Ne onunla oluyor ne onsuz oluyor.

Sevgili Danışanım,

İlişkinizde yaşadığınız durumu birkaç açıdan ele alabiliriz. Anlattıklarınız, hem duygusal bağın hâlâ güçlü olduğunu hem de bu bağın içinde yorucu bir döngüye girdiğinizi gösteriyor. Böyle durumlarda, “sorun tam olarak ne” sorusuna cevap bulmak zor olabilir, çünkü mesele tek bir olaydan değil, zamanla biriken küçük gerginliklerden, beklenti farklılıklarından ve iletişim kopukluklarından kaynaklanır.

İlk olarak, ilişkilerde “ilk zamanlar” genellikle yoğun duygular, özenli davranışlar ve karşılıklı idealize etme ile başlar. Bu dönem, hem beyindeki kimyasal süreçler hem de tarafların birbirine en iyi hâllerini göstermesi nedeniyle çok keyiflidir. Ancak zaman geçtikçe, günlük hayatın stresi, kişilik farkları ve iletişim biçimleri ortaya çıkar. Sizde de “ilk halini istiyorum” düşüncesi, bu değişimin farkında olmanızdan kaynaklanıyor olabilir. Fakat bu noktada önemli olan, eski hâli geri getirmeye çalışmaktan çok, ilişkinin bugünkü hâlini nasıl iyileştirebileceğinize odaklanmaktır.

İkinci olarak, “normalde batmayan şeylerin batmaya başlaması” ilişkilerde yıpranmanın en belirgin işaretlerinden biridir. Bu, aslında sadece karşı tarafın davranışlarından değil, sizin içinde bulunduğunuz ruh hâlinden de etkilenir. Yorgunluk, kırgınlık veya çözülmemiş tartışmalar, kişinin tahammül eşiğini düşürür. Böylece eskiden tolere edebildiğiniz küçük alışkanlıklar bile tetikleyici hâle gelir.

Bir diğer nokta, “ayrılmak isteyip ayrılamamak, birleşmek isteyip birleşememek” dediğiniz durum. Bu, duygusal bağın hâlâ var olduğu ama iletişimde ve duygusal tatminde sıkıntı yaşandığı ilişkilerde sık görülür. Bu durumun devam etmesi, taraflarda belirsizlik ve çaresizlik hissini artırır. Bu kısır döngüden çıkmak için öncelikle ikinizin de güvenli bir iletişim alanına ihtiyacınız var.

Şu anda birkaç haftadır görüşmüyor olmanız, hem özlem hem de mesafe duygusunu aynı anda tetiklemiş olabilir. Mesafe bazen ilişkide sağlıklı bir “durup düşünme” fırsatı verir. Ancak bu süreçte sadece beklemek yerine, hislerinizi ve ihtiyaçlarınızı netleştirmek çok önemlidir. “Onu seviyorum” demek, tek başına ilişkiyi sağlıklı tutmaya yetmeyebilir. Sevginin yanında karşılıklı saygı, güven, anlayış ve problem çözme becerileri de gerekir.

Size önerebileceğim ilk adım, sorunu birlikte tanımlamak. Somut bir problem yok gibi görünse de, belki de problem “ortada somut bir problem olmaması” değil, küçük sorunların konuşulmadan birikmesi. Bunun için sakin bir zamanda, suçlamadan, “Sen şöyle yapıyorsun” yerine “Ben böyle hissediyorum” diliyle konuşmayı deneyebilirsiniz. Bu yöntem, karşı tarafın savunmaya geçmesini engeller ve duygularınızın anlaşılmasını kolaylaştırır.

İkinci olarak, ilişkinin enerjisini yeniden canlandırmak için birlikte keyif aldığınız aktivitelere dönmek faydalı olabilir. İlk zamanlardaki gibi kibar ve özenli davranışların geri gelmesi için, bu davranışları birbirinize bilinçli olarak göstermeniz gerekir. İnsanlar, gördükleri özeni daha kolay karşılık verirler.

Üçüncü olarak, kendinize dönük bir farkındalık süreci başlatabilirsiniz. Şu anda 17 yaşındasınız ve bu yaş, kimlik gelişiminin, duygusal ihtiyaçların ve ilişkilerdeki beklentilerin çok hızlı değiştiği bir dönem. Dolayısıyla hislerinizin iniş çıkışlı olması, kararsızlık yaşamanız normaldir. Bazen ilişkide yaşanan sıkıntılar, aslında bireysel olarak içimizde yaşadığımız değişimlerin bir yansımasıdır.

Son olarak, şunu bilmeniz önemli: Her ilişki, ilk günkü gibi kalmaz. Ancak bu, sevginin bittiği anlamına gelmez. İlişkiler, değişen koşullara ve kişiliklere uyum sağlayabildiğinde uzun ömürlü olur. Sevgi, yalnızca bir duygu değil, aynı zamanda bir seçim ve çabadır. Siz ve partneriniz, bu çabayı göstermeye istekliyseniz, ilişkinizi yeniden yapılandırabilirsiniz. Ama eğer yorgunluk ve kırgınlık, sevgiden daha baskın hâle gelirse, o zaman sağlıklı bir değerlendirme yapmanız gerekir.

Bu süreçte kendinize de zaman tanıyın. Sorunun çözümü hemen bulunmayabilir, ama doğru iletişim ve karşılıklı niyet, aranızdaki bağı güçlendirebilir. Ve unutmayın: Bir ilişkinin sağlıklı olması, sadece birbirini sevmekle değil, aynı zamanda birbirini anlamak, dinlemek ve birlikte büyümekle mümkündür.

Sevgilerimle💖

Psikolog İrem Gülsün Zengin