Psikolojik kalp çarpıntısı ve panik atak
22 yaşındayım. 2yıl önce kalp teklemesi ile doktora giderek başladı.Psikolojik dendi, temiz çıkıyor sonuçlarım .9 ay psikolojik ilaç tedavisi aldım azaldı ancak halen oluyor.O kadar tükendim ki bu süreçten. Sosyal ortamlara heyecanlanacak ortamlara girmekten kaçınıyorum eskiden gece yatarken korkuyordum şimdi buna evrildi sürekli korktuğum alanlar değişiyor ancak 3-4 aydır bu şekilde.Sanki bu sorun hiç çözülmeyecek gibi… Güvenli alanlarda rahat hissediyorum.
Ne zaman paniklesem beni buluyor ve o günüm mahvoluyor ,ağlıyorum,isyan ediyorum dehşet bir korku kaplıyor içimi. Kardiyolog her insanda olur bazı hassas insanlar hisseder diyor. Kendimi dinliyorum ne zaman ailemden uzaklaşsam aklıma gelen kalbim ve başıma bir şey gelirse ne yapıcam düşüncesi.Defalarca doktora gittim temiz. 13 yaşımda taşikardik 1 yıl problem yaşadım 2 ay psikolojik ilaç tedavisi almıştım. O şekilde düzelmişti. Çekingen ve utangaç bir insanım.Yeni aldığım kıyafetleri giyindiğimde bile utanıyorum.. çok saçma .Buna rağmen birçok hayalim var. Yurt dışında erasmus yapmak vs. Ama kafam bu şekildeyken nasıl olucak bilmiyorum.Gerçekleştiremeyeceğim sanırım hayallerimi . Ben neden bunları yaşıyorum diye sorgulayıp duruyorum. İsyankar bir moddayım ve bu halim canımı sıkıyor.
Bu soru 27 Temmuz 2025 21:21 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Senin yaşadıkların gerçekten kolay değil, bunu çok net hissedebiliyorum. Özellikle bedensel bir belirtiyle başlayan ve bir şekilde hayatının birçok alanına yayılan bu korku, insanın yaşam enerjisini tüketebilecek kadar güçlü bir his. Kalp çarpıntısı gibi bir belirti yaşadığında akla hemen “Ya önemli bir şeyse?” düşüncesinin gelmesi çok normal çünkü kalp, bizim için hayati bir organ ve onunla ilgili en ufak bir değişiklik bile otomatik olarak korku yaratabiliyor. Defalarca doktor kontrolüne gitmen ve temiz sonuçlar alman, aslında bedensel olarak güvende olduğunu gösteriyor ama zihnin bu korkuyu bırakmakta zorlanıyor. Bu da çok anlaşılır bir durum çünkü yaşadığın şeyin temelinde çoğunlukla “bedenime güvenebilir miyim?” ve “başım sıkıştığında yalnız kalırsam ne olur?” gibi derin kaygılar yatıyor.
Şu anda yaşadığın döngü çok yorucu olabilir: belirti → korku → kaçınma → hayal kırıklığı → isyan… Ve bu, seni hem zihinsel hem bedensel olarak tükenmiş hissettirebilir. Ama şunu bilmeni isterim: bu döngü kırılabilir. Seninle benzer şeyler yaşayan ve şu anda huzurlu bir yaşam süren çok insan var. Bunun tamamen çözülemeyecek gibi gelmesi de aslında kaygının bir oyunu. Çünkü kaygı genelde “asla geçmeyecek, hep böyle olacak” düşünceleriyle kendini besler. Oysa sen daha önce 13 yaşındayken benzer bir süreçten geçmiş ve toparlanabilmişsin. Bu, içinde iyileşme kapasitesinin olduğunu gösteriyor.
Kendini çekingen ve utangaç biri olarak tanımlıyorsun ve bu, seni kötü biri yapmaz; aksine duygularına duyarlı, hassas bir yapın olduğunu gösterir. Bazen bu hassasiyet zorlayıcı olabilir ama aynı zamanda çok özel bir güçtür de. Yeni bir kıyafet giyerken bile utanıyor olman, çevrendeki insanların seni nasıl gördüğüne çok önem verdiğini ve kabul görme ihtiyacının güçlü olduğunu gösteriyor. Bu hislerin arkasında utanç ya da çekingenlik kadar derin bir değer görme isteği var.
Hayallerinin olması ve bunları dile getirebilmen çok kıymetli. Erasmus yapmak, yurt dışına gitmek gibi isteklerin, içinde çok güçlü bir yaşama arzusu olduğunu gösteriyor. Kaygı ne kadar güçlü olursa olsun, bu arzunun olması, senin hayatı sevdiğini ve denemek istediğini gösteren en önemli işaretlerden biri. Şu an belki kaygının sesi daha yüksek ama bu, hayallerinin imkânsız olduğu anlamına gelmiyor. Şu anda kendine “Ben neden bunları yaşıyorum?” diye sormak yerine belki şunu sormak daha iyi gelebilir: “Bu yaşadıklarım bana ne anlatmaya çalışıyor, benden neye dikkat etmemi istiyor?” Bazen kaygı, bize “Kendine daha çok özen göster, kendini daha güvenli alanlara taşı, kendi gücünü keşfet” gibi mesajlar verir.
Biliyorum, şu anda isyankâr hissetmek seni rahatsız ediyor ama bu duygu aslında içinde hâlâ güçlü bir yaşama isteği olduğunun kanıtı. Çünkü vazgeçmiş olsaydın isyan etme ihtiyacı bile duymazdın. Şu an içinde bulunduğun dönem geçici bir süreç olabilir. Küçük adımlarla başlamak belki sana iyi gelebilir: yeni bir şey yapmak istediğinde, önce küçük ve seni zorlamayan alanlarda deneyim yaşamak; bedeninle ilgili kaygılar geldiğinde derin nefes alıp “Şu anda güvendeyim” diyebilmek; kaygının yükseldiği anlarda kendini yargılamak yerine “Bu sadece bir his, geçecek” diyebilmek zamanla zihnini sakinleştirebilir.
Hayallerin şu an için uzak gibi görünebilir ama senin içinde zaten onları gerçekleştirecek cesaret var. Belki şu an kaygının gölgesindeler, ama zamanla bu gölge küçülebilir. Kendine karşı şefkatli olman, “Ben şu anda zor bir süreçten geçiyorum ama bu benim yetersiz olduğum anlamına gelmez” diyebilmen, atacağın en güçlü adımlardan biri olabilir.
Sen yalnız değilsin ve yaşadıkların değişebilir. İçinde hâlâ hayal kuran, yaşamı seven ve iyileşmek isteyen bir yanın var. Bu yanın zamanla güçlenebilir ve seni daha huzurlu bir yere taşıyabilir.
Klinik Psikolog Elif Kızılkaya