Ne istediğimi bilmiyorum, kendi iç sesim nerede?
Şu an işim yok evdeyim hayattan ne istediğini bilmiyorum. Nasıl bir işte çalışmak istediğimi bile bilmiyorum. Potansiyelim konusunda fikrim yok. Bir ilişki yaşadım ve farkettim ki zamanla onun istek ve beklentilerine göre hareket ediyorum. İlişkide kendime ait kararlarıma saygı duyulmuyor. İstemediğim bir şey olduğunda bu saçma diyerek kendi beklenti ve isteklerini öne sürüyordu sürekli. Arkadaşlık konusunda bazen durup düşünüyorum hayatımdaki insanlar beni yansıtmıyor diye. Bazen ne istediğinizi bilmediğinizde onların savunduğu şeyleri Savunuyor gibi oluyoruz ama zamanla kendi iç sesimi kaybetmişim meğerse. Benim de farklı isteklerim ideallerim olduğunu hep unutmuşum. Zaten 1 arkadaşım kaldı diğerleriyle görüşmeyi kestim. En son ilişkimde bir şeyler için başından fedakarlık yapmıştım. Ama o kişi beni umursamadan hareket etti. Her defasında onun hayatına göre yaşamaya başladık. Kendisi donanımlı biri mesleği statüsü olarak çok iyi yerlerde. Yaşamak istediği hayat belli. Ama konu bana gelince bana saygı duymuyordu. Sanki sürekli ona uyumlu olacağımı düşünüyordu. Kendi kararlarımı öne sürünce tamam diyordu ama arka planda bir şeyler saklayıp bunları yapmış gibi gösteriyordu. Duygusal olarak ikimizde bağlanmıştık. Bunun da etkisi var. Yollarımızı ayıramadık uzun süre. Ama bu kadar şey üst üste zorlu şeyler yaşanınca hayat insanı belli bir noktaya getiriyor ve ben ne için yaşıyordum ben kimdim eskiden ne güzel gülümsüyordum diye düşünüyorum. Bazı konularda sevdiğimiz için ödünler veriyoruz. Bazen olanı görmezden geliyoruz. Ama günün sonunda fark ediyoruz ki aslında sadece bunu ben yapmışım. Diğer taraf ee o zaman olmuyorsa neden zorluyorsun diye kendini aklayıp kenara çekiliyor. O sadece kendi istek ve beklentilerine odaklanmış. Şu anda hiçliğin ortasında gibiyim. Kendi iç sesime ulaşamıyorum. Kendi fikrimi savunmak istiyorum. Ama hep bir tarafı eksik kalıyor. Arkadaşlıkta da öyle ortak noktalar bulunmuyor.
Bu soru 22 Nisan 2025 18:44 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Öncelikle Merhabalar.Yazdıklarınızı okuduğumda, büyük bir içsel karmaşanın, hayal kırıklığının ve aynı zamanda bir uyanışın izlerini hissettim diyebiliirm. Sanki bir süre başkalarının hayatında, onların istekleriyle var olmaya çalışırken kendinize dair olan izleri yavaş yavaş kaybetmişsiniz. Bu farkındalıkla birlikte, "Ben kimim, ne istiyorum?" sorularını sormaya başlamışsınız. İşte bu, zor ama çok kıymetli bir başlangıç noktası.
İlişkinizde yaşadığınız deneyimler, size yalnızca bir birlikteliğin getirebileceği zorlukları değil, aynı zamanda kendi sınırlarınızı, isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı da sorgulamanıza neden olmuş gibi görünüyor. Kendi kararlarınıza saygı duyulmadığını hissetmeniz, zamanla sizin de kendi kararlarınıza yabancılaşmanıza neden olmuş olabilir. Sevdiklerimiz için fedakârlık yaparız elbette, ancak bu fedakârlık sürekli tek taraflı olduğunda, bireysel kimliğimizde çatlaklar oluşmaya başlar. Bu noktada, “Benim de duygularım, ihtiyaçlarım, hayallerim var” diyebilmek çok önemli bir adımdır ve sizin bu farkındalığa varmanız çok kıymetli.
Arkadaşlık ilişkilerinizde de benzer bir sorgulama sürecine girmişsiniz. Hayatınızdaki insanların sizi yansıtmadığını fark ettiğinizde, aslında bu, kendi benliğinizi yeniden tanımaya başladığınızın işaretidir. Bazen yalnız kalmak, kalabalıklar içinde yalnız hissetmekten çok daha iyidir. İç sesinizin zamanla bastırılmış olması çok doğal; çünkü uzun bir süre çevrenizin sesine odaklanmak zorunda kalmışsınız. Ama şimdi o sesi yeniden duymak için bir alan oluşuyor.
Şu anki “hiçliğin ortasında” olma hissi, aslında bir yeniden yapılanmanın ilk evresi olabilir. Bu dönemi, eskiyi bırakma ve yeniyi inşa etmeye başlama süreci olarak görmek mümkün. Hedeflerin belirsiz olması, iş yaşamında ne yapmak istediğinizi bilememeniz sizi çaresiz hissettirse de, aslında bu "bilinmeme" hâli, sizi yönlendirecek içsel pusulanızla yeniden temas kurmanız için bir fırsat olabilir. Çünkü bazen ne istemediğinizi fark etmek, ne istediğinizi bulma yolculuğunun ilk adımıdır.
Bu dönemde yapabilecekleriniz küçük ama derin etkiler yaratabilecek türden olabilir. Belki bir deftere her sabah “Bugün ne hissediyorum?” ya da “Ben bugün ne isterdim?” sorularını yazarak başlayabilirsiniz. Ya da sadece gün içinde size iyi gelen, küçük bir anı gözlemleyerek... İç sesiniz zamanla yeniden konuşmaya başlayacak; önemli olan ona kulak vermeye hazır olmanız.
Kendinize karşı yargılayıcı olmadan, bu süreci bir öğrenme ve büyüme zamanı olarak görmeniz önemli. Bazen yönümüzü kaybettiğimizi düşündüğümüz anlar, aslında içsel dönüşümün başladığı anlardır.
Bu noktada dilerseniz şu soruları düşünebilirsiniz:
- Sizi en son ne zaman gerçekten “ben” gibi hissettiren bir şey yaptınız?
- Başkalarının beklentilerinden bağımsız olarak, sizce bir işin sizin için anlamlı olmasını sağlayan şey ne olurdu?
- Hayatınızdaki bir ilişkide sizin için “saygı” tam olarak ne anlama geliyor?
- Gün içinde kendinize ayırdığınız, sadece size ait olan bir an var mı?
- Küçükken hayalini kurduğunuz bir şey var mıydı? Şu an onunla bir bağ kurabilir misiniz?
- Sizi iyi hissettiren ama uzun süredir yapmadığınız bir uğraş var mı?
- İç sesinizi en çok susturduğunuz anları hatırlıyor musunuz?
- Sizi siz yapan özelliklerinizi yeniden tanımlasak, hangileriyle başlardınız?
Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.
Psikolog Aysel Kacak