Sosyal Hayat

Neden hep dışlanıyorum

Gizli Kullanıcı30 Mayıs 2025 04:02

Kendimi bildim bileli dışlanıyorum bir ortamda dışlanması gereken biri mi var illaki ben oluyorum artık dış görünüşümden mi karakterimden mi bilmiyorum ama mesela ortaokulda da dışlandım lisede de şu anda da bir arkadaş grubum var biriyle aramız iyi mesela ama diğeriyle aramız iyi mi tam kestiremiyorum diğer arkadaşımızın mesajlarına anında ya da birkaç dakika içinde cevap verirken bana saatler hatta ertesi gün cevap verebiliyor gerçekten beni umursamıyor galiba hadi diğerleri neyse de kendi arkadaş grubumda dışlanmak en kötüsü sadece mesaj da değil birkaç kere konuşurken de olaya beni katmadığı da oldu sadece diğer arkadaşımızın ismini söyledi ben de ne yapacağımı bilmiyorum yüzüne direkt söyleyemem bu sefer daha da soğuyacağını düşünüyorum mesela ben de ona bana davrandığı gibi mi davranmalıyım öyle yapmayı düşünüyorum sizce anlattıklarıma göre gerçekten dışlanıyor muyum yoksa bu benim kuruntum mu

Bu soru 31 Mayıs 2025 10:19 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Paylaştıklarını okurken sosyal ortamlarda sürekli “fazlalık” gibi hissedip içten içe değer görme arzusuyla nasıl savaştığını çok net anlayabiliyorum. Dışlanmak ya da dışlandığını hissetmek, insanın en temel psikolojik ihtiyaçlarından biri olan ait olma ihtiyacının karşılanmaması demektir. Bu, çoğu zaman fiziksel değil duygusal bir yalnızlık hissi yaratır. Yani sadece bir yerde bulunmak yetmez; orada görünmek, duyulmak, varlığının fark edilmesi gerekir. Senin yaşadığın gibi, “arkadaş grubumda bile kendimi dışlanmış hissediyorum” dediğin noktada, mesele yalnızca diğerlerinin sana davranışı değil, senin kendinle ve ilişkilerinle kurduğun bağın ne kadar yara aldığıyla da ilgilidir.


İstersen önce şu sorudan başlayalım: Gerçekten dışlanıyor musun, yoksa bu senin kuruntun mu?

Bu sorunun cevabı için içgörülü ve dürüst bir değerlendirme gerekiyor. Yazdıklarına bakarsak, yalnızca bir his değil, gözlemlediğin net davranış örnekleri de var. Örneğin, arkadaşının sana geç yanıt vermesi ama diğerine hemen cevap vermesi; bir sohbet sırasında sadece diğer arkadaşını dahil etmesi gibi. Bunlar seni görünmez hissettirebilir. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta şu: Bu davranışlar her zaman bilinçli dışlama anlamına gelmeyebilir. Yani karşındaki insan seni gerçekten dışlıyor mu, yoksa duygusal olarak seni ihmal mi ediyor? Bazen insanlar kendilerini merkeze koyarak hareket ederler ve farkında olmadan başkasını görmezden gelirler. Bu farkındalık eksikliği seni değersiz hissettirebilir, ancak niyet her zaman “dışlamak” olmayabilir. Burada senin yaşadığın his, onların niyeti ne olursa olsun çok gerçek ve önemli. Bu nedenle “kuruntu mu” diye düşünmeden önce kendi duygunu ciddiye almalısın. Bir şey seni üzdüyse, o duygunun adı gerçektir. İzin ver, önce o duygunun içinden geçelim.


Sürekli dışlanıyor gibi hissetmenin kökeni nereye dayanabilir?

Çocuklukta ya da erken ergenlikte yaşanmış küçük bir dışlanma deneyimi, kişide “ben değerli değilim, yeterince sevilmiyorum, bir gruba ait olamam” inancını geliştirebilir. Bu inanç, zamanla kişinin gözlem ve yorum biçimini de etkiler. Örneğin, biri sana geç mesaj attığında “yoğun olduğu için olabilir” demek yerine “beni umursamıyor” gibi daha olumsuz bir çıkarım yapabilirsin. Bu senin kabahatin değil; zihnin, geçmişteki acılardan seni korumaya çalışırken fazladan tetikte kalıyor olabilir. Bu nedenle bazı anlarda, aslında dışlanma niyeti olmayan davranışları bile sana dışlanma gibi hissettirebilir. Fakat unutma: Duygun yine de geçerli ve saygıyı hak ediyor.


