Psikoloji

Olaylardan çok etkilenmek, hassas olmak

Gizli Kullanıcı30 Mayıs 2025 13:23

Merhaba ben genel olarak içe kapanık aile içinde de kendi duygularını yaşanmasına izin verilmemiş seçim yapma konusunda fikri alınmamış sürekli duruma göre ayak uydurulması uyum sağlanması beklenen fedakarlık şeması yüksek ilk çocuğum. Kardeşim kendi yolunu çizen isteyen ses çıkaran sosyal biri. Sanırım ilk çocuklarda durum böyle oluyor. Çekingen bir yapım var. Sürekli başarılı olmam beklendi. Duygusal olarak ihmale uğradım. Babam çok sorumsuzdu. 8 sene boyunca çalışmadı evin geçimini annem sağladı. Annem hep söylenen mutsuz bir karakterdi. Annemi şu an daha iyi anlıyorum. Terapi almadım ama psikoloji okuması çokça yaptım. Tabi bende bu çekingenlik bir olay olunca içe dönmek sessiz kalmak konuşkan olmamak uyum sağlamak sevilmek için fedakarlık etmek beni yaralayan bir yer olsa bile durup orada iyileşmeyi beklemek bu gibi durumlar ortaya çıkardı. Tabi ki yaşadığım ilişkilerden sonra kendime döndüm anlamaya çalıştım. Aslında tüm bunlar bana öğretilmiş olanlardı. Şimdi kendi yolumu bulmaya çalışıyorum. Benden sadece uyum sağlarsam sevileceğim inancımı terk ettim. Fedakarlık bekleyenlerin de fedakarlık etmesi gerektiğine inanıyorum artık. Kendi mutluluğu konforu için ben onlara uyum sağladığımda sesini çıkarmayıp konu benim fikirlerim olduğunda zaten benim beklentilerime uymuyorsun diyip kenara çekilenleri artık hayatımda tutmuyorum. Öncelikleri farklı olup benden öncelik bekleyenleri de aynı şekilde. Hassas bir yapım var duygularımı anlatmak yerine bastırıyorum. Hemen her şeyi üzerime alıyorum. Bu anlattıklarım konusunda bana yardımcı olacak kitap önerileriniz var mıdır. Gördüğünüz problemleri nasıl düzeltebilirim. Farkındalıkların var ama bunu hayata geçirmekte çok zorlanıyorum yardımınızı bekliyorum.

Bu soru 31 Mayıs 2025 14:03 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili danışanım,

Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken içinizde ne kadar uzun süredir bastırılmış, duyulmamış, ertelenmiş duygular olduğunu derinden hissedebiliyorum diyebilirim.

Kendinizi çoğu zaman görünmez hissetmiş, sadece “uyum sağladığınızda sevileceğiniz” inancıyla büyümüş olmanın yorgunluğu satır aralarına o kadar içten yerleşmiş ki… Bu yükü uzun süre tek başınıza taşımanız, bugün yaşadığınız içe kapanıklığın ve çekingenliğin temelini açıkça ortaya koyuyor.

Bahsettiğiniz çocukluk deneyimleri—özellikle duyguların ifade edilmesine izin verilmemesi, seçim hakkının tanınmaması ve sürekli ayakta kalmanızın beklenmesi—bugün yaşadığınız pek çok içsel sıkışıklığın kökünü oluşturuyor olabilir. Çocukken şekillenen bu şemalar, zamanla bir tür “hayatta kalma stratejisi” haline gelir. Ancak ne zaman ki bu stratejiler artık sizi korumak yerine sınırlamaya başlar, işte o zaman farkındalık başlar. Ve siz şu anda bu noktadasınız; bu çok kıymetli bir yer.

Fedakârlık şemanız, çekingen mizacınızla birleştiğinde, hayatın farklı alanlarında “kendinizi geri çekme”, “içinize dönme” ve “yaralayan ilişkilerde dahi kalmayı seçme” gibi sonuçlar doğurmuş olabilir. Oysa ifade ettiğiniz gibi, bu sizin doğuştan gelen özünüz değil; size öğretilmiş, zamanla içselleştirdiğiniz davranış biçimleri. Ve siz bugün tüm bu kalıpları fark ederek kendi yolunuzu çizmeye çalışıyorsunuz. Bu, görünürde küçük ama özde devasa bir adımdır.

Anne figürünü daha iyi anlayabilmek, onun da kendi hayal kırıklıklarıyla nasıl baş etmeye çalıştığını görebilmek aslında bir yönüyle “kendi çocuğunuzu” anlamaktır. Çünkü annenizi anladıkça, ona karşı olan öfkenin altındaki derin hayal kırıklığına temas edebilir ve duygularınızı daha bütüncül bir yerden işleyebilirsiniz.

Sevgili danışanım bu süreçte de size katkı sunabilecek bazı kitap önerilerim olacak:

  1. “İyi Aile Yoktur” – Doğan Cüceloğlu: Aile içindeki görünmez roller, çocuklukta üstlenilen görevler ve yetişkinlikte bunların nasıl dönüştürülebileceği hakkında çok net farkındalıklar sunar.
  2. “Seninle Başlamadı” – Mark Wolynn: Aile travmalarının nesiller boyu aktarımı üzerine çalışmak isteyenler için etkileyici bir kaynak. Sizin gibi “neden böyleyim?” sorusunu daha derinden anlamak isteyen biri için özellikle güçlü bir araç olabilir.
  3. “Yetişkin Çocuklar” – Susan Forward: Sorumluluğun erken yaşta yüklendiği, duygusal olarak ihmal edilen çocukların yetişkinliğinde yaşadığı zorlukları ve iyileşme yollarını ele alır.
  4. “Hayır Demek Mutluluk Getirir” – Manuel J. Smith: Özellikle sınır koymak, “kendinden vazgeçmeden var olmak” üzerine düşündürücü öneriler sunar.

Duygularınızı bastırmak yerine ifade edebilmek için küçük bir alıştırma paylaşmak isterim: Günün sonunda yalnızca birkaç dakika ayırarak kendinize şunu sorun: Bugün içimde tuttuğum ama söyleyemediğim ne vardı?” Bunu fark ettikçe ve düzenli not aldıkça, bastırdığınız duyguların ne kadar yer kapladığını görmeye başlayabilirsiniz.

Sevgili danışanım siz farkındalığı yüksek bir noktadasınız, bu çok değerli. Ancak farkındalıkları davranışa dökmek çoğu zaman bir geçiş süreci ister. Bu noktada küçük ama düzenli adımlar atmak işe yarayabilir. Örneğin, sevilmek için uyum sağladığınız bir durumda sadece 5 saniye bekleyip iç sesinizi dinlemeye çalışmak bile ilk adımdır. Zorlandığınız anda kendinize şu soruyu sormayı deneyebilirsiniz: “Ben bu kararı kendi isteğimle mi alıyorum, yoksa reddedilmemek için mi?”

Son olarak şunu sormak isterim:

Hayatınızdaki hangi kişilerle sınır koymakta en çok zorlanıyorsunuz ve bu zorlanma size neleri hatırlatıyor olabilir? (Yeni bir soru başlığı açarak ve sorunuzun başında ismimi belirterek yazabilirsiniz)

Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.


Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.


Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak