Romantik İlişkilerden Korkuyorum
Yakın zamanda ilgilendiğim kişinin bana karşı ilgisinin de olduğunu öğrendim. Benimle konuşmak istediğini söyledi. Benden hoşlanması benim kuruntum değil, eminim. Sorun şu 1 haftadır o kadar çok midem bulanıyor ki, yemeden içmeden kesildim bu yüzden bu sabah bayıldım hatta. Ondan hoşlanıyorum, ve tanışmak da istiyorum fakat bedenimin bu kadar tehlikede hissetmesi beni üzüyor. Tehlikede olmadığımı hatta güvende olduğumu biliyorum fakat bedenim öyle söylemiyor. Geçmişte bir ilişki yaşamadım, hoşlandığım ilk kişi o şu an. Sadece vücudumun verdiği bu tepkileri engellemek istiyorum. Çünkü ben hayatımın güzel bir dönemindeyim, kaygılanabileceğim bir şeyim yok. Sadece bunu bedenime nasıl anlatabilirim ki? İnanın ufak tefek endişelerim var tabi ama bunlar normal şeyler. Bu kadar mutlu olup vücudumun kötü hissediyor olmaması lazım yahu! Yardımcı olursanız çok sevinirim 🩷
Bu soru 5 Şubat 2025 15:28 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Öncelikle hissettiklerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Romantik ilişkilerle ilgili böyle yoğun duygular yaşamak oldukça anlaşılır bir durum. İlk kez hoşlandığınız birinin de sizden hoşlandığını bilmek hem heyecan verici hem de bilinmezliğiyle kaygı uyandıran bir deneyim olabilir. İçinde bulunduğunuz güzel dönemi bozmak istemediğinizi ve bu süreci keyifle yaşamak istediğinizi anlıyorum. Ancak bedeninizin verdiği fiziksel tepkiler sizi zorluyor. Bunun nedenlerini anlamak ve nasıl başa çıkabileceğinizi keşfetmek için birlikte birkaç noktaya değinelim.
Bedeniniz, zihninizin bilinmezlik içeren bir durumu tehdit olarak algılamasıyla tepki veriyor olabilir. İnsan beyni yeni, kontrol edilemeyen veya öngörülemeyen durumlara karşı bazen fazla duyarlı olabilir. Kaygı, aslında sizi tehlikelere karşı koruyan doğal bir mekanizmadır. Ancak bazı durumlarda tehdit algısı gerçek bir tehlikeye dayanmadığında, bu tepkiler günlük yaşamı zorlaştırabilir.
Bedeninizin verdiği tepkileri tamamen anlamak için, zihninde dönen düşünceleri fark etmek önemli olabilir. Belki de bilinçli olarak kendinize "Ben iyiyim, her şey yolunda" diyorsunuz ama zihninizin daha derinlerinde bu yeni durumla ilgili bazı belirsizlikler sizi rahatsız ediyor olabilir. İlk kez böyle bir şey deneyimlediğiniz için bilinmezlik sizi zorluyor olabilir.
Örneğin, geçmişte hiç ilişki deneyiminizin olmaması, bu sürecin nasıl ilerleyeceğini kestirememeniz kaygınızı artırıyor olabilir. Bedeniniz, bu bilinmezliği bir tehlike olarak algılayarak kendini koruma moduna geçmiş olabilir. Bunun sonucu olarak da mide bulantısı, iştahsızlık, bayılma hissi gibi fiziksel tepkiler ortaya çıkmış olabilir.
Şu anda en büyük zorluk, zihninizin "güvendeyim" demesine rağmen bedeninizin farklı bir şey söylüyor olması. Bedeninize gerçekten güvende olduğunu hissettirebilmek için bazı teknikler deneyebilirsiniz.
Kaygı hissettiğinizde bunu bastırmak veya yok etmek yerine, ona alan açmak daha sağlıklı olabilir. "Neden böyle hissediyorum?" diye kendinize kızmak yerine, "Şu an kaygılı hissediyorum çünkü bu benim için yeni bir deneyim" demek, kaygının etkisini azaltabilir. Kaygıyı inkâr etmek ya da onunla savaşmak, onu daha güçlü hale getirebilir.
