekli bir yorgunluk, isteksizlik, hiçbir şey yapamama ama aynı zamanda toparlanma isteği… Bunlar genellikle depresif duygudurum ve duygusal tükenmişlik belirtileridir. Kişi bir yandan yeniden ayağa kalkmak, hayatına yön vermek ister; ama bedeni ve zihni sanki izin vermez. Bu iki yönlü çatışma yani “istiyorum ama yapamıyorum” hali insanı en çok tüketen psikolojik süreçlerden biridir.
Bu dönemde beyninizdeki motivasyonla ilişkili sistemler (özellikle dopamin ve serotonin düzeyleri) dengesiz çalışır. Bu da, bir işe başlama enerjinizin düşük olmasına, başlasanız bile devam edememenize neden olur. Dolayısıyla bu durum “iradesizlik” değil, biyolojik, duygusal ve zihinsel bir tükenmişliğin sonucudur.
Bahsettiğiniz kontrol ihtiyacı, aslında yoğun kaygının bir dışavurumudur.
Kontrol etmeye çalıştığınız her insan ya da durum, aslında “kendimi güvende hissetmek istiyorum” duygusunun bir yansımasıdır. Kaygı, belirsizliğe tahammül edemez; bu yüzden zihin sürekli “ya olmazsa”, “ya giderse”, “ya hata yaparsam” gibi düşünceler üretir. Bu düşünceler biriktiğinde de sinir ve ağlama krizleri ortaya çıkar çünkü artık sistem taşmıştır.
Kontrol bağımlılığı, içsel güvensizliğin bir savunma şeklidir. Bir şeyleri veya birilerini kontrol ettiğinizde, kısa süreli bir rahatlama yaşarsınız ama ardından suçluluk, öfke ya da pişmanlık gelir. Bu döngü, zamanla hem sizi hem çevrenizdekileri yıpratır.
Öncelikle, kendinizi “iyileşmek zorundayım” diye baskılamayın.
İyileşme bir yarış değildir. Şu anda yaşadığınız yorgunluk, uzun süredir bastırdığınız duyguların yüzeye çıkmış hâlidir. Zihniniz ve bedeniniz size “artık biraz dur” diyor olabilir. Kendinize bu molayı tanıyın.
Günlük ritminizi küçük hedeflerle yeniden kurun.
Büyük planlar, şu anki ruh haliniz için ağır gelebilir. Bunun yerine “bugün sadece 20 dakika ders çalışacağım” gibi ulaşılabilir hedeflerle başlayın. Her tamamladığınız küçük adım, beyninize “yapabiliyorum” mesajını gönderir.
Kaçış davranışlarını fark edin ama kendinizi suçlamayın.
Telefona yönelmek, düşünmemek için zihninizin geliştirdiği bir savunmadır. Bunun farkında olmak bile bir ilerlemedir. Bu anlarda “şu anda zorlandığımı fark ediyorum” demek, kendinize şefkat göstermenin ilk adımıdır.
Duygu düzenleme çalışmaları yapın.
Ağlama krizleri geldiğinde, derin nefes almak, kısa bir yürüyüş yapmak, duyguyu bastırmak yerine “şu anda üzgünüm ve bu geçecek” diyebilmek, o anda krizin şiddetini azaltır.
Kontrol duygusunu bırakmayı öğrenmek için terapi desteği alın.
Kontrol ihtiyacının altında genellikle geçmişte yaşanan kayıplar, ihmal veya reddedilme deneyimleri yatar. Bunları terapide ele almak, içsel güveni yeniden inşa etmenizi sağlar.
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve duygu odaklı terapi (EFT) bu konuda oldukça etkilidir.
Psikiyatrist desteğini sürdürün.
Depresyon ve anksiyete tanınız olduğundan, ilaç tedavisi veya düzenli kontrol süreci önemlidir. Psikoterapiyle birlikte yürütüldüğünde çok daha kalıcı sonuçlar alınır.
Kendinize karşı daha merhametli olun.
Şu anda elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz. Bazen “hiçbir şey yapamamak” bile bir çabadır; çünkü bedeniniz o sırada toparlanmaya çalışıyordur.
Hatırlatma🪷
Siz şu anda çökmüş değilsiniz; sadece uzun süredir “güçlü kalmaya çalışan” bir zihnin dinlenmeye ihtiyacı var.
Bu süreç, yeniden yapılanma dönemidir. Ağlamalarınız, öfkeleriniz, kontrol etme çabalarınız hepsi zihninizin “artık iyileşmek istiyorum” deyişidir.
Umarım cevabım sizlere yardımcı olmuştur.Eğer aklınıza takılan başka sorularınız varsa sorabilirsiniz.Sağlıcakla kalınız.
Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu
💪 Psikoloğun Önerdiği Egzersizler
5 Duyu Farkındalık Taraması
Bulut Meditasyonu
Cevabınız yeterince tatmin etti beni, biri tarafından anlaşılmak iyi geldi..