Sevip sevmediğimi bilmiyorum ne yapmalıyım
Her şey çok hızlı başladı o yüzden kavgalardan hızlı geldi. Başlarda çok patavatsızlık yapıyordu ve bu yüzden kavga ederdik kalbim kırıldı o toparlamaya çalışırdı şimdi bunları düzeltti ama bazı davranışları hala çok kırıyor ve ona sürekli bu beni kırıyor bu beni kırıyor dedim ama her kavgada benden bir şey götürdü gibi. Alttan almıyordum başlarda şimdi almaya başladım bu seferde her şeyi benim alttan almama alıştı kırılsam bile farketmiyor bazen ve yine geriliyoruz.
Son kavgalarımızda düzgün bir şekilde eleştiri yaptığımda germe beni, sinirlendirme, boğma beni gibi şeyler söyledi hatta bir keresinde yüksek sesle söyledi o gün onunla konuşmadım ertesi sabah gönlümü almaya uğraştı iş çıkışıma gelip özür diledi o söylemlerinin şakayla karışık olduğunu söyledi bende doğal olarak inanmadım.
Bu hareketleri beni itti ondan bilmiyorum yani gözümde onu öyle bir noktaya koydum ki öyle olmadığı için her seferinde ufak ufak gitti bir şeyler. Yanında mutluyum eğleniyorum onu görmeye giderken koşuyorum insanlardan saklamıyorum ama kalbimde net bir sevgi var mı hissediyorum. Bu durum belkide ondan önce yaşadığım problemlerden kaynaklı bilmiyorum. Aldatılmıştım daha önce kimseyi bir daha böyle sevmeyeceğim demiştim kendime belki bu sözü tutuyorum anlamıyorum. Ben ona tolerans gösterdiğim zaman alttan almıyor falan ama ben ters yapınca minnoş kediye dönüyor. Dün trip atıyordum ona yine iş çıkışıma geldi ama arabadan ineceğim zaman sen beni artık sevmiyorsun gerçekten dedi sarılmıyorsun öpmüyorsun hep telefona baktın(iş yerinde ki şef ile bir konuyu konuşuyordum) bilmiyorum kalbim yine kimseye karşı sevgi hissedemiyor ama seviyorum diyebiliyorum. Napacağımı bilmiyorum
Bu soru 7 Temmuz 2025 17:58 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar,
Duygularını bu kadar içten ve açık bir şekilde ifade etmen, bu ilişkiyi ve içsel sürecini ne kadar ciddiye aldığını, kendini anlamaya ne kadar istekli olduğunu gösteriyor. Bu da çok kıymetli bir adım.
İlişkinin ilk dönemlerinde yaşanan patavatsızlıklar, kırgınlıklar ve tekrar eden kavgalar aslında çoğu zaman ilişkideki sınırların, ihtiyaçların ve hassasiyetlerin henüz tam tanımlanmadığı zamanlarda karşımıza çıkar. Senin de belirttiğin gibi, başta bu davranışlara tepki göstermişsin ve zamanla daha çok alttan alan, esnek davranan birine dönüşmüşsün. Ama bu değişim beraberinde başka bir yük getirmiş gibi görünüyor: “Ben alttan almazsam ilişki yürümüyor” duygusu.
Bu çok tanıdık ve yorucu bir durumdur. Çünkü bir noktadan sonra sadece ilişkiyi sürdürmek için değil, karşı tarafın duygularını yatıştırmak için de çaba sarf edersin. Ve bu denge, seni duygusal olarak yalnız bırakabilir. Kalbinin kırıldığını söylesen bile fark edilmemesi, bu yalnızlığı daha da derinleştirebilir.
Bahsettiğin o “küçük küçük bir şeyler benden kopuyor” hali, aslında duygusal tükenmenin yavaş ama güçlü bir ifadesi olabilir. İnsan bazen seviyor gibi hisseder ama sevgi ile güven, sevgi ile iç huzur aynı şey değildir. Birini görmek için heyecanla gitmek, onunla eğlenmek, birlikte gülmek, onunla duygusal olarak sağlıklı bir bağ kurduğunuz anlamına gelmeyebilir. Kalbinin “net bir sevgi hissedememesi” belki de duygusal sınırların, öz değerinin ya da güven duygunun zaman içinde zedelenmesinden kaynaklanıyor olabilir. Ve bu çok ama çok anlaşılır bir durum.
Ayrıca geçmişte yaşadığın hayal kırıklığı; özellikle aldatılmak gibi temel güveni sarsan bir yaşantı şu anki ilişki deneyimini gölgeliyor olabilir. “Kimseyi artık böyle sevmeyeceğim” dediğin o an, belki de bir savunma mekanizmasıydı; bir daha bu kadar kırılmamak için ördüğün duygusal bir koruma duvarıydı. Şimdi bu duvar hem seni koruyor hem de belki sevmene, bağlanmana da engel oluyor. Bu çelişki içinde kalmak çok yorucu olabilir.
Şu anki ilişkinde bazı davranışlar seni hâlâ kırıyor ve sen artık bunları daha nazik bir dille ifade etmeye çalıştığında bile karşı tarafın "germe, sinirlendirme" gibi ifadelerle tepki vermesi aslında duygusal yükünü hafifletmek yerine daha da ağırlaştırıyor. Özür dilemesi, gönlünü almaya çalışması gibi adımlar değerli olabilir ama bu özürlerin sürekliliği, ilişkideki yapısal bir sorunu işaret ediyor olabilir. Yani özür mekanizması, sorunu çözmüyor; sadece erteliyor.
Bu noktada kendine şu soruları sorabilirsin:
Bu ilişkide gerçekten nasıl hissediyorum?
Sürekli alttan almak zorunda kaldığım bir ilişkide ben kim oluyorum?
Sevgiye benzemeye çalışan bir alışkanlık mı bu, yoksa gerçekten bağ kurduğum bir ilişki mi?
Kendi duygusal ihtiyaçlarım bu ilişkide yeterince karşılık buluyor mu?
Bazen sevgi sandığımız şey, sadece tanıdık gelen bir bağlılık hissi olabilir. Bazen birini sevdiğimizi zannederiz çünkü çok çaba harcamışızdır ve artık o emeği boşa çıkarmak istemeyiz. Ama unutma, bir ilişkide en önemli şey sadece “seviyor muyum?” değil, “ben bu ilişkide kendimi nasıl hissediyorum?” sorusunun cevabıdır.
Senin şu anda en çok ihtiyacın olan şey, duygularına alan açmak ve bu duyguların nedenlerini yargılamadan, bastırmadan anlamaya çalışmak. Belki bir süreliğine kendini bu ilişkiden geri çekip, “ben ne istiyorum, ben ne hissediyorum” sorularına odaklanmak iyi gelebilir. Böylece hissettiklerini dış etkenlerden değil, kendi özünden okuyabilirsin.
Senin duyguların değerli. İlişkideki kırgınlıkların, yorgunluğun ve kafa karışıklığın çok anlaşılır. Bu süreçte kendine daha fazla nazik olmanı, iç sesini susturmak yerine duymaya çalışmanı çok önemli.
Sevgi içinde olmak, kendini sürekli küçültmek, bastırmak ya da yalnız hissetmek demek değildir.
Uzm. Klinik Psk. Elif Kızılkaya
İyi geldi