Psikoloji

Nasıl değişim sağlarım?

Gizli Kullanıcı13 Aralık 2025 03:19

Emine Sena uzun merhaba insanların beni kandırmasından yoruldum sorusuna vermiş olduğunuz cevaptan sonra bazı farkındalıklaryaşadım. Bu döngüyü kırıp sessiz kalma alışkanlığımı nasıl değiştirebilirim bunun için atmam gereken somut adımlar neler olmalı. 30 yaşında bile ailede sessizlikle haftalarca konuşmamakla tek bırakılmakla cezalandırılan sistem var. Maddi özgürlüğüm olmadığı için ve yaşadıklarımın da etkisiyle bu döngüye saplanmış gibi hissediyorum. Hayatım günün sonunda yalnızlık üzerine kurulmuş gibi sanki. İnsanlar bana uğruyor tüm toksiklikleri bana yaşatıyor sonra yaptıkları yanlışın farkında olup iyi niyetimi kullanıp o suçluluğu yüzüne vurunca gidiyorlar. O yazımda örneklerle anlatmıştım. Bana karşı artık manipülasyonları tükendiği noktada beni kötü de ilan edemiyorlar. Çünkü artık fark ediyorum ve geri çekiliyorum. İletişime kapalı beni suçlayıcı çözümcül olmayan insanlara açıklama bile yapmıyorum. Ben neden bunlara izin veriyormuşum. Kendime bu konuda hangi farkındalıkları kazandırmalıyım bilmiyorum. İçe dönük olabilirim. Ama gülüp eğleneceğim kendimi güvenle açabildiğim zamanlar oldu. Bu yanımı göstermekten çekiniyorum artık tetikte kalmaktan beynimin sürekli tehlike var gibi eski yaşadıklarımı tekrar yapmasından yoruldum. Herkes doğru yalnız kaldığım için ben yanlışım gibi geliyor. Özellikle kaygı olduğu için stresli durumlarda midem bulanıyor. Bu döngü beni iyice içine hapsediyor. Midem neyi kusmak istiyor. Yoksa sessiz kaldığım için mi bunları yaşıyorum. Ama bu kronik hale geldi stresli tüm durumlarda yaşıyorum

Bu soru 13 Aralık 2025 09:37 tarihinde Psikolog Emine Sena Uzun tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba sevgili danışan,

Yaşananların ortak bir zemini var: Sessizliğin bir tercih değil, yıllar içinde öğrenilmiş bir hayatta kalma yolu olması. Aile içinde haftalarca konuşulmayarak cezalandırılan bir düzende büyümek, insana şunu öğretir: “Ses çıkarırsam bağ kopar. Susarsam kalırım.” Bu kural çocuklukta işe yarar; ama yetişkinlikte aynı kural, insanı sürekli kendinden vazgeçtiği ilişkilerin içine çeker. Bugün yaşanan şey bir kişilik zayıflığı değil, geçmişte öğrenilmiş bu kuralın hâlâ otomatik şekilde çalışmasıdır.


İnsanların gelip yüklerini bırakıp gitmesi, senin fazla iyi olmandan değil; sınırların sessizlikle ifade edilmesinden kaynaklanır. Sessiz kalan biri, karşısındakine “buraya kadar” demediği için, karşı taraf nerede duracağını bilemez ya da bilmek istemez. Zamanla bu durum, iyi niyetin kullanılmasına, ardından suçluluğun sana bırakılmasına yol açar. Sen geri çekildiğinde artık suçlayamamaları, sorunun sen olmadığını açıkça gösterir. Döngü kırılmaya zaten başlamış.


Yalnızlık hissinin bu kadar ağır gelmesinin nedeni de burada. Çünkü zihnin, “Herkes varken yalnızsam sorun bendedir” diye yorum yapmaya alışmış. Oysa şu an yaşanan yalnızlık, yanlış insanlarla kalmaktan vazgeçmenin doğal sonucu. Sessizliğin yerini farkındalık almaya başladığında, bu boşluk önce ürkütür; ama uzun vadede daha güvenli ilişkilerin alanını açar.


Sürekli tetikte olma hali ve bedenin verdiği tepkiler de bu hikâyeden bağımsız değil. Midenin bulanması, bastırılan her “hayır”, söylenemeyen her cümleyle bağlantılı. Beden, söylenmeyeni taşımaya çalışırken yorulur. Kronik hale gelmesi, artık yükün kapasiteyi aştığını gösterir. Yani beden bir şeyleri “kusmak” istemiyor; artık taşıyamadığını söylüyor.


Bu döngüyü değiştirmek için yapılması gereken şeyler büyük yüzleşmeler ya da ani kopuşlar değil; küçük ama net adımlar olmalıdır. Sessizlikle değil, kısa cümlelerle var olmak. Uzun açıklamalar değil; “Buna girmek istemiyorum”, “Şu an buna cevap vermeyeceğim” gibi net ama sakin ifadeler. Rahatsızlık hissini suçlulukla karıştırmamak. Rahatsız olmak, yanlış yaptığın anlamına gelmez; sınırlarına yaklaşıldığını fark ettiğin anlamına gelir. Tetiklenmeyi bir uyarı olarak okumak. “Tehlike var” hissi geldiğinde geri çekilmek, kaçmak değil; kendini düzenlemek için durmaktır. Yalnızlığı bir kanıt gibi kullanmamak. Yalnız kalmak, yanlış olduğunun değil; seçici olmaya başladığının işaretidir.


İçe dönük olmak, kırılgan olmak ya da yumuşak kalmak sorun değil. Sorun, bu yanlarını herkesin erişimine açık tutmak zorunda hissetmekti. Artık o kapının kilidi sende. Gülen, açılan, güvenen yanın kaybolmadı; sadece kendini korumaya aldı.


Süreçte yaşanan yorgunluk bir gerileme değil. Zihnin ve bedenin, eski kurallarla devam edemeyeceğini açıkça söylemesi. Ve bu farkındalık, değişimin en sessiz ama en sağlam başlangıç noktası.


Eğer bu konuyu daha güvenli bir çerçevede ele almak, sınır koyma ve ilişkilerde kendini koruma yollarını birlikte konuşmak istersen, Instagram üzerinden bana ulaşabilirsin. Uygun olduğunda detaylıca ele alınabilir.

Yasal Bilgilendirme: Bu içerik tanı ve tedavi niteliği taşımayan, genel psikolojik bilgilendirme amaçlıdır.

Cevaplanmış benzer sorular