sanaldaki o kişiyi nasıl unuturum önüme bakarım?
Merhaba,
Son zamanlarda fark ettiğim bir durumla ilgili destek almak istiyorum.
Sanal ortamda tanıştığım bir kişiyle konuşurken çok yoğun duygular yaşadım. Onunla iletişim kurarken aşırı heyecan, kaygı ve bağımlılık hissi oluştu. İlk mesajı genelde hep ondan bekliyordum, ben başlatamıyordum. Mesajlarına geç döndüğünde veya ilgisiz davrandığında çok kaygılanıyor, tetikleniyor ve sanki terk edilecekmişim gibi hissediyordum.
Bu kişi başka kızlarla konuştuğunda ya da umursamaz davrandığında kendimi değersiz hissediyordum. Onu stalklama davranışım oldu; engellememize rağmen başka hesaplardan profiline baktım. Normalde biri bana böyle hissettirse uzaklaşırdım, ama bu kişide farklı oldu ve çok takıldım.
Ben engelledikten kısa süre sonra o da beni engelledi. Bu bile zihnimde hâlâ soru işareti bırakıyor. Bu süreçte hem bağımlı hissettim hem de şimdi utanma ve pişmanlık yaşıyorum.
Küçükken babam beni teyzeme bırakıp giderdi ve o zaman çok yoğun bir terk edilme korkusu yaşardım. Bu duyguların bu durumla bağlantılı olabileceğini düşünüyorum.
Şu an başka biriyle konuşuyorum ve onda bu aşırı kaygıyı yaşamıyorum, ilk mesajı atabiliyorum ve daha dengeli hissediyorum. Bu da önceki kişinin bende bir travma tepkisini tetiklemiş olabileceğini düşündürüyor.
Bu yaşadığım durum kaygılı bağlanma ya da limerence olabilir mi?
Ve bu tür duygusal bağımlılık, tetiklenme ve kontrol ihtiyacı neden sadece o kişide ortaya çıktı?
Bu durumu nasıl aşabilirim ve ileride tekrar yaşamamak için neler yapmam gerekir?
Bu soru 30 Ekim 2025 20:52 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Gül buket Mınak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Öncelikle tüm bu karmaşık ve yoğun duyguları bu kadar açık ve ayrıntılı bir şekilde paylaşabilmeniz çok kıymetli. Bazen içimizi dökmek bile yaşadıklarımızın ağırlığını bir nebze hafifletiyor, değil mi? Yazdıklarınızı okurken bir yandan o eski terk edilme korkusu, bir yandan da son dönemdeki ilişkisel dalgalanmalar; adeta geçmiş ve şimdi arasında ince bir bağ kurulmuş gibi hissettim.
Belki şöyle düşünülebilir: İnsan zaman zaman mantığıyla kalbi arasında sıkışır. Özellikle birine yoğun duygular beslerken, davranışlarımızın ve hislerimizin kontrolden çıkma eğilimi artabiliyor. Sizin de anlattığınız gibi “sanki terk edilecekmişim gibi”, “değersiz hissetmek” ya da “onun ilgisine aşırı bağlanmak”... Bunların her biri geçmişte yaşadığınız o çocukluk dönemindeki terk edilme deneyiminin taze birer yansıması olabilir. Çocukluğumuzda yaşadığımız bazı temel duygusal eksikler ya da acılar, yetişkinlik ilişkilerimizde tetikleyici bir güç olabiliyor. Zihnin küçük yaşta geliştirdiği o “biri giderse güvenliğim yok olacak” inancı, kimi zaman ilişkilerde yoğunlaşıyor ve sanki duygu seli yaşanıyormuş gibi hissettiriyor.
Aklıma takılan bir diğer detay şu oldu: Şu an görüştüğünüz kişide aynı kaygıyı, bağımlılık ve tetiklenme hissini yaşamamanız... Bu gerçekten önemli bir ipucu. Belki de önceki kişide, size çok tanıdık—ama pek de sağlıklı olmayan—bir duyguyla karşılaştınız. Yani, eski bir yarayı kaşıyan bir tutum, bir mesafe… Bazen karşımızdaki kişiyle ne kadar uyumlu olup olmamaktan ziyade, bizim içsel dünyamızda dokunduğu noktalar daha belirleyici olabiliyor.
Kaygılı bağlanma ya da limerence—birine karşı takıntılı, yoğun ve genellikle kısa süreli hayranlık ve “takılma” hali—aslında bazı duygusal ihtiyaçlarımızın dışa vurumu olabiliyor. Fakat sizdeki ayrım çok çarpıcı: Şu anki iletişiminizde kendinizi daha güvende ve rahat hissediyorsunuz. Bu, içinizde güvenli bağlanmanın da mümkün olduğunu ve tek bir ilişkiye bağlı kalmadan, farklı dinamikler geliştirebildiğinizi gösteriyor.
Bu tür bağımlı, kaygılı, kontrolden çıkmış gibi hissettiren ilişkilerde birkaç şeye dikkat edebilirsiniz:
- O anda ne hissettiğinizi adım adım fark etmeye çalışın: Mesaj beklerken, bir tetiklenme anında bedeninizde ve içinizde olup biteni gözlemleyin. Bazen en yoğun anımızda “Şu an neye ihtiyacım var?” diye kendimize sormak işe yarayabiliyor.
- Davranışlarınızı yazın: Ne zaman stalk yaptınız, ne zaman beklediğiniz ilgiyi göremediniz… Bunları kısa notlarla takip etmek hem tetiklemenin ne zaman ve nasıl olduğunu anlamanızı kolaylaştırır.
- Çocukluk anılarınıza kısa bir yolculuk yapın: Belki bir gün, kaygının arttığı anlarda gözlerinizi kapatıp küçük yaşınızdaki kendinizi hayal edin. Ona şu anda ihtiyacı olan şefkati, güveni, sabrı siz verebilirsiniz.
- Kırmızı bayrakları ayırt edebilmek:Önceki kişiyle yaşadığınız dengesiz ve tetikleyici etkileşimler, size içsel alarm sisteminizin ne şekilde çalıştığını göstermiş. Bir sonrakinde “Bu duyguları neden bu kadar yoğun yaşıyorum? Şu anda bana tanıdık gelen bir şey mi var?” diye düşünebilirsiniz.
Bütün bu adımlar her zaman kolay olmaz, bazen duygular kuvvetli bir akarsu gibi sürükleyici gelir. Ama siz, bu süreçte kendinizi gözlemlemeye başlamışsınız bile... Her yeni farkındalık, bir sonraki ilişkide daha sağlam bir temel kurmanıza yardımcı olacaktır 🌱
Bu yazıyla ilgili veya başka bir konuda içtenlikle paylaşmak istedikleriniz oldukça seans oluşturabilirsiniz. Bazen insan sadece dinlenmeye, bazen de birlikte çözüm aramaya ihtiyaç duyar; her iki durum da burada mümkün.