Derin nefes alıp vermek, sinir sisteminizi sakinleştirir. Burnundan 4 saniye nefes al, 6 saniye tut ve 8 saniyede yavaşça ver.
Ellerinizi sıkıp bırakmak, omuzlarınızı yukarı kaldırıp serbest bırakmak gibi küçük egzersizler bedeninizdeki gerginliği azaltabilir.
Etrafınızdaki beş şeyi gör, dört şeyi dokunarak hisset, üç sesi fark et, iki farklı kokuyu al ve bir şeyin tadına odaklan. Bu egzersiz zihninizi ana çekerek kaygının etkisini azaltabilir.
Kaygının altında yatan düşünceleri anlamaya çalışabilirsiniz. Örneğin:
"Tam olarak neden korkuyorum?"
"Yaşadığım bu fiziksel tepkiler bana ne söylüyor?"
"Bu süreci daha rahat hale getirmek için neler yapabilirim?"
Bu soruların cevapları, aslında kaygının kaynağını anlamanıza yardımcı olabilir. Belki de ilk kez romantik bir deneyim yaşayacak olmak, bilinmezlik içerdiği için sizi biraz endişelendiriyor olabilir. Ancak bunun tamamen doğal bir süreç olduğunu hatırlamak önemli.
Kaygıyı azaltmanın en etkili yollarından biri, süreci aceleye getirmeden küçük adımlarla ilerlemektir. Örneğin, bu kişiyle hemen yoğun bir iletişim kurmak yerine, öncelikle kısa sohbetler ederek kendinizi daha rahat hissettiğiniz bir alan yaratabilirsiniz. Birdenbire büyük bir adım atmak yerine, kontrollü ve küçük ilerlemek kaygının azalmasına yardımcı olabilir.
Kendinize şu hatırlatmayı yapabilirsiniz "Bu süreci kendi hızımda keşfetmeye hakkım var. Kendimi ne zaman hazır hissedersem o zaman ilerleyebilirim."
Bazen kaygı, bizi mutlu edecek şeylerden alıkoymaya çalışır. Ancak kaygı, doğru yönetildiğinde üstesinden gelinebilecek bir histir. Bu süreçte kendinize nazik olmanız çok önemli. Kendinizi "Mükemmel hissetmeliyim" gibi bir beklentiye sokmadan, süreci deneyimlemeye odaklanabilirsiniz.
Unutmayın ki, ilk defa yaşadığınız bir deneyimin başında olmak, her zaman biraz belirsizlik ve kaygı barındırır. Ancak siz, bu süreci yönetebilecek güce sahipsiniz. Şu anda bedenininiz sizi korumak için alarmda olabilir ama bu alarmın sonsuza kadar süreceğini düşünmeyin. Küçük adımlarla ilerlediğinizde ve bedeninizin verdiği sinyalleri fark edip onları yatıştırmayı öğrendiğinizde, bu süreci çok daha keyifli bir şekilde deneyimleyebilirsiniz.
Bazen en güzel şeyler, en çok kaygı duyduğumuz anların ardından gelir. Şu anda yaşadığınız duygular, yeni bir deneyime adım attığınızı ve bunun sizin için önemli olduğunu gösteriyor. Kendinize biraz zaman tanıyın ve süreci kendi hızında keşfedin. Her şeyin bir anda mükemmel olmasını beklemek yerine, şu an yaşadıklarınızı anlamaya çalışarak ilerlediğinizde, zamanla kaygının azaldığını görebilirsiniz.
Sizin hissettikleriniz geçici ve yönetilebilir. Kaygıyı yönetmeyi öğrendiğinizde, onun size engel olmasına izin vermeden hayatınızın güzel anlarını yaşama fırsatı bulabilirsiniz. Kendinize karşı nazik olun ve süreci olduğu gibi kabul etmeye çalışın.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel