Romantik İlişkiler

Sevgilimi seviyorum ama ayrılmam gerek gibi hissediyorum

Gizli Kullanıcı23 Aralık 2025 00:04

9 aylık bir ilişkimiz var. Kafama en çok takılan şey kendimi baskılanmış gibi hissediyorum. Ne zaman bir şey yapsak onun istediği şekilde oluyor ya da onun istediği şeyler oluyor hatta bazen beni çiğneyerek istediği şeyleri yaptırıyor. Aslında yaptığı şeylerde çok basit şeyler ama yapmazsam kötü şeyler olur baskısı altında hissediyorum en basit örneği yolda yürürken bir yükseklikten inmemiz gerektiğinde aramızda tatlı makara olarak onu kucağıma alıp indiriyorum ve bu ikimizide eğlendiriyor ancak bazen bunu yapmak istemiyorum sadece yoluma devam etmek istiyorum yada o kendi sevdiği şeyleri takip ederken ben de kendi heves ettiğim ya da sevdiğim şeyleri yapmak istiyorum ama onun benden beklentisi onun sevdiği şeyleri beraber yapmamız aslında tam anlamında baskı da kurmuyor sadece eğer yapmazsam enaz 5 dakika bazen ben yapmak istediğim şeyi yapmayı bırakana kadar bana baskı kuruyor ona bu durumu düzgün bir şekilde anlattığımda tepkiler alıyorum ancak ben de kendi zevklerimle ilgilenmek istiyorum. Bu konudan dolayı içimden ona aktivite anlamında daha yakın olan birinin ve benden enerjisi daha yüksek birinin daha iyi gelebileceğini düşünüyorum. Ona bunu da söyledim ama ben böyle söylediğimde bana öyle güzel şeyler söylüyor ki kalbimi tekrar kazanıyor beni ilişkide tutuyor birde bu düşünceler sadece tek başımayken aklıma geliyor hiçbir zaman onunlayken böyle şeyler aklıma gelmiyor.

Bu soru 23 Aralık 2025 10:00 tarihinde Klinik Psikolog Şevval Kurnaz Ünyılmaz tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar,

Burada bahsetmiş olduklarından, yaşamakta olduğun ilişkide hem yoğun bir baskılanmışlık hissi hem de sevginin var olduğunu söyleyebiliriz. Kız arkadaşınla birlikte olduğun zaman bu tarz düşüncelerin olmadığını söylemişsin çünkü sana sevildiğini hissettirip, ilgi gösteriyor ve bu da kalbini okşayan bir adım oluyor. Ama yalnız kaldığında, ve ne istediğini ihtiyacının neler olduğunu düşündüğün zamanlarda kafan karışıyor. Yaşamakta olduğun bu ikilem çok anlaşılır; çünkü bir yandan kendini koruma ihtiyacı hissederken diğer yandan da bağlılık ve sevgi hissediyorsun.

Bu çelişkili durumlar bazı ilişkilerin içerisinde yaşanabilir durumlardır. Ve ilişkide eğer bir taraf baskınsa diğer taraf genellikle kendi istek ve arzularını geri plana atmak durumunda kalır. Aslında senin için mesele küçük davranışlar değil de kendi sınırlarının görülmesi ve buna saygı duyulması. Bu noktada bireysel ihtiyaçlarına odaklanmak ve onları sakin bir dille, uygun bir zamanda partnerinle paylaşmak çok önemli. Çünkü partnerlerimizle olan ilişkilerde sağlıklı olan, her iki tarafın da kendi arzu ve isteklerini, ihtiyaçlarını dile getirebilmesi ve bunları ortak bir paydada buluşturarak saygıyla gerçekleştirmesidir.

Yaşamakta olduğun döngü ve kafa karışıklığı aslında sevginde bir eksiltme yaratmıyor, sadece bu ilişkideki denge konusunda soru işaretleri oluşturuyor ve bir sorgulamaya girmene neden oluyor. Bu sorgulamalar, doğru ilişki için ve ilişkinin süreci için gerekli olan şeylerdir. Çünkü uzun vadeye yaydığımızda hem senin hem de karşı tarafın arzu ve ihtiyaçlarının karşılanması gereklidir. Eğer bu denge sağlanabiliyorsa ilişkiniz daha sağlıklı bir hal alır.

Burada odaklanman gereken nokta, kendi bireyselliğini koruyabilmek. Örneğin, kendi hoşuna giden aktiviteleri devam ettirmek, arkadaşlarla zaman geçirmek veya kendine bireysel geçireceğin zamanlar inşa etmek. Bunlar ilişki dışında da bir alanın olduğunu sana hatırlatan şeyler olacaktır. Böylece hem özgüvenini artırmış olacaksın hem de ilişki daha sağlıklı bir noktaya ilerlemiş olacak. Ancak bu tek taraflı bir çaba ile sürmez, önemli olan birlikte bu dengeyi kurabilmektir.

İlişki dediğimiz şey karşılıklı olarak sürekli aynı şeylerin yapılması değil; farklılıların da korunarak ortak bir alan yaratılmasıdır.

Ayrıca, kız arkadaşınla iletişim kuracağın zamanda suçlayıcı bir dilden kaçınarak daha çok duygunu merkeze alan bir iletişim şekli kurman süreci kolaylaştırır. Çünkü burada senin ihitiyacın olan şey aslında, 'ben böyle hissediyorum' yaklaşımıyla kendini ve isteklerini ifade edebilmek. Bu durumda karşı taraf seni daha iyi duyar ve tartışmalarda azalma görülebilir. Tabiki bunun işe yaraması için karşı tarafta anlayışla seni dinleyecek bir bireyin olması gereklidir. Eğer ki buna rağmen kendi istek ve arzularını direten seni görmezden gelen bir birey tablosuyla karşılaşmaya devam edersen burada da bazı soru işaretlerini gözden geçirmen gerekebilir. Örneğin, 'benim bu kişiden ve bu ilişkiden beklentim neler?' , 'bu şekilde gerçekten bu ilişki beni besliyor mu?', 'partnerimin bu davranışları benden ne götürüyor veya bana ne katıyor?' sorgulamalarını yapmak seni sonuca ulaştıracaktır.

İlişki içierisinde herhangi bir baskı hissettiğin durumda bunu dile getirmen aslında sevginin azalmasını göstermez aksine ilişkinizi güçlendirecek bir adım olur.

İlişkinin geleceği konusunda bir kafa karışıklığı yaşaman da çok normal. Çünkü bu yaştaki kişilerin yaşadığı ilişkiler genellikle hem öğrenme hem de kendini tanıma sürecini kapsar. Ve sen de bu süreci bir karar verme baskısı olarak değil de kendini tanıma kendini öğrenme ve kendini anlama fırsatı olarak görebilirsin.

‘Bu ilişki bana ne öğretiyor, beni nasıl geliştiriyor?’ sorusunu kendine sormak, sadece ilişkiye devam edip etmeme kararını değil, aynı zamanda kendini daha iyi anlamanı da sağlar.

Sağlıklı bir ilişkide hem ‘biz’ hem de ‘ben’ aynı anda var olabilir. Sevgi özgürlük içinde büyür, baskı altında değil. Karşı tarafın ihtiyaçları kadar senin ihtiyaçların da değerlidir. Ve unutma sevgi her zaman tek başına yeterli değildir.

Yasal Bilgilendirme: Bu içerik tanı ve tedavi niteliği taşımayan, genel psikolojik bilgilendirme amaçlıdır.

Cevaplanmış benzer sorular