Mutlu bir ilişki istemiştim şimdi kendimi çok tükenmiş hissediyorum
Yaklaşık 4 sene önce hayatıma birisi girdi 8 ay sürdü ilişkimiz ondan öncesinde de 7 senelik ilişkim vardı aldatılmıştım. Bu kişiye öyle bir güvenmiştim ki öyle bir resim çizmişti ki kafamda yaptığı hataları affediyordum. Onun iyi biri olduğunu yolunu kaybettiğini düşünüyordum. Anlayışım tükenmiyordu. Tek derdim güzel bir ilişkim olsun ben de herkes gibi mutlu olayım istiyordum. O dönem işim yoktu ona çok bağlanmıştım. Aslında mutluydum kendime güvenim vardı. O kişi hayatıma girdiğinden beri 4 sene geçti 2 sene boyunca yaşadıklarım ve geldiğim nokta beni öyle bir yere serdi ki kendimi toparlayamıyorum. Benim affettiğim hatalara gün gelip ses çıkarınca ben suçlu oldum. Daha sonra ayrılık yaşadım en yakın arkadaşım sürekli bana onu anlatıyorsun sen beni başka bir şey için aramıyorsun diye benimle konuşmayı kesti. Halbuki ben onunla bambaşka şeyler de paylaşıyordum. Hayatım öyle bir noktaya geldi ki sanki ben her şeyin sorumlusuymuşum gibi oldum. İlişkilerini yürütemeyen sorunlu biri gibi görünüyorum dışardan. Sadece yaşadıklarım çok ağır taşıyamıyorum. Kimse bunu görmüyor. Kimseye anlatmıyorum ama içimde Volkan kaynıyor gibi. Herkes kendini o kadar haklı çıkarıyor ki ilişkilerini öyle evirip çeviriyor ki zamanında yanlış yaptığını bildiğim insanlar kendi konularını açmazken şimdi bana sorunlu muamelesi yapıyor. Hafıza kaybı geçirmiş gibi davranıyorlar. Bir ben her şeyin ortasında kalmışım herkes doğru ben yapayalnız kaldım böyle. Kimseye güvenemiyorum. Gülecek bir sebep bulamıyorum. İnsanlardan çok soğudum. Dertleştiğimi düşündüğüm insan alttan alta bana laf sokuyor. Ben bu kadar yanlış insanı kendim mi seçiyorum. Yoksa onlar mı beni buluyor anlamıyorum. Tükendim artık
Bu soru 19 Nisan 2025 15:31 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Öncelikle Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken, kendinizi nasıl hissettiğinizi derinden anlamaya çalıştım,gayret ettim.Cümlelerinizdeki her kelimede biriken acıyı, yalnızlığı ve haksızlığa uğramışlık hissini görmek mümkün. Ağır bir yük taşımışsınız; bu yükü taşımanın sizi nasıl yıprattığını ve bu süreçte kendinizi ne kadar yalnız hissettiğinizi hissetmemek mümkün değil.
Görünen o ki, geçmişte yaşadığınız uzun süreli ve güven temelli ilişki deneyimi, sonrasında kurduğunuz daha kısa ama duygusal olarak yoğun olan ilişkiyle birlikte, sizde derin izler bırakmış. Bir insanın, başka birine bu kadar güvenip tüm kalbiyle bağlandığı bir ilişki yaşaması, ardından da hayal kırıklığına uğraması gerçekten çok zorlayıcı olabilir. Hele ki, bir ilişkiye başlamadan önce geçmişte aldatılma gibi travmatik bir deneyim yaşamışsanız, bu durum daha da karmaşık hale gelebilir. O kişiyle yaşadığınız süreçte, onun hatalarını affetmiş olmanız, onu anlamaya çalışmanız, aslında sizin ilişkiye verdiğiniz değeri ve içtenliğinizi gösteriyor. Sanki, onun hatalarıyla başa çıkarken kendi sınırlarınızı biraz geri plana atmışsınız. Bu anlayış ve sabır, zamanla sizi içten içe tüketmiş olabilir.
İfade ettiğiniz gibi, o dönemde işinizin olmaması, duygusal bağlanmanızı daha yoğun yaşamınıza sebep olmuş olabilir. İnsan, kendini hayatın bir alanında eksik hissettiğinde başka bir alanda bu boşluğu telafi etmeye çalışabilir. Duygusal olarak birine tutunmak, o dönemde size bir anlam, bir yön vermiş olabilir. Ancak zamanla, bu bağ sizi güçlendirmek yerine yormaya ve kimliğinizi gölgelemeye başlamış olabilir.
Ayrılığın ardından, en yakın arkadaşınızla yaşadığınız kırılma da görünüşe göre sizi derinden etkilemiş. Birine güvenip duygularınızı paylaştığınızda karşılık görememek, anlaşılmadığınızı hissetmek, hatta bir noktada dışlanmak... Bunların hepsi güven duygusunu zedeleyen önemli deneyimlerdir. Bu yaşananlar karşısında kendinizi suçlu ya da "sorunlu" gibi hissetmeniz, aslında çevrenizden gelen tepkilerin sizde yarattığı baskının bir yansıması olabilir. Sanki herkes kendi hatalarını unutmuş ve olan biteni sadece sizin üstünüze yıkmış gibi... Bu tür durumlarda birey kendini hem yalnız hem de haksızlığa uğramış gibi hisseder ki, sizin de bu duygularla baş etmeye çalıştığınız anlaşılıyor.
Bahsettiğiniz "Volkan gibi kaynayan" duygular, ifade edilememiş öfke ve kırgınlıkların biriktiği bir içsel baskıyı anlatıyor olabilir. İnsanlar bazen sizin yaşadığınız gibi, kendi duygularını ve gerçekliğini dile getirdiğinde çevresinden destek almak yerine, tam tersine yargılanabiliyor. Bu da kişiyi içine kapanmaya, duygularını bastırmaya ve zamanla hayattan keyif alamamaya itebilir.
Şunu belirtmek isterim ki, sizin bu süreçte yaşadıklarınız sizi "sorunlu biri" yapmaz. Aksine, yaşadıklarınız karşısında hissettikleriniz çok insani ve anlaşılır. Her birey zaman zaman yanlış kişilere güvenebilir, çevresindekilerin gerçek yüzünü geç fark edebilir. Bu, sizin değerinizi ya da duygusal zekânızı sorgulamanız gerektiği anlamına gelmez. Aksine, bu yaşananlar, belki de sizin ne kadar derin duygulara sahip, sevgi dolu ve bağlılık kurabilen biri olduğunuzu gösterir.
Şimdi belki de önemli olan, bu yaşadığınız süreçleri anlamlandırmak ve size iyi gelmeyen ilişkilerden doğan etkileri fark edebilmek. Bu farkındalık, gelecekte kuracağınız bağların daha sağlıklı temeller üzerine kurulmasına yardımcı olabilir.
Siz, bu kadar duygusal yük taşıyorken yalnız kalmayı değil, anlaşıldığınızı, dinlendiğinizi ve değer verildiğinizi hissetmeyi hak ediyorsunuz. Şu anda bu duyguları taşımak zor olabilir, ama unutmayın ki yaşadığınız hiçbir duygu "fazla" ya da "anlamsız" değil.
Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.
Psikolog Aysel Kacak