• Anasayfa
  • Sorular
  • Mutlu giden uzun ilişkiyi evlilik için adım atarken hep engel neden çıkar?
Aile

Mutlu giden uzun ilişkiyi evlilik için adım atarken hep engel neden çıkar?

Gizli Kullanıcı21 Mayıs 2025 17:18

5 yıllık bir ilişkimiz var çok iyi anlaşıyoruz aşığız beraber büyüdük neredeyse artık çevremizdeki arkadaşlarımız ya nişanlanıyor yada evleniyor ailelerimiz de birbirine uygun aslında . İlk etapta anneleri tanıştırmak istedik fakat ya onlar il dışındaydı yada benim ailem tam bu hafta diyoruz hep bir plan çıkıyor yapamıyoruz dün tam mekanı ayarladık tanışılacak bu seferde annesi grip oldu baya hastalandı yine iptal ettik ileryemiyoruz hiç sürekli engel çıkıyor karşımıza bir şekilde bunalıma girdim artık neden hep sorun yaşıyoruz yardım istiyorum sizden. Bu kadar birbirimizi severken evrenin bize bir engel çıkartması sizce mesaj mıdır yoksa engellerin üzerine mi gidilmelidir . Yoksa ne yapmalıyız . Ilişkimi bitirmek istemiyorum.

Bu soru 22 Mayıs 2025 13:08 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


İçten ve samimi anlatımın için teşekkür ederim. Yazdıkların, uzun soluklu ve emek verilmiş bir ilişki içinde, tam da en önemli eşikte -evliliğe adım atma sürecinde- karşılaştığın tekrar eden engellerin seni nasıl yorduğunu ve kaygılandırdığını gösteriyor. “Birbirimizi bu kadar severken neden sürekli bir şeyler yolunda gitmiyor?” sorusu aslında sadece mantıksal değil, duygusal bir sorgulamayı da içinde barındırıyor. Kimi zaman bu tarz tekrar eden aksilikler karşısında insan kendi kontrolünü kaybetmiş gibi hissedebilir, hatta evrenin kendisine bir mesaj verip vermediğini bile düşünmeye başlayabilir. Ancak bu noktada, senin yaşadıklarını psikolojik bir perspektifle değerlendirmek ve iç dünyanda neler olduğunu birlikte anlamlandırmak çok kıymetli.


İlk olarak şunu söylemek gerekir: Bir ilişkinin uzun süreli olması, sevgiyle beslenmesi ve uyum içinde yürütülmesi gerçekten çok büyük bir kazanımdır. Senin de belirttiğin gibi, bu beş yıl boyunca birbirinizi büyütmüş, hayatı birlikte deneyimlemişsiniz. Ailelerin birbirine uygun olması, sosyal çevrenin desteği gibi faktörler de bu ilişkinin toplumsal anlamda da sağlam bir zemin üzerine kurulu olduğunu gösteriyor. Ancak her şey bu kadar “uyumlu” ve “olgun” görünürken, en somut adımı atmaya kalktığınızda karşınıza sürekli engel çıkması, bilinçdışı düzeyde bazı içsel çatışmaların dışa vurumu olabilir.


İnsan zihni çoğu zaman farkında olmadan büyük değişimlere karşı direnç gösterebilir. Evlilik gibi önemli bir geçiş döneminde, hem sizin hem partnerinizin bilinçdışı düzeyde bazı korkuları tetiklenmiş olabilir. Mesela "evlilikte bireyselliğimi kaybeder miyim?", "Birbirimizi bu kadar severken evlilikle rutinleşir miyiz?", "Aileler tanıştığında gerçekten uyum olur mu?", "Sorumluluklar arttığında partnerim bana karşı değişir mi?" gibi farkında bile olmadığınız sorular içinizde bir huzursuzluk yaratıyor olabilir. Zihin bu duygusal yükü taşıyamadığında dışsal nedenler üretir: grip, seyahat, iptaller, ertelenmeler…


Burada dikkat çeken şey, her defasında tanışmanın ertelenmesidir. Bu aslında sadece fiziksel bir plan aksaması değil; aynı zamanda ilişkinizde “resmileşmenin” yani artık geri dönüşsüz bir noktaya geçmenin sürekli ötelenmesidir. Bu gecikmelerin yalnızca rastlantı olmadığını, ilişkinin her iki tarafının da içinde bazı çözülmemiş duygular veya geçişe dair bazı tedirginlikler olabileceğini düşünmek gerekir. Bu korkular çoğu zaman kişilerin birbirine olan sevgisinden değil, bireysel geçmişlerinden, aile sistemlerinden, evlilikle ilgili inanç kalıplarından kaynaklanır.


Örneğin; çocukluğunda ebeveynleri arasında sık sık çatışma yaşamış biri, farkında olmadan evliliği “yıpratıcı bir şey” olarak kodlamış olabilir. Ya da çevresinde evliliği mutsuzlukla özdeşleştiren örnekler görmüş biri, evlilik sürecine yaklaşırken bastırılmış bir iç korkuyla hareket edebilir. Bunlar doğrudan açıkça ifade edilmez ama planların sürekli bozulması, konuşmaların ertelenmesi gibi dolaylı davranışlarla dışa vurulur. Belki de ilişkinizin dinamiğinde de bu tarz bastırılmış kaygılar vardır ve bunlar fiziksel aksilikler şeklinde kendini gösteriyor olabilir.


Öte yandan, sürekli çıkan engellerin sizde yarattığı “bunalım” halini de çok iyi anlayabiliyorum. Bu tür tekrarlayıcı durumlar karşısında insan, ilişkisinin geleceğine dair karamsarlığa düşebilir. Hele ki çevrenizdeki arkadaşlarınız nişanlanıyor, evleniyorsa; kendinizi onlarla karşılaştırma eğiliminde olabilirsiniz. Bu da sizi bilinçsizce "Biz neden yapamıyoruz?" diye suçluluk duygusuna, “Acaba bu evrenin bize verdiği bir mesaj mı?” gibi metaforik düşüncelere sürükleyebilir. Ancak şunu unutmamalısın: Engeller, illa ki bir şeyin kötüye gittiğini göstermez. Bazen de bu tür zorlayıcı süreçler, sizin evlilik yolculuğunuzda ne kadar kararlı olduğunuzu, nasıl bir işbirliği kurduğunuzu ve bu zorluklara karşı nasıl bir takım gibi davrandığınızı gösterir. Yani bu dönem, ilişkinin dayanıklılığını test eden bir eşik olabilir.


Şimdi burada kendine bazı sorular sormanı öneririm:

Evliliğe hazır hissetmediğim bir tarafım olabilir mi?

Partnerimle bu konuda açıkça konuşabiliyor muyuz?

Evliliğe dair kaygılarımızı, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde bastırıyor olabilir miyiz?

Bu ertelemeler karşısında birbirimize nasıl davranıyoruz; sabırla mı, suçlayarak mı, geri çekilerek mi?


Bu sorulara vereceğin içten cevaplar, ilişkideki "sabit gibi görünen ama aslında değişim isteyen" dinamikleri anlaman için yol gösterici olabilir.


Peki bu durumda ne yapabilirsin? İlk adım, partnerinle duygularınızı çok dürüst ve yargısız şekilde konuşmak. Bu tanışmalar neden sürekli erteleniyor, bunu sadece dışsal engellere bağlamadan, içsel korkularınızı da konuşarak anlamaya çalışabilirsiniz. “Sence bu sürekli iptaller bize ne anlatıyor olabilir?” gibi bir soruyla giriş yapabilirsin. Bu yaklaşım, onun savunmaya geçmesini engeller ve birlikte düşünme sürecini başlatır.


İkinci adım, süreci çok hızlı şekilde resmileştirme baskısından uzak durarak, küçük ve somut adımlar atmak. Belki aileleri bir araya getirmek için önce bir online görüşme yapmak ya da daha sade ve az kişiyle sınırlı bir buluşma ayarlamak gibi... Yani hedefin büyüklüğü değil, niyetin sürekliliği önemli. Niyet sürdürülebiliyorsa, adımlar er ya da geç atılır.


Üçüncü olarak, yaşadığınız bu sürecin ikiniz için de yıpratıcı hale gelmemesi adına bireysel olarak kendi stres yönetimini destekleyecek yollar bulmalısın. Yazmak, yürüyüşe çıkmak, duygularını arkadaşlarınla paylaşmak, ilişkide yaşananları bir uzmana danışmak bu noktada yardımcı olabilir. Çünkü duygularını sadece içinde tutmak, onları çoğu zaman büyütür ve senin daha fazla çıkmazda hissetmene neden olur.


Sevgili danışan, şu anda yaşadığınız şey bir çıkmaz değil; bir eşik. Bu eşikte doğru bir bakışla durduğunuzda, el ele tutunup bir basamak yukarı çıkabilir ya da korkularınıza teslim olup olduğunuz yerde kalabilirsiniz. Ama ne olursa olsun, siz bu ilişkiyi sevgiyle beslemişsiniz ve hâlâ bu çabanın içindesiniz. Bu da demektir ki, hâlâ birlikte çözüm üretme potansiyeline sahipsiniz.


Umarım cevabım sana iyi gelmiştir. Eğer dilersen bu süreçte karşılaştığınız diğer engelleri ya da kendi iç sesini daha detaylı konuşabileceğin yeni bir soru oluşturabilirsin. Unutma, yalnız değilsin. Bu duygusal süreci birlikte anlamlandırabilir, ilişkini daha sağlıklı bir zemine taşımak için adım adım ilerleyebilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

alinti

Betül hanım tam anlamıyla kafamda oluşan fakat düzgün cümleleler kurup bir araya getiremediğim kendimi ifade edemediğim bütün durumu anlatmış . Açıklık getirmiş .Bana güç verdi bir nebze de olsa , bu yüzden durmak yok sevgiyle beslediğimiz ilişkiyi daha da ileri taşımaya devam etmek istiyorum. Teşekkür Betül hanım ..

Yorumlar

Psk. Betül Canbel

Merhaba Sevgili Danışan, Güzel dönüşleriniz için teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olursa buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

22 Mayıs 2025 18:41

Cevaplanmış benzer sorular