Kendimle nasıl barışabilirim?
Fiziksel olarak vücudum çok iyi durumda değil. Kilo vermek zor. Kilolarımdan dolayı rahat değilim. Psikolojik açıdan da etkileniyorum. Hassas ruhlu bir insan olduğum için her söylenen olumsuz düşüncelere birden fazla tepki gösteriyorum. Bana artık bir şey söylensin istemiyorum. Kendimden nefret ettim artık. Herkesi kendimle kıyaslamaktan ya kıyaslanmasından yoruldum. Şakası bile artık canımı yakıyor. Hor görülmek, dışlanmak istemiyorum. Bazen umursamıyorum ama her zaman mümkün olmuyor. Çünkü bu sefer karşı tarafta 'Beni dinlemiyorlar.' algısı oluşuyor. Bir şey daha demek istiyorum: Ben herkesi bu kadar düşünürken beni düşünmeyen, önemsemeyen insanlardan nasıl uzaklaşabilirim? Kendimle baş başa kaldığımda yalnızlık iyi geliyor ama sonrasında o yalnızlıktan o kadar korkuyorum ki anlatamam. Yalnızlık bazen iyi bazen kötü bir duygu. Kendimle barışık olmak ancak bir hayal olur galiba. Mutlu olmak bu dünyada zor, bunu biliyorum. Ama bu kadar da mutsuz olmak artık dayanılacak gibi değil. Yarın bir gün yaşım alıp başını gittiğinde 'Gençliğim üzüntü içinde geçti.' demek istemiyorum. Bana beni sevdiren insanlar, etkinlikler var fakat her zaman olmuyor. Bu kadar anlatttım ama bir bu kadar daha anlatabilirim çünkü artık birşeyler değişmeli. Ben bunun için tek başıma savaşıyorum ama artık tek başıma savaşmak istemiyorum. Bana yazacaklarınız benim için o kadar önemli ki anlatamam. İyi ki varsınız. Teşekkürler.
Bu soru 10 Ağustos 2025 12:18 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili Danışanım,
Anlattıklarınız, hem bedensel hem de ruhsal açıdan sizi zorlayan, birbiriyle bağlantılı birçok duyguyu barındırıyor. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, hissettiklerinizin “fazla” ya da “abartı” olmadığını bilmek önemli. Kendi bedeninizden memnun olmamak, toplumdan ya da çevreden gelen olumsuz yorumlar, hassas bir yapıya sahip olmak ve sürekli kıyas içinde hissetmek… Bunların her biri tek başına bile zorlayıcıdır. Hepsi bir araya geldiğinde yaşadığınız yorgunluk ve mutsuzluk çok anlaşılır.
İlk olarak, beden algınızdan başlayalım. Kilo verme zorluğu sadece fiziksel bir mesele değildir; motivasyon, ruh hali, stres, uyku düzeni, hormonal denge ve sosyal çevre gibi pek çok faktörle ilgilidir. Siz de farkındasınız ki, kilonuzla ilgili hisleriniz, sadece aynaya baktığınızda değil, sosyal ortamlarda da kendinizi rahat hissetmemenize yol açıyor. Bu durum zamanla özgüveni zedeler, sosyal kaçınma davranışlarını artırır ve “kendinden nefret” gibi ağır duygulara kadar ilerleyebilir. Burada önemli olan, kilo ya da fiziksel görünümü bir “değer ölçüsü” gibi görmemek. Elbette daha sağlıklı hissetmek için yaşam tarzı değişiklikleri yapılabilir ama bu süreç, öz-nefretle değil, öz-şefkatle ilerlediğinde çok daha kalıcı ve huzurlu sonuç verir.
İkinci olarak, hassasiyetiniz ve olumsuz sözlere verdiğiniz tepkilerden bahsedelim. Hassas bir kişilik, başkalarının söylediği ya da ima ettiği şeylere karşı daha derin ve yoğun duygular hissetmeye eğilimlidir. Bu, bir zayıflık değil; empati, duyarlılık ve derinlik gibi güçlü yönlerle de bağlantılıdır. Ancak, olumsuz yorumlar karşısında “fazla tepki” verdiğinizde, hem siz yoruluyorsunuz hem de çevrenizde yanlış anlaşılabiliyorsunuz. Burada hedef, duygularınızı bastırmak değil, tepkilerinizi daha bilinçli yönetebilmek. Bunun için duygularınızı ifade etmeden önce kısa bir duraksama, nefes alma ve “Bunu şimdi söylemek bana iyi gelir mi?” diye sormak, zamanla çok işe yarar.
Üçüncü olarak, kıyas meselesine değinelim. Kendinizi sürekli başkalarıyla karşılaştırmak, benlik saygısını düşüren en güçlü alışkanlıklardan biridir. Çünkü bu kıyas genellikle adil olmaz; insanlar başkalarının en iyi yanlarını, kendi en zorlandıkları noktalarla karşılaştırır. Üstelik başkalarının da kendi içinde farklı sorunlar yaşadığını unuturuz. Burada zihinsel bir farkındalık geliştirmek, yani “Bu düşünce bana iyi geliyor mu?” sorusunu sormak, kıyasın yarattığı yükü hafifletebilir.
Sizin sorularınızdan biri de “Beni önemsemeyen insanlardan nasıl uzaklaşabilirim?” Bu noktada, ilişkilerde sağlıklı sınırlar koymak kritik. Herkesi düşünmek, nazik olmak ve empati göstermek güzel ama eğer bu tek taraflı hale gelirse, sizi yıpratır. Öncelikle, sizin için değerli olmayan, destek vermeyen, hatta sizi aşağıya çeken ilişkilerden mesafeli durmak, kendinize verdiğiniz değerin bir göstergesidir. Uzaklaşmak her zaman “kopmak” anlamına gelmez; iletişim sıklığını azaltmak, paylaşımları sınırlamak da etkili bir yöntemdir.
Yalnızlık konusuna gelirsek… Yalnızlık bazen gerçekten iyileştirici, bazen de korkutucu olabilir. Bunun sebebi, yalnız kaldığınızda zihninizin bastırdığınız düşünceleri ve duyguları yüzeye çıkarmasıdır. Dolayısıyla, yalnızlıkla barışmak, aslında kendinizle barışmanın önemli bir parçasıdır. Bunun için yalnız kaldığınız zamanlarda zihninizi meşgul eden, keyif aldığınız küçük rutinler oluşturmak faydalı olur (yürüyüş, yazı yazmak, müzik dinlemek, yaratıcı hobiler gibi)
Kendinizle barışık olmanın “bir hayal” olduğunu düşünmeniz, şu anki ruh halinizin bir yansıması. Ancak unutmayın ki bu, geliştirilebilen bir beceridir. Kendinizle barışmak, her yönünüzü sevmeniz anlamına gelmez; olumsuz gördüğünüz yönlerinizle bile şefkatli bir şekilde yaşamayı öğrenmeniz demektir. Bunun için hem öz-şefkat egzersizleri hem de destekleyici bir çevre çok önemlidir.
Son olarak, “artık tek başıma savaşmak istemiyorum” cümleniz çok kıymetli bir farkındalık. Çünkü bu, yardım istemenin güçsüzlük değil, cesaret olduğunu kabul ettiğinizi gösterir. Profesyonel destek almak, hem bedensel hem ruhsal değişim sürecinizi hızlandırır. Ayrıca, sizi sevdiren insanlar ve etkinlikler her zaman yanınızda olmasa bile, bu kaynakların varlığı sizin dayanma gücünüzü artırır.
Özetle, yapabileceğiniz ilk adımlar şunlar olabilir: Kendinize karşı daha yumuşak bir dil kullanmak, kıyas alışkanlığınızı fark edip yavaşlatmak, sizi yıpratan kişilerden mesafe almak, yalnızlıkla dost olmayı öğrenmek ve profesyonel destekten çekinmemek. Siz hem değişim isteğini fark etmiş hem de bu yolda ilk adımı atmışsınız; bu, sandığınızdan çok daha güçlü bir başlangıçtır.
Sevgilerimle💙
Psikolog İrem Gülsün Zengin
Çok teşekkür ederim.