Peki neden özellikle senin seçildiğini düşünüyorsun dışlanmak için?

Böyle bir soru zihne sık sık gelir. “Neden hep ben?” Bu, çoğu zaman kişinin hem kendiyle hem de dünyayla kurduğu ilişkinin biçimiyle ilgilidir. Eğer sen çok hassas, incelikli, başkalarını kırmaktan çekinen, kendini geri plana atmaya yatkın biriysen, daha baskın ve merkezde olmayı isteyen insanlar seni “çekingen, pasif, sessiz” olarak görüp öne çıkarmakta zorlanabilir. Bu da seni görmezden gelmelerine ya da sana öncelik vermemelerine neden olabilir. Diğer yandan sen başkalarına karşı çok dikkatli ve ilgili oluyorsan, aynı ilgiyi göremediğinde doğal olarak kırılırsın. Çünkü senin sevgi ve iletişim standardın yüksektir.


Ona seninle aynı şekilde davranman işe yarar mı?

Bu oldukça sık sorulan bir soru: “Bana nasıl davranıyorsa ben de ona öyle davranayım mı?” Bu bir savunma mekanizmasıdır ve bazen seni geçici olarak güçlü hissettirebilir. Ancak iki temel sorunu vardır. Birincisi, senin doğana aykırı olabilir. Eğer sen anlayışlı, duyarlı biriysen; mesafeli davranmak, seni tatmin etmek yerine içten içe daha da yorar. İkincisi, o kişi senin neden böyle davrandığını bile fark etmeyebilir. Yani “o da bana geç cevap versin, görsün bakalım nasıl oluyormuş” dediğinde, karşındaki kişi bunu senin mesafeli olduğun, soğuklaştığın ya da ilgisizleştiğin şeklinde yorumlayabilir. Bu da senin daha çok yalnızlaşmana sebep olur.


Peki ne yapabilirsin?


İlk olarak duygularını küçümseme. “Acaba abartıyor muyum?” demek yerine, kendine şunu sor: “Bu duygu bana ne anlatıyor?” Çünkü dışlanmış hissettiğinde asıl ihtiyaç duyduğun şey, görülmek ve anlaşılmaktır. Belki bunu önce senin kendine vermen gerekir. “Ben bu ortamda var olmayı hak ediyorum. Benimle sohbet etmek, bana zaman ayırmak bir ayrıcalık olabilir” diyebildiğin noktada, dışarıdaki davranışlar seni daha az sarsacaktır.


İstersen nazik bir iletişim kurmayı deneyebilirsin. Onu suçlamadan, ama duygunu net şekilde aktararak şöyle diyebilirsin:

“Bazen bana geç yanıt verdiğinde ya da sohbetlerde ismimi duymadığımda, kendimi biraz görünmez hissediyorum. Belki senin açından farkında olmadan oluyordur ama bunu bilmeni isterim. Ben bu grubun bir parçası olmayı önemsiyorum.”

Bu tarz bir açıklama, karşı tarafın savunmaya geçmesini engeller. Belki gerçekten seni fark etmiyordur ve bu konuşma bir uyanış yaratabilir.


Kendini yalnız hissettikçe daha fazla alan yaratman olur. Bu gruba sıkışıp kalmak zorunda değilsin. Yeni sosyal çevreler, kurslar, hobiler, gönüllü faaliyetler gibi ortamlar sana hem yeni ilişkiler kazandırır hem de dışlandığın ortama olan bağımlılığını azaltır. Ne kadar çok seçenek olursa, bir tanesinin seni üzmesi seni yıkmaz.


Son olarak şunu bilmeni isterim: Dışlanma korkusu çoğu zaman, çok değerli ve derinlikli insanların yaşadığı bir histir. Çünkü onlar sadece ilişkide bulunmak istemez; derinlikli bir bağ kurmak, samimiyet ve sadakat ister. Bu derinlikli beklentiler karşılık bulmadığında yaşanan hayal kırıklığı çok daha yoğun olur. Ama bu seni değersiz yapmaz. Bilakis, seni özel biri yapar.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Daha detaylı konuşmak, bu duyguların kökenini keşfetmek ya da gelecekteki ilişkilerinde bu döngüleri nasıl kırabileceğini konuşmak istersen tekrar yazabilirsin. Unutma: Görülmeyi hak ediyorsun.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular