Sevgilim güvenimi kırdı ne yapmam lazım
aylar öncesinde eski sevgilisi sürekli profiline bakıyor ve bana söylemedi diye büyük bir kavga ettik ben ayrılmayı düşündüm sonra toparlar gibi olduk ama bi kaç gün sürdürdüm daha sonra iş yerinde sevgilime karşı farklı davranan bi kız vardı rahatsız olduğumu dile getirdim mesafeli konuşuyorlardı ama konuşmayı tamamen kesmedi 1-2 kere uyardım iletişim kurma konuşma diye ama dinlemedi bugün telefonunda aramalar gördüm kız iş için arıyor ya da diğer arkadaşın numarasını almak için bana haklı gibi kendini savundu sinirlendi ufak ben en son ortak arkadaşı aradım ve benim haklı olduğum ortaya çıktı sustu kaldı gülümsüyordu hep ama yüzüne karşı o kızın ilgisi hoşuna mı gidiyor diye bağırdım yüzü düştü hayır niye böyle düşünüyorsun benim için önemli olan sensin falan dedi sarıldı ama o kadar zoruma gitti ki indim arabadan eve gittim.
Whatsapp a girip yazmadığım için aferin sana yazmış daha sonra empati kuruyor musun dedim evet dedi karşılık verdim mesajıma dönmedi 1 saat oldu uyudu sanırım ama bana göre ortada büyük bir problem varken uyuyorsa beni kaybetmekten korkmuyor demek. Çabalamak yerine uyumayı seçti yani bilmiyorum.
Ona o kız ile iletişimi kesmediği takdirde hayatından çıkacağımı söyledim ama inanmadı yani arkadaşı arayana kadar haklı gibi davrandı ama sonradan haksız gibi davrandı aldattı gibi ama değil gibide bilmiyorum bitirmek istiyorum ama istemiyorum son zamanlarda çok sorgulatıyor kendini.
Bu soru 10 Temmuz 2025 10:54 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yazdıklarınızı dikkatle okudum. Anlattığınız durumlar, sadece bir tartışmadan ibaret değil. Derininde güven, sınırlar, değersizlik duygusu ve duyulma ihtiyacı gibi birçok temel psikolojik temayı barındırıyor. O yüzden bu yaşadıklarınızı "küçük bir şey" gibi görmek yerine, neden bu kadar etkilendiğinizi anlamaya çalışmak, size dair içsel farkındalıklar geliştirmek ve daha sonra da ne yapmak istediğinize karar vermek açısından oldukça kıymetli bir başlangıç olabilir.
Bir ilişkide güven, her şeyin temelidir. Partnerinizin geçmişte size söylemediği bazı detaylar, örneğin eski sevgilisinin profiline bakması gibi durumlar, sizde bir kırılma yaratmış. Bu kırılmayı, onun size karşı şeffaf olmaması üzerinden yaşıyorsunuz. Buradaki asıl mesele belki de "eski sevgilisi" değil; size haber verilmemesi, sizin duygularınızın dikkate alınmaması ya da onun davranışlarını kontrol edememe hissi. Bu gibi durumlarda insanlar çoğu zaman "neden söylemedi?", "ne sakladı?", "acaba bu ilgiden hoşlandı mı?" gibi sorularla boğuşur. Aslında tüm bu soruların altında yatan temel duygu, değersiz hissetme, sevilmeme ve göz ardı edilme kaygısıdır. Partnerinizin başkalarına gösterdiği dikkatin ya da ilginin, size gösterilenden fazla olduğunu düşündüğünüzde, ister istemez "Ben yetersiz miyim?" ya da "Acaba bir başkasına karşı ilgisi mi var?" gibi düşünceler zihninize yerleşmeye başlar.
Sizin ilişkinizde, güven kırılmasının tek seferlik bir olaydan değil, devam eden davranışlardan beslendiğini görüyorum. Bu, ilişkinin dinamiklerini çok daha karmaşık bir hâle getiriyor. Bir yandan sevildiğinizi biliyor ve o sevgiyi hissediyor, diğer yandan onun bazı tutumlarının sizi yok saydığı, duygularınızı hafife aldığı, hatta zaman zaman manipülatif davrandığı izlenimini ediniyorsunuz. Böyle bir ikilem içinde kalmak, bir yandan ilişkinizi sürdürme arzunuzu beslerken, diğer yandan içsel bir huzursuzluk yaratıyor. Bu tür çelişkilerde kişi çoğu zaman "bitirmek istiyorum ama yapamıyorum", "ayrılırsam pişman olur muyum", "ya bir daha böyle seven biriyle karşılaşamazsam" gibi düşüncelerle baş başa kalır. Oysa ilişkinin devam edip etmeyeceğini belirleyen en önemli faktör, yalnızca sevgi değildir. İlişkiyi sürdürülebilir kılan şey, güven, saygı, sınır ve eşitliktir.
Şimdi size şu soruları sormak istiyorum: Bu ilişkide ne kadar kendiniz olabiliyorsunuz? Duygularınızı açıkça ifade ettiğinizde karşılığında ne alıyorsunuz? Partneriniz sizi duymaya, anlamaya ve sizinle empati kurmaya ne kadar istekli? Sizi değersiz hissettiren durumlar karşısında ne kadar dirençli kalabiliyor, kendinize olan inancınızı koruyabiliyorsunuz? Bu sorulara dürüstçe vereceğiniz cevaplar, ilişkinizin dinamiklerini analiz etmekte size çok yardımcı olabilir. Unutmayın, bazen bir ilişkinin ne kadar süreceği değil, içinde size ne kadar yer verildiği ve sizin o ilişki içinde ne kadar büyüyüp geliştiğiniz önemlidir.
Partnerinizin, uyarılarınızı ciddiye almaması ve size güven vermemesi, ilişkideki rol dağılımı açısından da bir dengesizlik olduğunu gösteriyor olabilir. Sizin rahatsız olduğunuz bir konuya onun hâlâ mesafe koyamaması ve bu iletişimi sürdürmeye devam etmesi, aslında sizin duygularınıza ne kadar alan açtığıyla ilgilidir. Bu noktada kişinin kendi sınırlarına sadık kalması ve "Bu benim için önemli bir şey" diyebilmesi çok önemlidir. Çünkü sınırlar, sevgiyle değil, saygıyla korunur. Partneriniz sizi seviyor olabilir, ama sizin duygularınızı önemsemiyorsa, bu sevgi sağlıklı bir bağ kurmaya yetmeyebilir.
Bir diğer önemli detay ise, sizin davranışlarınızın partneriniz tarafından küçümsenmesi ya da duyulmaz hâle gelmesi. Tartışmalarda sizin haklılığınız, ancak üçüncü bir kişinin müdahalesiyle anlaşılabiliyorsa, burada güvenin yanı sıra iletişim problemleri de söz konusu olabilir. Sağlıklı bir ilişkide insanlar birbirlerinin duygularını, doğruluğu başka biri tarafından onaylanmadan da ciddiye alırlar. Duyulmak, görülmek ve anlaşılmak, insan ruhu için temel ihtiyaçlardandır. Eğer bir ilişkide bu ihtiyaçlar karşılanmıyorsa, zamanla kişinin kendilik değeri zedelenmeye başlar. Siz de şu anda tam olarak bu hissin içindesiniz gibi görünüyor: "Ne söylersem söyleyeyim, ciddiye alınmıyorum. Beni anlamıyor ve her şeyin acısını ben çekiyorum." Bu da zamanla depresyon, kaygı, değersizlik ve ilişki yorgunluğu gibi duyguların gelişmesine sebep olabilir.
Şimdi biraz da kendinize dönmenizi istiyorum. Bu ilişkide neleri sineye çekiyorsunuz? Hangi değerlerinizden ödün veriyorsunuz? Onun için nelere göz yumuyorsunuz ve bunlar sizi nasıl etkiliyor? Partnerinizin tutumlarına gösterdiğiniz her tolerans, ilişkinin bir sonraki adımında sizin sınırınızın biraz daha ihlal edilmesine yol açıyor olabilir mi? En önemlisi, siz bu ilişkide hâlâ kendinizi iyi, yeterli, görülmüş ve sevilmiş hissediyor musunuz? Bir ilişkinin içinde kendinizi bu kadar yorgun, tükenmiş, değersiz ve yalnız hissediyorsanız, burada artık sadece partnerin davranışlarına değil, sizin bu ilişkiyi neden sürdürdüğünüze de bakmak gerekir. Kimi zaman sevgiye tutunduğumuzu sanırız ama aslında yalnız kalma korkusuna, yeniden güvenememe kaygısına ya da toplumsal baskılara tutunuruz. O yüzden bu süreci değerlendirirken "onu seviyor muyum?" kadar "ben bu ilişkide mutlu muyum?" sorusunu da sormanız çok kıymetli.
Elbette bu duygularla baş etmek kolay değil. Bu yüzden bir psikologtan bireysel destek almanız, hem kendinizi daha iyi tanımanız hem de ilişki içinde nasıl sınırlar koyabileceğinizi öğrenmeniz açısından çok önemli. Partnerinizle açık bir iletişim kurmayı denediğinizi belirtiyorsunuz, fakat bu konuşmaların sonuca ulaşmaması, ilişkinin sağlıklı bir zeminde ilerleyip ilerlemediğini de sorgulamanıza neden olabilir. Eğer partneriniz, sizin ihtiyaçlarınızı duymamakta ısrarcıysa ve bu durum sizi duygusal olarak tüketmeye başladıysa, belki de bir adım geri çekilip bu ilişkiye dışarıdan bakmanız gerekebilir.
Kendinize şu cümleyi hatırlatın: Ben, sevgiye, saygıya, duyulmaya ve güvende hissetmeye değerim. Bir ilişkide sürekli kendini anlatmak zorunda kalmak, sevgi değil yorgunluk üretir. Ve siz artık yorulduğunuzu söylüyorsunuz. O hâlde bu yorgunluğun sizi nerelere götürdüğünü, bu ilişkiden ne beklediğinizi ve kendiniz için ne istediğinizi düşünmenin tam zamanı olabilir.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel