Psikoloji

Kocamın ailesiyle yaşamayla nasıl başa çıkarım

Gizli Kullanıcı4 Haziran 2025 10:47

Küçük bir ailede özgür büyüyen biriyim kocamın ailesiyle aile apt oturuyorum sürekli evliliğime giyimime yediğim yaptığım şeylere karışılan bir evde yaşıyorum büyük babaanneyle birlikte soyutlanmış ve yalnızlaştırılmış hissediyorum sürekli surat asıklığı çekiyorum aileden dışta tutuluyorum bebeğim doğdu sanki onların bebeği annem diye seviliyor kocam arkamda durup beni savunmuyor hep ben problem çıkarıyorum sanıyor psikolojim çok bozuldu nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum

Bu soru 5 Haziran 2025 17:26 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili danışanım,

Merhabalar.Anlattıklarınızı okurken, kendinizi bir başkasının evinde, ama aynı zamanda kendi hayatınızda da misafir gibi hissettiğiniz izlenimini edindim diyebilirim.Özgür bir ortamda büyümüş biri olarak, şu an içinde bulunduğunuz kalabalık ama bir o kadar da yalnız hissettiren bu yaşam düzeni, ruhsal dünyanızı oldukça yormuş olmalı. Bir yandan anne olmanın duygusal yükünü taşırken, bir yandan da sınırları çizilmemiş bir ev ortamında kendinizi ifade edememek, içten içe tükenmişlik yaratabilir.

Yeni doğan bir bebekle birlikte hayatın başlı başına bir düzene oturtulmaya çalışıldığı bu dönemde, sizin kendi evinizdeki varlığınızın bile sorgulanıyor olması, hiç kuşkusuz ki çok zorlayıcıdır. Giyimden yediğiniz yemeğe kadar her şeye karışılması, bireyselliğinizi yok sayan bir tutumla karşı karşıya kaldığınızın göstergesi. Bu da ister istemez kendinize olan güveninizi, karar alma mekanizmalarınızı ve en temelde ‘ben kimim bu evin içinde?’ sorusunu gündeme taşıyor olabilir.

Eşinizin sizi savunmaması ya da yaşadığınız sıkışmışlığı fark edememesi, aslında yalnız hissetmenizin en temel nedenlerinden biri gibi görünüyor. Eş desteği özellikle evlilikte bir güven zemini oluştururken, onun tarafsız kalması ya da sizi “sorun çıkaran” gibi görmesi, hem ilişkinizde duygusal bir kopukluğa neden olabilir hem de kendinizi daha da yalnızlaşmış hissetmenize yol açabilir.

Bebeğinizin sizin yerinize başka bireyler tarafından "sahiplenilmesi", sizin annelik kimliğinize gölge düşürüyormuş gibi hissettirebilir. Annelik, sadece bir biyolojik süreç değil; aynı zamanda duygusal bir bağ ve birey olarak değer görme sürecidir. Bu süreçte sizin adınıza kararlar verilmesi ya da duygularınızın dikkate alınmaması, sizin için bir tür görünmezlik ve değersizlik hissi yaratmış olabilir. Bu da aslında şu anda yaşadığınız yorgunluk, tahammülsüzlük ve kırgınlıkların arkasındaki temel duygulara işaret ediyor olabilir.

Yalnızlaştırıldığınızı hissettiğiniz ortamda, sizden sürekli uyum beklenmesi, size hiç alan tanınmaması; belki de zamanla bir kabullenmişlik ya da suskunluk geliştirdiğinizi gösteriyor olabilir. Oysa ki birey olmak, evliliğin içinde bile sınırlarla ve karşılıklı saygıyla mümkündür. Kendinizi ifade etmeye çalıştığınızda, sürekli “sorun çıkaran” konumuna itilmeniz, sizin dışarıdan sert ya da duygusal görünüyor olmanıza değil, içeride biriken duygulara ve sesinizi duyuramamanıza bağlı olabilir.

Tüm bu duyguların iç içe geçmişliği, sizin “psikolojimin bozulduğunu hissediyorum” cümlenizle çok net ortaya çıkıyor. Çünkü aslında sadece bir sorunla değil, birçok duygunun aynı anda yükünü taşımaya çalışıyorsunuz. Kaygı, öfke, yalnızlık, değersizlik, yetersizlik gibi hislerin hepsi zamanla iç içe geçebilir. Bu süreçte kendinize anlayış göstermeniz ve yaşadığınız şeyleri “abartı” olarak görmekten vazgeçmeniz çok kıymetlidir.

Günlük yaşamda çok küçük şeylerle başlamayı deneyebilirsiniz: Örneğin her gün sadece 5 dakika, kimseyle konuşmadan, kendinizi dinleyeceğiniz bir zaman yaratmak. Belki bir defter alıp, o gün neler yaşadığınızı değil, “bugün ne hissettim, bana ne iyi geldi, ne beni yordu?” gibi basit ama yönlendirici sorulara yanıt aramak... Bu, sizi duygusal olarak biraz daha toparlayabilir.

Eşinizle yeniden iletişim kurmak için yargıdan uzak, duygularınızı merkez alan bir dil kurmak da önemli olabilir. “Ben kendimi değersiz hissediyorum, çünkü desteklenmediğimi düşünüyorum” gibi ifadeler, hem savunmayı azaltabilir hem de karşı tarafa kendinizi daha iyi ifade etmenizi sağlayabilir.

Sevgili danışanım, tüm bu yaşadıklarınızın içinden çıkılmaz olduğunu hissedebilirsiniz. Ancak bu, duygularınızın geçerli olmadığı anlamına gelmez. Her bir duygunuzun kökeni, yaşadığınız deneyimlere dayalıdır ve tamamen anlaşılmayı hak ediyor.

Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.


Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.


Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.


Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak

alinti

O kadar iyi hissettirdi ki cevabınız teşekkür ederim