Sevgilim beni anlamıyor ben böyleyim diyor
Sevgilimle sürekli tartışma oluyor ama beni anlamıyor tartışmadan kaçıyor ve ben böyleyim diyor ben dayanamıyorum bitirmek istediğimi dile getirince de bırakamıyorum böyle olmasını bende istemiyorum diyor ve dişarı çıkınca sadece bu tartışmalar oluyor arkadaşlarıma da vakit ayırmak istediğini söylüyor ama ara sıra bana da haber vermesini istediğim zaman da bana diyor rahatsız etme arkadaşlarımla olunca bende dayanamıyorum üzülüyorum ve daha çok aramaya başlıyorum bilmiyorum nasıl yapacağımı
Bu soru 20 Mayıs 2025 10:16 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Senin bu ilişkide yaşadığın sıkışmışlık, yalnızlık ve anlaşılmama duygusu satırlarının her birinde hissediliyor. Bu tür duyguların içinde uzun süre kalmak, insanın hem kendilik algısını hem de ilişki içindeki değerini sorgulamasına sebep olabilir. Özellikle sevilmek, görülmek ve anlaşılmak gibi temel duygusal ihtiyaçların karşılanmadığında, kişi ister istemez kendine "Ben yanlış mı hissediyorum?" sorusunu sormaya başlar. Oysa bu duygular, eksik olduğun için değil; tam tersine, ilişkide bazı şeylerin eksik olduğu için ortaya çıkıyor.
İlişkinde karşılaştığın temel problem, duygusal ihtiyaçlarının yok sayılması ve bu ihtiyaçları dile getirdiğinde “Ben böyleyim” gibi bir cümleyle karşılaşman. Bu cümle, partnerin tarafından bir duvar gibi kullanılıyor olabilir. Kendi sorumluluğunu almak yerine, seni değişmesini bekleyen “haksız taraf” gibi konumlandırıyor olabilir. “Ben böyleyim” demek, kişisel özelliklerini kabullenmek gibi dursa da, bir ilişki içinde empati göstermemek, duygusal sorumluluk almamak anlamına da gelebilir. Oysa sağlıklı bir ilişkide insanlar birbirlerini dönüştürmez ama birbirlerine alan açarlar, esnerler, uyumlanırlar. Karşındaki kişi “ben böyleyim” diyerek tartışmadan kaçıyorsa, aslında seni dinlemek, anlamaya çalışmak ve sorunu birlikte çözmek yerine kendi konfor alanında kalmayı tercih ediyor demektir.
Senin de hissettiğin gibi, bu tür bir iletişim modelinde sürekli olarak yalnız bırakılan taraf oluyorsun. Özellikle tartışma çıktığında partnerinin susmayı ya da konuyu değiştirmeyi tercih etmesi, ilişkide kendini görülmeyen biri gibi hissetmene neden olabilir. Bu durumda anlaşılmak için daha çok anlatmaya, aramaya, yazmaya başlıyorsun. Oysa ne kadar anlatırsan anlat, karşıdan gelen bir anlayış, ilgi ya da güven duygusu olmayınca, bu çaba sadece seni daha çok yoruyor. Üstelik, sen duygularını ifade ettikçe “çok abartıyorsun”, “kafanda kuruyorsun” gibi cümlelerle karşılaşman, zamanla kendine olan güvenini de zedeliyor. Kendini suçlamaya, "belki de gerçekten çok şey istiyorum" demeye başlıyorsun.
Ama hayır, sevgili danışan… Senin istediğin şey, bir ilişkinin en temel ihtiyacı: görülmek, duyulmak, değer görmek. Bunlar bir lüks değil, bir insanın ruhsal olarak kendini güvende hissetmesi için gerekli olan duyarlılıklar. Partnerinin seni arkadaşlarıyla vakit geçirirken bile “rahatsız etme” şeklinde uyarıyor olması, ilişki içinde senin varlığının sınırlandırıldığını gösteriyor olabilir. Oysa arkadaşlarıyla zaman geçirmesi ne kadar onun hakkıysa, senin de ilişkide bağ kurmak, iletişimde kalmak, duygusal temas hissetmek hakkın. Bu noktada karşındaki kişinin senin varlığına nasıl alan açtığını sorgulaman önemli. Senin ne kadarını hayatında tutuyor? Sen onun hayatında bir yük müsün, bir yol arkadaşı mısın?
