OKB İLE NASIL BAŞA CIKARIM?

Merhaba,

Anlattıkların, özellikle geceleri artan yoğun zihinsel gürültü, “kafamdaki sesler” olarak tanımladığın ısrarlı, susturulamayan düşünceler ve tekrarlayan kontrol etme davranışları (evden çıkarken eşyaları kontrol etme gibi) ile birlikte değerlendirildiğinde, OKB’nin (Obsesif Kompulsif Bozukluk) aktif bir dönemiyle karşı karşıya olduğuna işaret ediyor.

OKB, temelde iki bileşenden oluşur:

1. Obsesyonlar: İstem dışı gelen, tekrar eden, rahatsız edici düşünceler, dürtüler veya imgeler.

2. Kompulsiyonlar: Bu düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak için yapılan tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemler (örneğin eşyaları tekrar tekrar kontrol etmek, dua etmek, bazı düşünceleri bastırmaya çalışmak vb.).

Senin anlattığın durum tam olarak bu yapıya uyuyor:

Gece sessizlikte zihnin aktif hale geliyor, düşünceler “ses” gibi yankılanıyor.

Ne kadar bastırmaya çalışsan da, “sus” demek işe yaramıyor.

Eşyaları kontrol etmek gibi davranışlar seni geçici olarak rahatlatıyor ama kaygıyı uzun vadede azaltmıyor.

Bu durumun özellikle geceleri artması, beynin o saatlerde dış uyaranlardan uzak kaldığında içsel sesleri daha çok duymasıyla ilgilidir. Zihnin “tehlike var” sinyalini yanlış yorumluyor olabilir. Bu, senin iradeni ya da gücünü değil, beyninin kaygı merkezinin aşırı aktif olduğunu gösterir.

OKB yaşayan kişilerde beyin, sanki bir “tehlike alarmı” hep açık kalmış gibi davranır. Bu alarm, aslında gereksiz olduğunda bile çalar.

Örneğin: “Ya bir şey unuttuysam?” “Ya yanlış bir şey yaptıysam?”

“Ya bu düşünce yüzünden bir şey olursa?”

Bu düşünceler, gerçekte tehlikeli olmasa bile, beyin bunları tehdit gibi algılar. Böylece kontrol etme ihtiyacı ve sürekli düşünme döngüsü başlar. Bu döngü seni çok yorar, çünkü hem düşüncelerden kaçmak istersin, hem de onları bastırmaya çalıştıkça daha güçlü hale gelirler.

Bu düşünceleri bastırmaya çalışma.

“Sus artık” demek çoğu zaman işe yaramaz, çünkü beyin “bunu düşünme” dediğinde tam tersine daha çok düşünür. Bunun yerine düşünce geldiğinde şöyle bir içsel cümle kur: “Bu sadece bir düşünce. Gerçek değil. Gelip geçecek.” Bu yaklaşım, zihnini düşüncelerle savaşmaktan kurtarır.

Gece rutini oluştur.

Yatmadan önce telefon, haber, sosyal medya gibi uyarıcı şeylerden uzak dur. Oda loş olsun. Her gece aynı saatte uyumayı dene.

Nefes egzersizi yap: 4 saniye nefes al, 4 saniye tut, 6 saniyede ver. Bu, beynine “şu an güvendeyim” mesajı verir.

Kontrol etme davranışlarına sınır koy.

Evden çıkmadan önce kendine küçük bir “ritüel süresi” belirle.

Örneğin: “Eşyaları 1 kere kontrol edeceğim ve ardından kapıyı kapatıp çıkacağım.”

Bu küçük hedefler, beynini yeniden eğitmeye yardımcı olur.

Profesyonel destek alman gerekiyor.

OKB, kendi kendine tamamen geçebilen bir durum değildir ama tedaviyle çok iyi kontrol altına alınabilir.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (ERP) yöntemleri OKB’de en etkili psikoterapi yöntemidir.

Gerektiğinde bir psikiyatrist de ilaç tedavisiyle beynin kimyasal dengesini düzenleyebilir. Bu, senin iradeni değil, sadece beyninin çalışma biçimini destekler.

Senin yaşadığın şey bir zayıflık ya da “delilik” değil beyninin kaygı sisteminin aşırı çalıştığı bir dönem. Bu kadar sıkıntı çekmen, aslında kontrolü kaybettiğin için değil, fazla kontrol etmeye çalıştığın için oluyor.

Bu rahatsız edici düşünceler senin kim olduğunu göstermez; sadece zihninin yorgunluğudur.

Ve iyi haber şu: bu durum doğru terapiyle iyileşebilir.