Onu istemiyorum ama hala canım acıyor
Merhaba 2 3 Ay önce bitirdiğim bi ilişkim vardı ben bitirmiştim çünkü kendime olan saygımla ona olan sevgim arasında bi seçim yapmam gerekiyordu ben kendimi seçmiştim çünkü kendimi öyle kolay kazanmadım ben neyse ben bitirdim usulüne göre yasımı da yaşar bitiririm dedim ama öyle olmadı her zaman bi yerlerde kendini hatırlatmayı başardı ben her zaman reddeden taraftim ama bi yerlerde hala ona karşı birseyler hissediyordum dün yeni bir ilişki yaptığını öğrendim ve gerçekten kötü oldum içimde sessiz çığlıklar vardı canım yandı çünkü aslinda bana karşı yapabilecekken yapmadığı şeyler vardı sosyal medyada hiç paylaşmadı bizi mesella ama 1 haftalik kızı paylaşmış hemen kıskanmadım ama bunları yapabilecekken yapmadı bana artık tamamen bitti benim için ama hala canım acıyor bilinçaltimda o kadar yer kaplıyor ki gece su içmeye uyanınca bile aklıma gelen ilk şey o oluyor ama istemiyorum da tekrar gelse tekrar reddedicem neden bilmiyorum galiba yaşanabilecekken yaşanmayan şeyler travma oluşturdu ama artık unutup yoluma bakmak istiyorum zaten her yerden çıkardım numarasını falan sildim
Bu soru 25 Temmuz 2025 12:00 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Öncelikle duygularını bu kadar açık ve içten bir şekilde ifade ettiğin için teşekkür ederim. Bu, kendi iç dünyana karşı ne kadar farkında ve duyarlı olduğunu gösteriyor. Bir ilişkiden çıkmak, hele ki senin kendi benliğini korumak adına verdiğin bir kararla sonlandıysa, bu kararın ardından gelen acıyı yaşamak çok doğaldır. İnsanlar genellikle bir ilişkiyi kendisi sonlandırınca bu duyguların yaşanmayacağını sanır. Oysa bir kararı mantığınla vermen, kalbinin onu hemen takip edeceği anlamına gelmez. Sen kendini seçmişsin, saygını, değerini korumayı önceliklendirmişsin ve bu çok kıymetli bir duruş. Ancak bu seçim, otomatik olarak tüm acıyı ortadan kaldırmaz. Aksine, bazen tam da bu yüzden daha derin bir sızı kalır içimizde. Çünkü vazgeçmek zorunda kaldığımız bir hayal vardır orada; belki onunla yaşanabilecek güzel anılar, belki de içinde yarım kalmış cümleler.
İlişkinin bitmesinin üzerinden birkaç ay geçmesine rağmen hâlâ canının yanıyor olması, hissettiklerinin geçersiz ya da yanlış olduğunu göstermez. Kalp zamana göre değil, yaşanmışlıklara göre iyileşir. Özellikle de senin de ifade ettiğin gibi, "yaşanabilecekken yaşanamayanlar", zihnimizde ve kalbimizde derin izler bırakır. Bu tür yarım kalan hikâyeler, bazen bitmiş ilişkiden daha çok acıtır. Çünkü beynimiz sürekli “ya şöyle olsaydı?”, “ya bana da böyle davransaydı?”, “benimle neden tam olarak o ilişkiyi yaşamadı?” gibi sorular üretmeye meyillidir. Bu soruların cevabı olmayabilir ama hissettirdiği şey gerçektir: hayal kırıklığı, değersizlik duygusu, görülmeme hissi.
Onun yeni bir ilişkiye başlamış olması ve bu ilişkiyi sosyal medyada paylaşması, senin canını yakmış. Bu çok anlaşılır bir durum. Çünkü bir zamanlar onun için değerli olduğunu düşündüğün biri, seninle yaşamadığı şeyleri başka biriyle yaşıyor gibi görünüyor. Hatta seninle paylaşmaya kıyamadığı şeyleri, yeni biriyle kolaylıkla paylaşıyor gibi geliyor. Bu noktada kendini yetersiz ya da eksik hissetmen çok doğaldır ama şunu bilmeni isterim: Bu durum senin eksikliğinden değil, onun tercihlerinden kaynaklıdır. Herkesin ilişkiyi yaşama ve ifade etme biçimi farklıdır. Belki seninle yaşarken cesaret edemediği şeyleri, şimdi yüzeysel bir ilişkide daha kolay yapabiliyordur. Ama bu, senin daha az değerli olduğun anlamına gelmez. Aksine, seninle derin bir ilişki yaşamak zorlayıcıydı belki onun için; çünkü sen kendini bilen, saygısını ön planda tutan biriydin. Bu da, bazı insanların yüzleşmekten kaçtığı bir aynadır aslında.
