Limerenceden nasıl kurtulurum?
Merhaba hocam ben nedense sürekli aynı duyguları ve döngüyü yaşayıp duruyorum. Hiç gorusmedigim bir çocuk var zamanında sosyal medyadan tanıştık ve hiç bulusmadik. Kaldı sanalda öylece. Bana uygun olmadigini cokk iyi biliyorum. Aramızda büyük bı sevgide yoktu. Ama ben bağlanıp benimsemiştir onu. Ben zaten zor bağlanan ama zor da o bağdan özgürlesenbir insanimdir.
Korktuğum şey başıma geldi. Hep ya imkansız birini seversem de o beni çok sevmezse diye düşünürdüm filmlerdeki gibi olur ya aynısını yaşadım. Beni hiç sevmemiş sevse bile bişey yapmadı cabalamadi yani. Mantıken düşününce zaten olmazdı uzaktij bulussak bile bişey degismezdi ben ondan olgunum ve amacım evlilik onun ki değil. Diger yanimsa üzülüp duruyor. Bu duruma neden kendini soktun sen ezik mısın felan diyorum kendime. Başkası olsa umrunda olmazdı ama benim malesef ki umrumda. Limerence yaşıyorum. Sürekli stalkliyorum. Aslında aşık değilim ona ölüp bitmiyorum onsuzluktan ama bişey beni ona itiyor dusunduruyor
Bu soru 27 Mayıs 2025 16:17 tarihinde Psikolog M. Çağla Karataş tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Yazdıklarınızın altındaki duyguları, düşünceleri anlayabilmek için çabaladım. Nedenini anlayamadığınız düşüncelerin sizi sıkıştırmasını, yormasını ve bu düzeni değiştirmek istediğinizi anlayabiliyorum. İçtenliğiniz, yaşadığınız duygularla yüzleşme isteğiniz ve cesaretiniz gerçekten çok kıymetli. Bu tür duygularla baş başa kalmak zaman zaman insanı hem şaşırtabilir hem de kendi iç dünyasına karşı yargılayıcı bir hale getirebilir.
Mantığınızla düşündüğünüzde olmayacağına inanıyor, ama bağları koparmakta zorlanıyorsunuz. Bunu yapamadığınız noktada da okları kendinize çevirip kendinizi yoran eleştirilerde bulunuyorsunuz. Bu eleştirinizin de sizin döngünüze katkıda bulunduğunu unutmanızı istemem. Döngünüzü kırabilmek için öncelikle kendinizi anlamaya çalışmak belki de sürecinizi hızlandırabilir. Bir arkadaşınız kendini yorgun hissettiğinde ona söylemekten belki de kaçacağınız eleştirileri kendinize yapabiliyorsunuz. Derin bir nefes almanızı isterim ve söylemek isterim ki siz, kendiniz tarafından anlaşılmayı hak ediyorsunuz.
İnsanın birine bağlanması, her zaman büyük ve derin bir aşk yaşanmasıyla olmak zorunda değildir. Bazen sadece biriyle kurduğumuz küçük bir hayal, onunla ilgili zihnimizde şekillenen bir senaryo bile duygusal olarak bir bağ hissetmemize neden olabilir. Ve özellikle de bağ kurmakta zorlanan biriyseniz, bu kurduğunuz nadir bağlantının sizin için daha da anlamlı hale gelmesi çok doğaldır. Zihninizde onunla ilgili kurguladığınız küçük ihtimaller, zamanla duygusal gerçekliğe dönüşmüş olabilir. Zamanla bu düşünceler duygusal bir emeğe dönüşebilir. Aslında bu durum, bir noktada sizin duygusal olarak emek verdiğiniz bir hikâyenin yavaş yavaş sizin için bir gerçeğe evrilmesiyle de ilgili olabilir.
Bahsettiğiniz gibi, bir kişiye karşı yoğun düşünce ve takıntılar içinde olmak, çoğu zaman kişinin duygusal ihtiyaçlarının yüzeye yaklaştığının sinyalini verir. Belki de siz, karşılıksız sevgi yaşamaktan çok, anlaşılmak, görülmek ve değerli hissetmek istiyorsunuzdur. Bu ihtiyaçların cevabını bulabilmek doğru anahtar olabilir.
Belki bu kişi, sizin zihninizde bu ihtiyacı karşılayabilecek bir figür haline gelmiştir. O yüzden mantıken bittiğini bildiğiniz halde, onu düşünmekten kendinizi alıkoyamıyor olabilirsiniz. Hissettiğiniz duygunun nedenini anlamak, onu bastırmaktan çok daha iyileştirici olabilir. Belki şu anda ona değil ama onunla kurduğunuz bağda temsil edilen bir şeye bağlısınız: güven duygusuna, merak uyandıran bir tanışmaya, olasılıklara... Belki de bu hislerin temelinde sadece birine bağlanmış olmanın verdiği bir sıcaklık vardır ve aslında ihtiyaç duyduğunuz şey bir başkası değil, daha çok anlaşılmak, hissedilmek ve duygusal bir yakınlıktır.
Bazen bir bağdan kopmak, o bağı hiç yaşamamış gibi yaparak değil; ona anlam verip veda ederek mümkün olabilir. Zihninizin sürekli ona yönelmesini engelleyemeyebilirsiniz, ama bu yönelişin sizi esir almasına da gerek yok. Zamanla, kendinize döndükçe ve başka alanlara tutundukça bu hislerin azaldığını fark edebilirsiniz.
Duygularınızı anlayabilmek adına onu düşünürken aklınıza gelen cümleleri bir günlüğe dökmeyi deneyebilirsiniz. Sonra, yazdıklarınıza biraz uzaktan, sevdiğiniz bir arkadaşınız gözünden bakmaya çalışın. Belki de cevaplar oradadır.
Bu döngü size uzun süredir eşlik ediyorsa ve bir türlü iç huzurunu yakalayamadıysanız, bazen dışarıdan, alanında yetkin biriyle biraz sohbet etmek de nefes aldırıcı olabilir. İsterseniz tekrar yazabilirsiniz; bazen tek bir cümle bile zihninize ayna tutabilir.
Sevgilerle...