Oğlum beni neden sevmiyor ?
4 yaşındaki oğlum beni hiç sevmiyor. Özellikle akraba ortamlarında bana hep sen git diyor hep ikinci kişi yerine koyuyor. Fazla hareketli yaramaz bir çocuk olduğu için sürekli dur yapma etme diyorum ve onu kısıtlamış her şeye izin vermeyen bir anne olarak gözüküyorum sanırım.. Özellikle babaannesi geldiğinde benimle ilgi alaka 0 ne seviyor ne sayıyor nede görüyor tapıyor babaanneye göndermiyor Buda beni rahatsız ediyor
Bu soru 4 Ekim 2025 20:14 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar,
Çocuğunuzun size karşı şu anda sergilediği mesafeli tutum, “beni sevmiyor” gibi çok sarsıcı ve üzücü bir şekilde hissedilebilir. Bu duygunun sizde yarattığı hayal kırıklığını, değersizlik hissini ve yorgunluğu anlıyorum. Özellikle bir anne olarak çocuğunuzdan beklediğiniz karşılık sevgi ve yakınlık iken, onun sizi ikinci plana atması ya da “sen git” gibi ifadeler kullanması, içsel olarak oldukça kırıcı olabilir. Ancak bu tür davranışlar genellikle anneyle çocuk arasındaki bağı zedeleyen bir durumdan değil, çocuğun doğal gelişimsel sürecinden kaynaklanır.
Dört yaş, çocukların benlik gelişiminin hızla ilerlediği, bağımsızlık duygusunun öne çıktığı, “ben” olma bilincinin şekillendiği bir dönemdir. Bu dönemde çocuk, sevdiği ve güvendiği kişilere çoğu zaman anneye karşı sınır testleri yapar. “Anneye karşı çıkma”, “onun dediğinin tersini yapma”, “onu reddetme” gibi davranışlar, çoğunlukla sevgisizlikten değil, “ben ayrı bir bireyim” mesajını iletme çabasından doğar. Çocuğunuzun davranışlarını, bu gelişimsel dönemin içinde anlamlandırmak, yaşadığınız duygusal yükü biraz hafifletebilir.
Diğer yandan, annenin çocuğun davranışlarına sınır koyan kişi konumunda olması, genellikle bu tür durumlarda çocuğun “baba”, “babaanne” ya da “dede” gibi daha esnek veya oyun odaklı figürlere yönelmesine yol açabilir. Çocuk, kendisini kısıtlanmadan ifade edebildiği, sürekli “yapma” veya “dur” uyarısı duymadığı kişilerle geçici bir süre daha sıcak ilişki kurabilir. Bu durum, annenin sevgisinin değerini azaltmaz; aksine, çocuğun “güvenli bağ” kurduğu kişiye karşı bağımsızlığını deneme cesaretini bulduğunu gösterir. Çünkü bir çocuk, en güvendiği kişiden uzaklaşmayı göze alabilir. Bu paradoksal bir biçimde, aslında sevginin dolaylı ifadesidir.
Babaannenin varlığıyla çocuğun size karşı daha ilgisiz görünmesi de bu bağlamda anlaşılabilir. Babaannenin yaklaşımında sınır koymama, daha fazla özgürlük veya oyun odaklı ilgi olabilir. Çocuğunuz bu durumda “anne kısıtlıyor, babaanne özgür bırakıyor” şeklinde bir deneyim yaşayabilir. Bu, gelişimsel olarak doğaldır ancak sizin açınızdan oldukça zorlayıcıdır. Çünkü çocuğunuzun davranışlarını kişisel bir reddedilme olarak hissedersiniz. Fakat burada önemli olan, bu duygunun farkına varıp, çocuğunuzun duygusal gelişimini sizinle olan bağın uzun vadeli gücü üzerinden değerlendirebilmektir.
Bir annenin görevi, çocuğunu yalnızca mutlu etmek değil; onun duygularını düzenlemeyi, sınır koymayı ve güvenli bir çerçeve içinde dünyayı deneyimlemesini sağlamaktır. Bu da çoğu zaman çocuğun anlık hoşnutsuzluğuna neden olur. Ancak çocuk, uzun vadede güven duygusunu tam da bu sınırlar sayesinde geliştirir. Dolayısıyla bugün sizi itiyor gibi görünen çocuğunuz, aslında en derin düzeyde size güveniyor çünkü siz her koşulda oradasınız, istikrarlısınız, onun duygusal dalgalanmalarına rağmen yoksunuz demiyorsunuz.
Yine de bu süreçte bazı küçük düzenlemelerle ilişkiyi yumuşatmak mümkün:
- Sınır koyarken neden belirtin. “Yapma” yerine “Şu anda koşmanı istemiyorum çünkü düşebilirsin.” demek, çocuğunuzun sınırın nedenini anlamasını sağlar.
- Olumlu davranışları fark edin. Sürekli uyarı almak, çocuğu “ben hep yanlış yapıyorum” hissine sürükleyebilir. Gün içinde fark ettiğiniz olumlu davranışları vurgulamak, öz değerini destekler.
- Birlikte keyifli anlar oluşturun. Günün küçük bir kısmını sadece oyun, resim ya da hikâye okuma gibi “kuralsız” bir paylaşıma ayırın. Bu, ilişkideki sıcak bağı yeniden güçlendirir.
- Akraba ortamlarında tarafsız kalın. Çocuğunuz sizi geri ittiğinde incinseniz bile, “Ben buradayım, istediğinde gel.” mesajı vermek, onu duygusal olarak serbest bırakır. Tepkisel geri çekilmek ya da kırgınlığı açıkça göstermek, çocuğun suçluluk hissetmesine ve uzaklaşmasının artmasına neden olabilir.
- Duygularınızı gözden geçirin. “Sevilmiyorum” düşüncesi çok ağır bir yüktür. Ancak çoğu zaman çocuk bunu söylemez; davranışlarıyla sınırları dener. Bu süreç geçicidir ve anne-çocuk bağının kalıcılığını zedelemez.
Unutmayın, bir çocuk için anne sevgisi yaşamın temelidir. Bazen bu sevgi inatla, bazen uzak durarak, bazen de sizi reddederek ifade bulur. Çocuğunuzun size karşı gösterdiği bu davranışlar, bağınızın zayıfladığını değil, gelişimsel olarak yeni bir evreye geçtiğini gösterir. Şu anda yapabileceğiniz en kıymetli şey, sevgide ve tutarlılıkta istikrarlı kalmaktır. O, bir süre sonra yine size dönecek çünkü dünyasında en güvenli yerin siz olduğunu içsel olarak hep biliyor.
Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya