Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum
Hayatıma 1 ay önce birisini aldım uzak mesafe bir ilişki 1 ay kadar sürdü. Bana olan sevgisi gerçekten paha biçilmez durumda. Ben onu seviyor muyum bilmiyorum . Onunla konuşurken mutluyum zaman hızlı geçiyor huzurlu hissediyorum da ama sıkıntı şu ki hem uzakta oluşu hem ailemin baskıcı bi aile olması verecekleri tepkiler beni korkutuyor çünkü ailem bu konulara karşılar . Arada onu yakışıklı da bulmuyorum ve çevremdeki insanların da yakışıklı bulmayacağını düşünüyorum ( insanların ne düşündüğü beni etkiliyor) . Ona hayatımda en çok dalga geçilen benim için tramva olan bir olayı anlattım saçımın olmadığını söyledim. Şaka yapıyorum sandı . Ve bende kendimi ona layık göremedim hem beni çok sevdiği için hem de ne hissettiğimi bilmediğim için ona haksızlık ettiğimi düşündüm. Hayatımda kimse benim saçım yok diye beni seviceğini de düşünmüyorum. Bana dün yazdı ne olursa olsun yanımda olacağını onun için bir önemi olmadığını söyledi. Ve bu cümlelerde onun bana olan sevgisini hissediyorum. Ama içimde sebebini bilmediğim bir korku var neden olduğunu bilmiyorum. Onu sevip sevmediğimi de bilmiyorum düşünmeye çalışıyorum duygularımı anlamaya çalışıyorum ama yapamıyorum.Şuanda alıcağım kararla onu üzmekten kalbini kırmaktan da korkuyorum. Ona sebebini bilmediğim korkum olduğunu söylediğimde beraber bu korkuyu aşabiliriz bence dedi. Bende ondan biraz düşünmek için zaman istedim. Ne yapmam lazım kafam çok karışık
Bu soru 26 Ağustos 2025 13:05 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yazdıklarınızı dikkatle okudum ve duygularınızın yoğunluğu, yaşadığınız kafa karışıklığı, korkularınız ve karşınızdaki kişiye duyduğunuz sorumluluk hissi satır aralarına güçlü bir şekilde yansıyor. İçinde bulunduğunuz durum oldukça hassas ve karmaşık; hem sizin bireysel ihtiyaçlarınızı hem de duygusal bağ kurduğunuz bir kişinin beklentilerini içeriyor.
Öncelikle duygularınızı çözümlemeye çalışırken yaşadığınız bu belirsizlik çok insani. Özellikle yakın zamanda tanıştığınız bir kişiyle kurduğunuz bağda, ne hissettiğinizi hemen anlayamamak, zaman zaman kendinizi ondan uzak hissetmek, bazen de yanında güvende ve mutlu hissetmek çelişkili gibi görünse de aslında bu durum duyguların doğası gereği oldukça normaldir. Sevgi, sadece “tek bir duygu” olarak değil; zamanla gelişen, güvenle derinleşen, zihinsel ve fiziksel yakınlıkla şekillenen bir süreçtir. Bu yüzden kendinize “onu seviyor muyum bilmiyorum” sorusunu sormanız, ilişkinizi netleştirmeye çalıştığınızın bir göstergesidir ve bu çaba, duygularınızı bastırmadığınız anlamına gelir. Bu oldukça kıymetli bir içgörü.
Ailenizin baskıcı bir yapıya sahip olduğunu belirtmişsiniz. Bu tür ailelerde büyüyen bireylerde genellikle iki temel tema oluşur: Birincisi, duygularını ve kararlarını bastırarak ebeveynlerin onayını kaybetmemeye çalışma çabası; ikincisi ise başkalarının ne düşüneceğini fazlasıyla önemseme eğilimi. Siz de onun “yakışıklı olup olmadığını” sorgularken çevrenizin ne düşüneceğini ön planda tutuyorsunuz. Bu da duygularınızı özgürce deneyimlemenizi engelliyor olabilir. Oysa bir ilişki başkaları için değil, yalnızca iki kişi arasındaki bağ ve o bağın size ne hissettirdiğiyle anlam kazanır. Eğer partnerinizin dış görünümüyle ilgili kafanızda soru işaretleri varsa, burada durup “Ben bu ilişkide nasıl hissediyorum? Benim için dış görünüm ne kadar önemli? Sevgi ve yakınlık kavramı benim için neyle bağlantılı?” gibi sorulara yönelmeniz, düşünce kalıplarınızı daha net görmenize yardımcı olabilir.
Saçlarınızla ilgili yaşadığınız travmatik deneyimi paylaşmışsınız ve onun tepkisiyle birlikte kendinizi “layık görmeme” duygusuna kapıldığınızı belirtmişsiniz. Bu, aslında öz değer duygunuzla ilgili derin bir yaraya işaret ediyor olabilir. Kendinizi fiziksel bir özellik üzerinden yargılamanız, bu konunun geçmişte defalarca incitilmiş bir alan olduğunu gösteriyor. Partnerinizin başta bu durumu anlamaması ya da “şaka sandım” demesi, sizin için tetikleyici olmuş olabilir. Ancak sonrasında size olan sevgisini dile getirmesi ve koşulsuz bir kabul sunması, aslında sevginin yalnızca dış görünüşle sınırlı olmadığını size göstermeye çalışan bir yaklaşımdı. Bu noktada kendinize şu soruyu sormanızı öneririm: “Ben, beni olduğum gibi kabul eden birini kendime neden layık görmüyorum?” Eğer bu sorunun cevabı geçmiş yaşantılarda gizliyse, bu alanın üzerine çalışmak, özgüveninizi derinlemesine yapılandırmak için çok etkili olabilir.
