Peki sorunlar nasıl çözülebilir
Öncelikle psikolog İrem Hanım size teşekkür ederim, psikolog olsanız dahi birileri tarafından anlaşılmak oldukça hoş, ben bu sorunları eşimle konuşamıyorum yani daha doğrusu konuşsam da anlaşılamayacağımı biliyorum, bir yandan annesi söz konusu ve ben önceki sorumda eşimin bana o ortamda tam olarak aslında s…git yazdığını yazmamışım, bu şekilde bir söylemde bulundu ve bu gerçekten saygı zedeleyici, bana eşim saygı göstermediği sürece ailesinden saygı beklemeyi zaten doğru bulmuyorum, evlendikten sonra aslında toplumsal ahlak anlayışının, sosyal anlayışın ve terbiyenin eşimde olmadığı kanısına varmış oldum bu durumla birlikte. Ben eşimin bu konuda ağlayarak ben de ikiniz arasında sıkıştım kaldım dediğinde çaresizliğini gördüm, ancak eşim hala mesela benim kendisi ile inatlaştığım görüşünde, benim ona göre inat yaptığım konu ise uğramak istedikleri bir akrabalarına gitmek istemememdi, bunu aşamadığımız için o gün inatlaşmış gibi olduk ve annesi de geleceği için bizimle bu duruma müdahil oldu, annesi gitmek istiyor ise kendisini oraya bırakıp dışarı çıkabileceğimizi ya da eşim ve annesinin yalnız yola çıkmasını illa oraya uğramak istiyorlarsa benim gitmek zorunda olmadığımı da dile getirdim ancak bunlar dahi fayda etmedi, ben yapılan saygısızlığı aşamadım kendi içimde ve ben kendimi net bir birey olarak tanımlıyorum, yani bir yere gitmek istemediğimi dile getirmiş olmak beni inatçı yapmıyor ben bunu inatlaşmak adına yapmadım, amaç ve netlik arasındaki farkı eşime aktaramıyorum, ben onu bir yere davet ediyorsam her zaman istersen gel istersen gelme diyorum çünkü birini bir yere zorla götürmenin insanın kişisel tercihlerine saygısızlık olduğunu biliyorum, bunu ona anlatmalı mıyım? Hoş anlatsam da gerçekten başladın psikolog gibi konuşmaya şeklinde yargılanıyorum, gerçekten çift terapisti işe yarayacak mıdır?
Bu soru 29 Ağustos 2025 16:41 tarihinde Psikolog İrem Bor tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili Danışanım…
Tekrar merhaba, yazdıklarınızı okuyunca aslında yaşadığınız meselenin tek bir tartışmadan ibaret olmadığını temelinde saygı, birey olma hakkı ve eşinizle iletişim biçiminiz üzerine biriken duygularla ilgili olduğunu anlıyorum.
Anlaşılmadığınızı hissettiğinizde, insanın en çok aradığı şey sesinin duyulması olabilir. Bunu eşinizle konuşmayı denediğiniz halde ondan karşılık bulamamanız sizin duygusal olarak hissettiğiniz yalnızlığınızı artırıyor olabilir.
Aldığınız küfür cümlesi yalnızca bir tartışma sırasında söylenen öfke cümlesi olarak görülemez çünkü saygının sınırlarını ihlal eden bir davranış olmakta. Siz bunu dile getirirken aslında eşim bana sahip çıkmalı demiyorsunuz, eşim bana en azından temel bir saygıyı göstermeli diyorsunuz. Bu ayrım önemli. Çünkü eşinizin ailesinden saygı görmeyi beklemenin de temeli, eşinizin size davranış biçimidir. Sizin de bahsettiğiniz üzere.
Eşiniz, sizin kararlarınızı inatlaşma olarak algılarken aslında sizin için durum bireysel tercih ve sınırların kullanımı. Bir yere gitmek istememeniz, birini kırma amacıyla değil, kendi netliğinizle ilgili. Burada fark ediyorum ki siz, insanların seçim hakkına duyduğunuz saygıyı, kendi ilişkinizde de talep ediyorsunuz. “Ben seni davet ettiğimde, istersen gelirsin, istersen gelmezsin.” diyebilmek özgürlükçü bir yaklaşım sağlıyor. Oysa eşiniz bunu inat olarak çerçeveliyor, sizi kendi çerçevesinden okuyor da diyebiliriz. Eşiniz sizin niyetinizi değil, kendi algılama biçimini merkeze koyuyor olabilir.
İkinizin arasında kaldım cümlesi aslında eşinizin kendi sınır koyamama durumunun göstergesi görünüyor. Bu, sizin yükünüzü artırabilir çünkü mesele sizinle kayınvalide arasında olmaktan çıkıp eşinizin kararlı duruş gösterememesi haline dönüşüyor. Siz bu çaresizliği görüyor ve anlıyorsunuz, ama aynı zamanda bunun sürekli tekrarlandığında sizi ruhsal olarak yıprattığını da fark ediyorsunuz.
“Anlatsam da beni psikolog gibi konuşuyorsun diye yargılıyor” cümleniz çok kıymetli. Çünkü, burada eşinizin sizin düşünce sistematiğinizi küçümsemesi değil, savunmaya geçtiğinin işareti olabilir. Eşiniz, kendi davranışlarının yetersiz kaldığını duyduğunda bunu eleştiri gibi algılıyor.
Bu noktada bir çift terapisti işe yarayabilir çünkü terapist aracı olduğunda eşinizin savunması azalabilir ve sizin söyledikleriniz “eşimin lafı” değil “terapistin yansıttığı gerçek” olarak duyulabilir. Bu, sizin sesinizi daha görünür kılmaya yardımcı olabilir sevgili danışanım.
Siz bu noktada, duygularınızı kişisel deneyim olarak aktarmayı deneyebilirsiniz. “Ben kendimi bir yere zorla götürülmüş hissettiğimde saygım zedeleniyor” gibi.
Kendi değerlerinizi netleştirmek bir diğer nokta. Siz zaten kendinizi net bir birey olarak tanımlıyorsunuz. Bunu eşinizin anlayıp anlamaması kadar, sizin bunu korumaya devam etmeniz de önemli.
İlişkinizde güvenlik alanı yaratmalısınız. Küfür gibi ifadelerin tekrarlanmaması için, bu konuda net bir sınır koyabilirsiniz. “Bu tür bir söz tekrarlandığında ben iletişimi durdururum.” Bu, cezalandırmak için değil, kendi ruhsal alanınızı korumak için yapılmalı.
Çift terapisi talebini gündeme getirmek, bir adım olabilir. Bu öneriyi “benimle ilgili değil, evliliğimizin sağlığıyla ilgili bir destek” şeklinde sunmak, savunmayı azaltır.
Dilerseniz çift terapisine yönelik benzer bir konuşma gerçekleştirebilirsiniz: “Benim anlatışım seni savunmaya itiyor, bunu görüyorum. Üçüncü bir kişinin tarafsız şekilde duymasına ihtiyacım olabilir. Terapide haklı çıkmak istemiyorum günlük hayatı daha az kavgalı kılmak istiyorum. En az üç seans deneyebiliriz ve işe yaramazsa birlikte alternatif yolları da konuşabiliriz.”
Aynı zamanda uzman aracı olduğunda siz “psikolog gibi konuşan eş” değil, “anlatılmak istenen ama duyulmayan eş” olarak duyulabilirsiniz.
Paylaşımınız hem kendinizi hem de ilişkinizi daha iyi anlamak için çok değerli bir adım. Değişim hemen olmayabilir ama küçük farkındalıklar ve küçük adımlar zamanla büyük dönüşümler yaratabilir. 🍀
Bu süreçte en çok neyi değişmesini isterdiniz?
Ve bu değişimin ilk küçük adımı sizce ne olabilir?
Sevgiyle,
Psikolog İrem Bor