Ölüm korkusunu nasıl yenebilirim
Yaşadığım tehlikelerden dolayı her şey korkuyorum yoldan evden insanlardan arabada yolculuk yapmaktan bunların tek sebebi ölüm her şey tehlikeli geliyor içimde hep kötü his oluyor asla aşamıyorum nefesim daralıyor sürekli bir şey olacak gibi ölüm korkusu yaşıyorum trafik kazası geçirdiğim için dağlı yollar ve şarampollü yollardan çok korkuyorum asansörden bir yere gitmeden kaygılanıyorum ve bu asla bitmek bilmiyor ve beni zorluyor
Bu soru 11 Mayıs 2025 15:06 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Merhabalar.Okuduklarınızı yazarken nasıl bir ağırlık taşıdığınızı tahmin etmek güç değil… Anlattıklarınız, sanki hayatınızda bir dönüm noktası olmuş gibi; o kazadan sonra her şeyin rengi değişmiş ve artık gündelik olan her şey – evden çıkmak, yolda yürümek, bir araca binmek – sizin için tehdit unsuru haline gelmiş gibi görünüyor.
Siz bu satırları yazarken, ben de hissettiklerinizin ne kadar derin olduğunu sezebiliyorum. Ölüm korkusu, kaygının en temel ve sarsıcı biçimlerinden biridir. Hele ki bunu bir trafik kazası gibi travmatik bir olay tetiklediyse, bedeninizin ve zihninizin sürekli tetikte olması, güvenliğinizi korumaya çalışması çok anlaşılır bir durumdur. Bazen zihin, yaşanmış bir olay üzerinden bugünü tehdit olarak algılar ve kendini “ya tekrar olursa?” sorusuna odaklar. Bu da günlük yaşamı oldukça zorlaştırabilir.
Siz şu anda yaşadığınız tüm bu korkuları, bedeninizde hissettiğiniz daralmayı, asansöre binmeden ya da dağlık bir yolda seyahat etmeden önce duyduğunuz yoğun kaygıyı çok net bir şekilde ifade etmişsiniz. Bu tür duyguların günlük hayatı ele geçirmesi, kişinin dünyasını daraltması ve sosyal yaşamdan, hatta kendi iç huzurundan uzaklaştırması çok doğal bir sonuçtur.
Özellikle “asla aşamıyorum” ifadeniz dikkat çekici. Bu cümle, yaşadığınız çaresizliğin ve yalnızlık hissinin bir yansıması olabilir. Fakat bilmelisiniz ki travma sonrası ortaya çıkan bu tepkiler, sizin başa çıkmakta zorlandığınız bir şeyi yanlış yaptığınız anlamına gelmez. Tam aksine, bu tepkiler, bir zamanlar yaşadığınız tehdit karşısında sizi hayatta tutmaya çalışan savunma mekanizmalarının izleri olabilir.
Kimi zaman bu gibi durumlarda beden kendini tehlikedeymiş gibi hisseder, kalp atışları hızlanır, nefes daralır ve sanki o eski olay yeniden yaşanıyormuş gibi olur. Bazen dışarıdan bakan biri bu yoğunluğu fark edemez; ama siz içinizde sürekli çalan bir alarm ziliyle yaşarsınız.
Bu noktada, bedeninize yeniden “şu an güvendesin” mesajı vermek önemlidir. Size küçük bir egzersiz önerebilirim: Kaygının yükseldiğini fark ettiğiniz anda bulunduğunuz ortama bir an için odaklanın. Derin bir nefes alıp burnunuzdan yavaşça içeri çekin, sonra ağzınızdan uzun ve yavaş bir şekilde verin.
(Sinir sisteminizi yatıştıran bu tekniği 4 saniyede burundan nefes almak ,4 saniye tutmak ve 6 saniyede ağızdan vermek şeklinde uygulayabilirsiniz) Bu sırada dokunduğunuz nesneleri, etrafınızdaki renkleri, duvarlardaki detayları fark etmeye çalışın. Böylelikle zihninizi “şimdi ve burada”ya nazikçe davet etmiş olursunuz..
Unutmayın ki bu yaşadıklarınızın bir adı var: travma sonrası stres belirtileri. Ve bu belirtilerle başa çıkmak yalnız başına üstesinden gelinecek bir yük olmak zorunda değil.
Yaşadığınız bu zorlukları anlamlandırmak ve kaygılarınızı hafifletmek için farklı destek yolları ve yöntemler mümkün.
Bu noktada bir uzmandan destek almaya lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.
Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak