Psikoloji

nasil kendimi anlayabilirim

Gizli Kullanıcı7 Aralık 2025 22:32

uc senelik iliskim bitti ama aramizda son birkac yil boyunca surekli ayril baris oldu surekli benden ayrilmak istedi sebepler sundu bazilari sacmaydi ama yine ayrildik her seferinde affettim cunku sevgim agir basti bu yil boyunca kotu hissediyordum kendi sebeplerince onunla fazla konusamjyorduk yine fazla bir sey demiyordum kafam cok doluyken ayrilmak istedim ayrildik baskalariyla konusmaya basladim sanirim beni seviyor onu unutmka istiyorum baskalariyla konusurken aklima veliyor bana ihnart ediyorsun diyor zihnimjn icinde yankilaniyor tekrar olmaya calisiyor ama artik yoruldum devam etmek istemiyorum seviyorum gibyim ama bilmiyorum kafami karistiruyor baskaisni ssvsin ben de baskasina gideyim cok yoruldm bu donguden bir baskasia konusuken neden boyleyim bir ay olacak cok canim yaniyor

Bu soru 10 Aralık 2025 17:12 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Okurken bu sürecin ne kadar yorucu, yıpratıcı ve duygusal olarak karmaşık olduğu çok net hissediliyor. Üç yıl süren bir ilişkinin bitmesi zaten başlı başına ağır bir süreçtir; bunun bir de tekrar eden ayrıl barış döngüleriyle, belirsizlikle, suçluluk hisleriyle ve sürekli acabalarla yaşanması kişinin duygusal sistemini derinden etkiler. Şu anda hissedilen karmaşa, özlem, suçluluk, kafa karışıklığı, hatta kendine kızgınlık olabilir. Bunların hepsi böyle bir ilişkiden çıkan birinin yaşaması çok doğal duygulardır.


Ayrılık sonrası zihinde hala “bana ihanet ediyorsun” diye yankılanan bir sesin olması, çoğu zaman ilişkide maruz kalınan söylemlerin, suçlamaların ve duygusal dinamiklerin içselleşmiş halidir. Bu ses, artık gerçek partnerin değil; zihinde yer etmiş, ilişki boyunca oluşan öğrenilmiş bir yankıdır. Bu yüzden suçluluk hissetmek kişinin yanlış yaptığı bir şeyin sonucu değildir uzun süredir devam eden duygusal döngülerin bıraktığı bir izdir.


Aynı şekilde, seviyorum gibiyim ama emin değilim, başkasını sevsin ben de gideyim gibi düşünceler hem duygusal yorgunluğun hem de değersizlik hislerinin ifadesidir. Bunlar çoğu zaman sevgiyle karışmış tükenmişlik düşünceleridir. Uzun süre ilişkiye tutunmuş olmak kişiyi zayıf yapmaz; bunun aksine bağ kurma kapasitesinin ve iyi niyetli çabasının göstergesidir.


Yeni biriyle konuşurken bile zihnin eski partnere gitmesi, aslında ayrılığın gerçek anlamda çok taze olduğunun bir göstergesidir. Üç yıl süren ve duygusal olarak inişli çıkışlı bir ilişkinin ardından bir ay, iyileşme süreci için oldukça kısa bir zamandır. Kalp bir anda eski alışkanlıklardan kopamaz; acı, boşluk, belirsizlik ve özlem bir süre daha devam eder. Bu da tamamen normal.


Burada önemli olan nokta şu:

Ayrılma kararı yorgunluktan değil, kendini koruma ihtiyacından doğmuş.

İçte devam etmek istemiyorum diyen ses aslında sağlıklı tarafın sesidir. Bu ses, kişinin sınır koymaya ve kendi iyi oluşunu öncelemeye başladığını gösterir. Böyle ilişkilerden çıktıktan sonra suçluluk hissetmek ise, sınır koymayı yeni öğrenen insanların çok sık yaşadığı bir duygudur.

Bu dönemde yapılabilecek en sağlıklı şeyler:

  1. Duyguları bastırmadan fakat içinde kaybolmadan ifade etmek,
  2. Kendini acı çektiği için yargılamamak,
  3. Eski partnerin suçlayıcı, manipülatif ya da baskı yaratan sözlerini içselleştirmemek,
  4. Kalp iyileşmeden yeni ilişkilere aceleyle girmemek.

Şu anki duygusal karışıklık, neden böyleyim soruları, başkasına yönelirken hala eski ilişkinin gölgesini hissetmek… Tüm bunlar iyileşme sürecinin çok doğal parçalarıdır. Kişi yanlış bir şey yapmıyor; sadece uzun süredir duygusal olarak örselenmiş bir döngüden çıkmış olmanın etkilerini yaşıyor.


Bu acı geçecek. İçteki karmaşa zamanla yerini daha net bir iç sese, daha güçlü bir sınıra ve daha sakin bir kalbe bırakacak. Bu süreçte en değerli şey, kendine yumuşak ve şefkatli davranabilmek. Kalpteki sızı aslında iyileşmenin başladığını gösteren bir işarettir.

İstenirse, bu döngünün hangi noktasında en çok sıkışma yaşandığı ve zihindeki iç seslerin nasıl oluştuğu üzerine daha derinlemesine çalışılabilir.


Uzm. Klinik Psk. Elif Kızılkaya

Yasal Bilgilendirme: Bu içerik tanı ve tedavi niteliği taşımayan, genel psikolojik bilgilendirme amaçlıdır.

Cevaplanmış benzer sorular