Panik atağım ile nasıl baş edebilirim?
2 yıl önce annemi kalp krizi sonucu ani kaybettim bu daha sonrası bir deprem oldu ve çok korktum o deprem sonrasında en ufak bir sıkıntı rahatsızlık veye ağrıda kalp krizi geçireceğimi veya farklı hastalıklara sahip olduğumu düşünüyorum bir anlık düşünce o anda çarpıntıya ve nefes darlığına sebep oluyor ve bayılacak gibi oluyorum öleceğimi düşünüyorum hastahanelere gidiyorum birçok kez kalp krizi geçiriyorum diye acillere gittim zaman zaman bu sitres miğdemde sırtımda kalbimde ağrılar yapıyor o ağrıları hissedince hemen panik oluyorum ve nefesim daralıyor gözüm bulanıklaşıyor ve kalbim çarpıyor 3 aydır bu durumdan çıkamıyorum engel olmaya çalışıyorım panik atak olduğunu kabul ettim inanıyorum ona rağmen bazen engel olamıyorum
Bu soru 23 Ekim 2025 07:30 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Gül buket Mınak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
İki yıl önce anneni ani bir kalp krizi sonucu kaybetmiş olman, hayatında çok büyük bir kırılma noktası yaratmış. Böylesine beklenmedik bir kayıp, insanın iç dünyasında derin bir sarsıntı bırakır. Sevdiğin birini bu kadar ani kaybettiğinde, zihnin güven duygusunu kaybeder; “her şey bir anda olabilir” inancı yerleşir. Ardından yaşadığın deprem de bu duyguyu daha da güçlendirmiş bir anda kontrolü kaybetmenin, güvende olmamanın hissi bedenine işlemiş.
Bu tür travmatik deneyimler sadece duygusal değil, fizyolojik bir iz de bırakır. Vücudun, tehlike karşısında verdiği “alarm tepkisi” çok hassas hale gelir. Artık en ufak bir bedensel belirti göğüs ağrısı, mide rahatsızlığı, baş dönmesi beyninde “tehlike” sinyalini tetikliyor. O an aklına “ya kalp krizi geçiriyorsam?” düşüncesi geliyor ve o düşünceyle birlikte kalp çarpıntısı, nefes darlığı, baş dönmesi, bulanık görme başlıyor.
Böylece bir döngü oluşuyor:
bedensel his → korku → panik → bedensel hislerin artması.
Bu yaşadığın şeyin adı panik atak, evet ama bu sadece bir etiket değil, aynı zamanda beyninin seni korumaya çalıştığının göstergesi. Beynin aslında “tehlikede misin?” diye kontrol ediyor, ama artık yanlış alarm veriyor. Bu yüzden, senin hissettiklerin gerçek bir kalp krizi değil, bedenin alarm sisteminin fazla çalışması.
Panik atağın en zor yanı şudur:
Kişi, bunun panik olduğunu bilse bile kendini durdurmakta zorlanır.
Çünkü panik atağı mantıkla değil, bedenle yaşarsın.
Zihin “biliyorum, bu geçecek” dese bile, beden hâlâ savaş ya da kaç tepkisindedir.
İşte bu yüzden “inanmak” yetmez bedene yeniden güvenmeyi öğrenmek gerekir.
Bu noktada kendini suçlamamalısın. Yaşadığın şey zayıflık değil; aksine, beyninin seni korumaya çalışan bir tepkisi. Bedenin ve zihnin hâlâ kaybının ve korkunun etkilerini taşıyor, ama bu kalıcı bir durum değil. Panik bozukluk, doğru destekle tamamen kontrol altına alınabilir bir süreçtir.
Ne Yapabilirsin?
1. Panik geldiğinde: Derin bir nefes al, 4 saniye boyunca nefesini çek ve 6 saniyede yavaşça ver.
Bu, vücuduna “tehlike geçti” mesajı gönderir.
“Bu bir panik atağı, kalp krizi değil. Şu an korkuyorum ama bu geçecek.”
cümlesini yüksek sesle tekrarla.
Çevrendeki bir nesneye dokun, ayağını yere bastığını hisset.
Bu, beynini “şimdi ve burada”ya geri getirir.
Unutma: Panik atağı yükselir ama her zaman geçer.
Hiçbir panik atağı sonsuza kadar sürmez.
2. Günlük olarak: Kafein, sigara gibi uyarıcıları azalt.
Her gün 10 dakika nefes egzersizi veya yürüyüş yap.
Bir şey hissettiğinde hemen kötü bir sonuca atlama; önce “vücudum şu anda alarmda” demeyi dene.
Panik geldiğinde korkmak yerine, “tamam, bu bana zarar vermez, geçecek” diye yaklaş.
Her atak aslında bedenine “ölmüyorum, bu geçiyor” mesajını öğretir.
3. Profesyonel destek:
Panik bozukluk çok yaygın ve çok iyi tedavi edilebilir bir durumdur.
Bir psikiyatrist ile ilaç desteği, bir psikolog (özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi) ile düşünce-davranış çalışmaları birlikte yürütüldüğünde başarı oranı çok yüksektir.
Bu süreçte yardım almak bir güç göstergesidir, zayıflık değil.
Senin yaşadıkların “delilik” değil, travmanın yankısı.
Beyninin yaptığı şey, seni yeniden kaybetmemeye çalışmak.
Ama artık gerçek bir tehlike yok o yüzden bu alarmı yavaş yavaş kapatmayı öğrenebilirsin.
Şu anda aslında yeniden güvenmeyi öğreniyorsun:
Kalbine, bedenine, yaşama…
Bu kolay bir yol değil, ama mümkün.
Ve sen zaten en önemli adımı atmışsın: fark etmişsin ve anlatmışsın.
Bu, iyileşmenin başlangıcıdır.