Ayrıca bu durumun senin davranışlarını nasıl etkilediğine de dikkat çekmek gerekiyor. Onun seni ihmal ettiğini ya da duygusal olarak geri çekildiğini hissettikçe, sen daha çok aramaya, yazmaya, iletişim kurmaya çalışıyorsun. Bu da partnerin tarafından “boğuyorsun” gibi algılanabiliyor. Böylelikle bir döngü oluşuyor: Sen uzak kaldıkça kaygılanıyorsun, kaygılandıkça daha çok temas kurmaya çalışıyorsun, daha çok temas kurdukça karşı taraf daha çok uzaklaşıyor. Ve sen, bu uzaklaşmayı kendi yetersizliğin gibi deneyimleyip, kendine yüklenmeye başlıyorsun.
Bu döngüyü fark etmek çok kıymetli çünkü çözüm de bu farkındalıktan geçiyor. Öncelikle kendine şunu sorman iyi olur: “Ben bu ilişkide ne kadar varım? Benim duygularım, düşüncelerim, ihtiyaçlarım bu ilişki içinde nasıl karşılık buluyor?” Eğer bu sorulara verdiğin cevaplar seni tatmin etmiyorsa, bu ilişkide bir eşitlik ve güven duygusunun olmadığını düşünebilirsin. Ve bir ilişkide “sen çok hassassın” diyerek duygularını küçümseyen bir yapı varsa, o ilişkide uzun vadede duygusal yalnızlık kaçınılmaz olur. Çünkü anlaşılmak bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyacın küçümsenmesi, zamanla kişiyi kendinden uzaklaştırır.
Peki, ne yapabilirsin? Öncelikle duygularını inkâr etmeden, bu ilişki içinde gerçekten ne hissettiğini kendine dürüstçe sorman gerek. Üzülüyorsan, yalnız hissediyorsan, sevilmediğini düşünüyorsan bu senin problemli olmanla değil; karşılıklı bağın zayıf olmasıyla ilgilidir. Bu noktada kendine şu soruları sorabilirsin:
Bu ilişkide kendimi değerli hissediyor muyum?
Partnerimle sorunlarımı konuşabildiğim bir alanımız var mı?
Ben onun yanında, olduğu hâlimle seviliyor muyum, yoksa sürekli kendimi kanıtlamak zorunda mı hissediyorum?
İlişkimde hep veren, hep anlayan, hep çabalayan kişi ben miyim?
Bu sorulara vereceğin dürüst yanıtlar, senin bu ilişkiye neden bu kadar tutunduğunu ya da neden bu kadar yorgun olduğunu fark etmene yardımcı olabilir. Çünkü bazen birine değil, onun temsil ettiği sevgi ihtimaline tutunuruz. Oysa ilişki, karşılıklı inşa edilir. Sadece bir tarafın çabasıyla sürdürülen bağ, zamanla kendi omuzlarında taşımaya çalıştığın ağır bir yüke dönüşür.
Son olarak, bu süreçte bir uzmandan psikolojik destek almanı da öneririm. Çünkü yaşadığın bu duygusal dengesizlik, yalnız bırakılmışlık hissi ve tekrar tekrar kendini anlatma ihtiyacı, zamanla senin özdeğer algını zedeleyebilir. Bir psikolojik danışmanla çalışmak, bu ilişki dinamiğini daha net görmene ve kendi duygusal ihtiyaçlarını daha sağlıklı bir biçimde fark etmene destek olabilir.
Sevgili danışan, unutma: Anlaşılmak, önemsenmek ve sevilmek herkesin hakkıdır. Sen, sevilmeye layık birisin. Bu ilişkideki yorgunluğunu yok saymak yerine, onu dinlemek seni içsel olarak daha çok güçlendirecektir. Eğer istersen, ilişkinin diğer yönlerini ya da daha önce yaşadığın benzer döngüleri detaylandırmak için yeni bir soru sorabilirsin.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Hisetiklerimi tamamen yansıtmışsınız
Yorumlar
Psk. Betül Canbel
Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel
21 Mayıs 2025 09:33