Kocamla sürekli birbirimize laf sokup tartışıyoruz

Evlilik, her iki tarafın da emek vermesini gerektiren ve zaman zaman zorluklar yaşansa da birlikte yol almayı sürdürmemize dayanan bir bağdır. Anlattıklarınızdan, ilişkinizde bazı tekrar eden iletişim problemleri yaşandığı ve bu durumun sizi hem duygusal hem de ailevi anlamda yıprattığı anlaşılıyor. Kavga anlarında eşinizin sizi "istediğin yere gidebilirsin" diyerek evden göndermesi, yalnızca o anki öfkenin bir dışavurumu değil; aynı zamanda ilişki içinde güven ve bağlılık duygularına zarar veren ciddi bir tutumdur. Elbette insan tartışmalar esnasında kendini yalnız kalmaya, düşünmeye ihtiyaç duyabilir. Ancak bu ihtiyaç, “terk ediyormuş gibi” gösterilerek değil; açık ve dürüst bir şekilde ifade edilerek karşı tarafa da güven veren bir biçimde yaşanmalıdır. Aksi takdirde, her seferinde ayrılık tehdidiyle yüzleşen bir ilişkide, barışmalar da giderek anlamını yitirmeye başlar.

Benzer şekilde, kavgaların ailelere yansıtılması da ilişkiyi daha karmaşık hale getiriyor. Özellikle bir tarafın ailesinin sürekli olarak yalnızca kendi çocuklarının tarafını tutması, karşı tarafı dışlanmış ve değersiz hissettirebilir. Eşinizin ailesinin size bir kere dahi “ne oldu, senin açından bu durum nasıldı?” diye sormamış olması, ilişkinin dengelerini bozmuş görünüyor. Bu noktada hem sizin hem de eşinizin ailesiyle kurduğu sınırları yeniden gözden geçirmesi, ilişkinizi dış etkilerden koruyacak bir iç denge yaratması önemlidir. Aynı şekilde, eşinizin sizin ailenize yönelik suçlamaları ve sizin de buna karşılık vermeniz, çatışma döngüsünü derinleştiriyor. Sorunlar kişiselken, aileler arası bir meseleye dönüştüğünde çözüm yolları daha da zorlaşıyor.

Küçük bir çocuğun bu çatışmalı ortamda büyüyor olması da ayrıca dikkate alınmalı. Ebeveynler her ne kadar çocukların tartışmalardan etkilenmediğini düşünseler de, çocuklar evdeki gergin havayı çok derinden hisseder. Güvenli, huzurlu ve istikrarlı bir aile ortamı çocuğun psikolojik gelişimi için temel bir ihtiyaçtır. Sürekli laf sokmalar, eski meselelerin gündeme taşınması, iletişimi keserek cezalandırma gibi davranışlar yalnızca sizi değil, çocuğunuzu da etkileyebilir.

Bu noktada kendinize küçük bir nefes alanı yaratabilir misiniz, ne dersiniz? Mesela eşinizle bir seferlik kavgaları, laf sokmaları bir kenara bırakıp, yalnızca “şu an nasıl hissediyorsunuz?”, “en çok özlediğiniz şey ne?” gibi sorulardan konuşmayı deneyebilirsiniz. Belki bir gece, kızınız uyurken… En azından savaş alanından çıktığınız bir zaman dilimi, kısa da olsa ikinizin alanı olabilir. O ufak anda bile, “neden bunu yaşıyoruz, aslında birbirimize neleri söylemek istiyoruz”u konuşabilmek… Çünkü laf sokmaların ve triplerin ardında çoğu zaman derin bir kırgınlık ve sevilmeme korkusu yatar.

Yaşanan bu durumlar karşısında çözüm aramak, sadece ilişkinizi değil, sizin bireysel ruh sağlığınızı da korumak açısından önemlidir. Karşılıklı olarak, iletişimi daha sağlıklı bir zeminde sürdürmeye niyetli olmanız gerekir. Eğer kendi başınıza çözemediğinizi hissediyorsanız, bir çift terapistinden profesyonel destek almak, ilişkinizi yeniden yapılandırma ve kalıcı değişimler yaratma noktasında çok kıymetli olabilir. Evlilikte yaşanan her çatışma ayrılıkla değil, bazen doğru destekle birlikte büyümekle de sonlanabilir. Ama eğer eşiniz bu süreci birlikte yürütmeye istekli değilse ya da değişim göstermiyorsa, bu noktada sizin için neyin doğru olduğunu düşünmeniz gerekebilir. Yalnız olmadığınızı, eğer ayrılık yolunu seçerseniz bu süreç için de bireysel olarak destek alabileceğinizi unutmayın.

Umarım bu süreci ailenizle birlikte huzurla ve minimum hasarla atlatır; bir gün bugünleri eşinizle birlikte güçlenerek aştığınız bir dönem olarak anarsınız.