Kıskanmadığını söylüyorsun ama içinde bir yara oluştuğunu da fark ediyorsun. Bu ikisi çelişki değil, bir bütünün parçalarıdır. Bazen birini kıskanmasak bile “bana neden böyle davranmadı?” sorusu içimizi kemirir. Bu, kıyaslamadan değil; özlenmiş bir değerin yok sayılmasından kaynaklanır. Senin hâlâ zaman zaman onu düşünmen, gece uyanınca aklına ilk onun gelmesi, tamamen bitmediğin anlamına gelmez. Bu sadece duygularının sindirilme sürecinin devam ettiğini gösterir. İnsan zihni, ani geçişleri kolay kabullenemez. Özellikle genç yaşta yaşanan ilk aşklar ve bağlar, beynimizde çok güçlü izler bırakır. Çünkü beynimiz henüz bu yoğun duygularla nasıl baş edeceğini tam olarak öğrenmemiştir. Bu nedenle duygular zaman zaman geri gelir, sanki yeniden yaşanıyormuş gibi hissedilir. Bu da aslında iyileşme sürecinin bir parçasıdır.
Ayrıca, senin bu süreci bilinçli olarak yönetmeye çalışıyor olman, kendine olan bağlılığını gösteriyor. “Kendime olan saygımla ona olan sevgim arasında seçim yaptım” demişsin. Bu, büyümüş ve duygularını sahiplenmiş bir bakış açısıdır. Birçok insan yıllar geçse de bu duruşu gösteremez. Bu yüzden seni tebrik ediyorum. Zorlanıyor olman, güçlü olmadığın anlamına gelmez. Aksine, güçlü olduğun için kendini yaralayan birine veda etmeyi göze almışsın. Şimdi ise bu vedanın ruhundaki izlerini sarmaya çalışıyorsun. Bunu yapmak da zaman alır. Tıpkı bir yara kabuk bağladığında bile kaşınıp canımızı yakabildiği gibi, duygusal yaralarımız da bazen kabuk bağladığında bile içten içe sızlamaya devam edebilir. Bu da geçecek, yeter ki sen bu süreçte kendine şefkat göstermeye devam et.
Onunla ilgili hatırladıkların, zaman zaman aklına gelen anılar veya gece uyanınca bile onu düşünmen; aslında zihninin tam da o acıya odaklı çalışmasından kaynaklanıyor. Zihin, yarım kalmış ya da eksik hissedilen şeyleri tamamlamaya çalışır. Bu yüzden rüyanda görmen, uyanır uyanmaz onu düşünmen gibi durumlar yaşanabilir. Ancak bu, seni tekrar onunla bir araya getirmek isteyen bir dürtü değildir her zaman. Bazen bu, sadece zihninin o eksikliği anlama çabasıdır. “O gelse tekrar reddedeceğim” demen, aslında duygusal olarak onunla yeniden bir bağ kurmak istemediğini ama yaşananlara bir anlam veremediğini gösteriyor. Bu da çok doğal. Zihnin ve kalbin hâlâ ortak bir kararda buluşmaya çalışıyor.
Yoluna devam etmek istemen çok değerli. Zaten bu cümlenin kendisi, senin içsel motivasyonunun güçlü olduğunu gösteriyor. Silmiş olman, her yerden çıkarmış olman, hayatında bir alan bırakmaman; bu, senin bilinçli bir şekilde “yolum başka” dediğini gösteriyor. Ancak duygular bazen mantığı biraz geriden takip eder. Bu yüzden zaman zaman onu düşünmek, hâlâ içinin sızlaması seni geriye götürmez. Aksine, bu duygularla temas ederek ilerliyor olman daha sağlıklı bir süreci işaret eder.
Öncelikle, kendini suçlamadan yasını yaşamaya devam etmeni öneririm. “Bu kadar zaman geçti, hâlâ onu düşünmemeliyim” gibi yargılayıcı düşüncelerden uzak dur. Duygularını bastırmak değil, anlamak seni iyileştirir. Yazmak, duygularını aktarmak senin için zaten doğal bir ifade şekli olmuş. Bunu bir günlük hâline getirebilirsin. Her gün aklına geldiğinde, ona yazılmış ama gönderilmeyecek mektuplar yazabilirsin. Bu mektuplarda ondan ne beklediğini, sana ne hissettirdiğini ve şimdi artık neye ihtiyacın olduğunu ifade et. Böylece zihnindeki yükleri biraz daha somutlaştırarak hafifletebilirsin.
Ayrıca yeni şeyler deneyimlemek, yeni insanlarla tanışmak, yeni alanlarda kendini ifade etmek de bu sürece iyi gelebilir. Bu, illa ki yeni bir ilişki anlamına gelmek zorunda değil. Bir kurs, bir gönüllülük işi, bir hobi ya da yeni bir sosyal çevre, sana taze duygular sunar. Kalbinin kırık olduğu yerden yeniden açılmasına izin vermek, iyileşmenin en doğal yollarından biridir. Unutma, kalp sadece sevilmediği için kırılmaz; görülmediği, anlaşılmadığı ve ertelendiği için de kırılır. Ama o kalp, yeniden görülüp değer gördüğünde de iyileşir. En güzel iyileşme, insanın önce kendi kendine verdiği şefkatle başlar.
Son olarak kendine şunu sık sık hatırlatabilirsin: “Ben kendimi seçtim. Bu canımın acımasını azaltmaz ama bu acının içinden geçerken daha güçlü olmamı sağlar.” Bir gün bu yaşadıklarına baktığında, bugünkü sabrının ve kararlılığının ne kadar değerli olduğunu daha net göreceksin. Şimdi kendine şu soruyu sorarak başlayabilirsin: “Ben kendim için bu hafta ne yapacağım, küçük de olsa bir adım atabilir miyim?”
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel