Psikoloji

Rutin nasıl oluşturulur

Gizli Kullanıcı15 Haziran 2025 16:51

Merhaba ben son 4 5 senedir işsizim kaygı bozukluğu yaşıyorum uzun yıllardır. Hayatın içine karışamıyorum. Aslında uzun süreli arkadaşlıklarım oldu onların da arkadaş gruplarıyla tanışıyorum vs ama yaşım 29 artık çevre oluşması için ortak noktaların çok fazla olması gerekiyor gibi. Herkes yakın arkadaşını bulmuş gibi. Evlenen arkadaşlarımın ilgi alanları konuştukları konular çok farklı ben kendime bakıyorum daha aşmaya çalıştığım o kadar şey var ki anlatsam gülerler anlamazlar. İş konusunda kaygılar yaşadığım için genel olarak daha doğrusu hayatım en ufak streste pes edip bırakmak üzerine. Çünkü stresli durumlarda yeme bozukluğu mide bulantısı öğürme yaşıyorum. İnsanların hayatlarına bakıyorum ne istediklerinden o kadar eminler ki esnekler en önemlisi zorluklarla başa çıkıyorlar ben günlerce depresyon halinde kalıyorum zorluklar karşısında. Zaten son 4 5 senemin böyle geçtiğini söyleyebilirim. Son ilişkimde muhafazakar biriyle ilişki yaşadım ona uyum sağladım bir çok şeyden fedakarlık ettim o da kendiyle çelişen biriydi. Hayatı oturmuş ama birbirimize uyumsuzluk yaşıyorduk. Çok sosyaldi kız arkadaş konusunda sürekli tartışıyorduk. Benim çevrem yok denecek kadar az hal böyle olunca o benim hayatıma uyum gösteremiyordu ben de onun. Ama geçinmeye gönlün var denir ya sevgi bir arada tutuyor bir şekilde iki tarafta çok mutsuz üzgün içinde sevgi kaldı şu an 2 senedir ayrıyız. Ama ben o eski gösterdiğim fedarlıklark göstermek istemiyorum o da sosyal hayatından ödün verecek birisi değil. Bu hikaye burada bitti mantık olarak. Ama ikimizin içinde de yarım kalmış bir hikaye var tamamlanmayı bekleyen kaderi lehimize çevirelim diyoruz ama bir taraf hep uyumlu olmak zorunda kalacak o kişide muhtemelen ben olacağım ben de bunu istemiyorum. Çünkü hayatım boşlukta olduğu için kararlarımı isteyerek mi yoksa sevdiğim için mi aldığımı anlayamıyorum. O kişi de hep ona uyumlu olayım istiyor. Yap ne olacak böyle olsa ne olacak bizi üzmeye gerek var mı diyerek ben o kararı almış oluyorum. Ama günün sonunda anladım ki o karardan mutlu değilim o fedakarlıkları yapamam bir yandan da biliyorum ki ben onu seviyorum hep bu ikilemde kaldım. Hayatım boşlukta yaşamaya korkuyorum kaygılarım çok fazla. Yaşım gereği de herkes benden olgun nerede ne yapması gerektiğini bilen tavırlar bekliyor ama beni yönlendiren bir ebeveynim olmadı. Ben ne yöne gideceğimi bilemediğimde kendimi kapatıyorum kalıyorum. Dışarda bir hayat akıyor eski sevgilim arkadaşlarım herkes hayatını kurdu ama ben daha çok komik detaylarda takılı kaldım. Yalnız başıma günlerim geçiyor amaçsız bir şekilde. Depresyon yaşıyor gibiyim senelerdir. Kaygılarım olmasaydı mutlu arkadaş ortamları sevgi dolu bir ilişki isterdim. Ama o ilişki bu ilişki mi işte onu bilmiyorum. Onun yaşadığı hayat tam böyle lunapark gibi hep geziyor eğleniyor ona çok özeniyorum. Ama işte dini yönlerden baskılanıyorum. Yani bu uyum olmazsa olmazı onun için. Ben de rahat bir ailede büyümüş biriyim. Bunlar nasıl çözülür çok karmaşığım cevabınız için teşekkür ederim şimdiden

Bu soru 16 Haziran 2025 08:39 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili Danışanım,

Öncelikle bu kadar derin, karmaşık ve içten bir şekilde duygularını yazıya dökmen gerçekten çok kıymetli. Yaşadıklarının ağırlığını, içindeki çelişkileri ve hayatına dair hissettiğin boşluğu çok net bir şekilde görebiliyorum. Böyle uzun süredir devam eden kaygılar, işsizlik, sosyal çevre sıkıntıları ve geçmiş ilişkilerin etkileri bir araya geldiğinde insanın kendini bir çıkmazda hissetmesi çok normal.

Senin yaşadığın temel problemlerden biri, yaşamın içine karışamamak ve kaygının seni sürekli engellemesi. Kaygı bozukluğu, insanı yalnızca düşünce seviyesinde değil, bedensel olarak da esir alır. Yeme bozukluğu, mide bulantısı, stres altında fiziksel rahatsızlıklar yaşaman aslında zihninin ve bedeninin sana "Ben başa çıkamıyorum" sinyalleri vermesi. Kaygının senin hayatını daralttığını ve seçeneklerini sınırladığını görüyorum. En ufak bir stres bile seni hemen pes etmeye yönlendiriyor çünkü zihnin “ya başaramazsam” korkusunu büyütüyor ve bedenin buna fiziksel olarak cevap veriyor.

Burada küçük ama istikrarlı adımların çok önemli. Belki büyük hedefler ya da kalabalık arkadaş grupları şu anda seni boğabilir ama ufak, tolere edilebilir stresleri yavaş yavaş deneyimleyerek dayanıklılığını artırabilirsin. Kaygı bir anda yok olmaz ama senin dayanıklılığın zamanla artabilir.

29 yaşında olmak, insanın artık "çevreler kurmuş olması gerektiği" gibi bir sosyal baskıyla baş başa kalmasına yol açabiliyor. Ama aslında herkesin kendi temposu farklıdır. Evet, arkadaşların evlenmiş olabilir, bir çevreleri olabilir ama bu, senin de şu anda bir çevre edinmen gerektiği anlamına gelmez. Üstelik uzun yıllardır kaygı bozukluğu yaşaman zaten seni sosyal olarak yavaşlatmış. Yani kendini diğerleriyle karşılaştırman aslında çok acımasız bir yerden geliyor. Belki onlar hayatlarında sosyal olarak ilerledi ama sen başka bir yolculuktan geçiyorsun. Bu bir "geri kalmışlık" değil. Bu, senin kendi sürecin.

Senin için şu an küçük, samimi ve anlamlı bağlar kurmak çok daha kıymetli olabilir. Büyük arkadaş grupları ya da geniş çevreler belki şu anda sana uygun değil ama belki bir kişiyle derin bir arkadaşlık, bir etkinlikte tanışabileceğin bir insan sana iyi gelebilir.

Eski ilişkinle ilgili yaşadığın duygular çok anlaşılır. İlişkide fedakarlık yapmak ve uyum sağlamak bazen o kadar otomatikleşir ki, insan bir süre sonra gerçekten kendi isteğiyle mi bir şey yaptığını, yoksa karşı tarafı kaybetmemek için mi yaptığını ayırt edemez. Senin de yaşadığın tam olarak bu. Bir yandan sevdiğini biliyorsun, bir yandan da tekrar aynı fedakarlık döngüsüne girmek istemiyorsun. Bu çok kıymetli bir farkındalık.

Eski sevgilin senin sürekli ona uyum sağlamanı bekliyorsa ve esnemeye hiç niyeti yoksa, bu sana uzun vadede yine tükenmişlik ve mutsuzluk getirebilir. Onun sosyal, eğlenceli ve hareketli hayatına özenmen çok insani ama burada önemli olan senin de o hayatı istemen ve bunu baskı görmeden deneyimleyebilmen. Eğer bu ilişkiyi sürdürürsen, geçmişte olduğu gibi bir kez daha kendini yok sayan biri olmaktan korkuyorsun ki bu kaygı bence çok yerinde.

Ayrıca, senin hayatın şu anda belki daha sakin, daha çözülmeyi bekleyen bir yerden ilerliyor. Onunki ise çok hızlı, çok eğlenceli. İki farklı tempo, iki farklı beklenti. Sevgi her şeyi çözebilir mi? Bazen çözemez. Bazen sevgi vardır ama yollar uymaz. Bu acı bir gerçek ama bazen insanın kendini koruması için bunu kabul etmesi gerekir.

Kendini boşlukta hissetmen, amaçsız hissetmen çok anlaşılır. Özellikle seni yönlendiren bir aile figürü olmaması, seçimlerini yaparken kendini yalnız hissetmene yol açmış. Bu da seni karar verme süreçlerinde ya çok çekingen yapmış ya da tamamen pes etmeye itmiş olabilir. Bu yalnızca senin sorunun değil aslında, birçok insan kendi kararlarını vermeyi ancak hayat içinde öğreniyor.

Şunu söylemek isterim: Senin bir yön haritan olmayabilir ama bu, harita çizemeyeceğin anlamına gelmez. Belki çok büyük bir hedef koymak değil de, bir haftalık, bir günlük hedefler koyarak yavaş yavaş ilerlemek sana iyi gelebilir. Şu anda küçük sorumluluklar alarak bile kendini yeniden hayata katmaya başlayabilirsin.

Önerilerim

  1. Kaygı anında bedenini rahatlat: Nefes egzersizleri, yürüyüşler ve küçük fiziksel aktiviteler yaparak stresini yönetmeye çalışabilirsin. Bunlar küçük ama çok etkili ilk adımlardır.
  2. Küçük hedefler belirle: Haftalık bir kitap okuma hedefi, bir dışarı çıkma günü ya da basit bir iş başvurusu gibi minik ama seni harekete geçirecek planlar yapabilirsin.
  3. Profesyonel destek al: Kaygı bozukluğu ve uzun süreli depresyon için bir psikologla çalışmak sana bu döngüleri kırmada çok yardımcı olabilir. Yalnız başına her şeyi çözmeye çalışmak seni daha çok yorabilir.
  4. İlişkine sağlıklı sınırlar koy: Eski sevgilinle devam etmek istiyorsan bile bu kez kendi sınırlarını net bir şekilde çizmek önemli. Eğer bu mümkün değilse, geçmişin güzel bir anı olarak kalmasına izin verebilirsin.

Sevgilerimle🎈

Psikolog İrem Gülsün Zengin