“Sebebini bilmediğim bir korku var” demişsiniz. Korkular her zaman rasyonel bir nedene dayanmaz. Bazen geçmişte yaşadığınız bir reddedilme, duygusal ihmal ya da utanç verici bir anı bilinç dışınızda kayıtlıdır ve benzer bir bağ kurmaya başladığınızda, zihniniz bu durumu yeniden yaşayabileceğinize dair bir alarm verir. Bu nedenle hissettiğiniz korkunun tek bir sebebi olmayabilir. Hem “ailem öğrenirse ne olur?” korkusu, hem de “ya yeterli değilsem, ya sevilmeyi hak etmiyorsam?” gibi öz değerle ilgili kaygılar bu içsel huzursuzluğu artırıyor olabilir. Korkuyu bastırmak yerine “bu korku bana ne anlatıyor olabilir?” diye düşünmeniz, onunla temas kurmanızı sağlayabilir.
Şu anda yaşadığınız kafa karışıklığı, çok yönlü bir karar verme süreci içerisinde olmanızdan kaynaklanıyor. Karşınızdaki kişi size sevgi dolu, anlayışlı ve kabul edici yaklaşırken, siz ona karşı duygularınızı tam olarak kestiremiyor, bir yandan da onu kırmaktan endişe ediyorsunuz. Bu çok anlaşılır bir durum. Sizi zorlayan şeyin yalnızca ilişkinizle ilgili belirsizlik değil, aynı zamanda onun sizi bu kadar çok seviyor olması karşısında kendinizi yetersiz hissetmeniz ve ona haksızlık ettiğinizi düşünmeniz olduğu da açıkça görülüyor. Bu durumda şunu hatırlatmak isterim: Bir ilişkinin sorumluluğu iki kişi arasındadır. Sizin duygularınızın netleşmesi için zamana ihtiyaç duymanız, onun da karar vermesi gereken bir süreçtir. Bu yüzden kendinizi suçlu hissetmek yerine, sağlıklı sınırlar içerisinde dürüst olmanız ve zamana ihtiyaç duyduğunuzu ifade etmeniz çok kıymetlidir.
Yaşadığınız her bir duygu, düşündüğünüz her bir ihtimal sizi kendiniz hakkında yeni bir farkındalığa götürüyor. Bu yüzden şu an “kararsızım” demeniz aslında farkındalık kapısını araladığınız anlamına gelir. Duygularınızı bastırmak ya da hızla bir sonuca varmak yerine, biraz durup kendinizi gözlemlemek, iç sesinizi duyabilmek, korkularınızın nereden geldiğini keşfetmek için kendinize izin vermeniz çok değerli. Bu süreçte bir psikologdan destek almanız, geçmişte yaşadığınız travmalarla yüzleşmenize, öz değerinizi yeniden inşa etmenize ve kendi duygularınıza daha net bir şekilde ulaşmanıza katkı sağlayacaktır.
Günlük tutmak, ne hissettiğinizi, ne zaman bu duyguların ortaya çıktığını, hangi düşüncelerle tetiklendiğini görmek için çok etkili olabilir.
Kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
Bu kişiye dair en çok ne beni etkiliyor?
Bu ilişkide korkmama neden olan şey tam olarak ne?
Onu gerçekten tanıyor muyum yoksa idealize ettiğim bir figürle mi konuşuyorum?
Ailem onaylamasa da bu ilişkinin bana hissettirdiklerini kıymetli buluyor muyum?
Belirsizlikten kaçmak yerine onunla kalmaya çalışmak, duygusal olgunluk açısından gelişim sağlayacaktır.
Öz değerinizi dış faktörlere dayandırmak yerine, kendinize içten bir kabul göstermek üzerine çalışabilirsiniz.
Bu süreçte bir psikoloğa başvurmanız, geçmiş yaşantılarınızla bağlantı kurarak kendinizi daha derinlikli anlamanıza katkı sağlar.
Unutmayın ki bir karar vermeden önce kendinize zaman tanımak, hislerinizi anlamaya çalışmak ve neye ihtiyacınız olduğunu keşfetmek, duygusal sorumluluk göstergesidir. Kararsızlık içinde olmak, zayıflık değil; aslında hayatınızı bilinçli ve özenli şekilde yönlendirmek istediğinizin bir işaretidir. Siz bu ilişkiyi sürdürmek istiyorsanız da, bitirmek istiyorsanız da önce kendinize dürüst olmalı ve ne yaşarsanız yaşayın, öz değerinizi yitirmeden yürümeyi öğrenmelisiniz.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel