Sınıfta yalnız olma durumu
Üniversitede, sınıfta genelde yalnızım. Herkes arkadaş gruplarıyla takılırken ben hem sınıfta tek oturuyorum hem de genel olarak yalnız kalıyorum. Zaman zaman havadan sudan sohbet ettiğim kişiler oldu ama hiçbirisi selamlaşmanın ötesine geçmedi. Asıl sorun da bu; sınıfta gerçekten tek olmam. Herkesin bir grubu var ve ben bu grupların dışında kalmış hissediyorum. Aylar geçti, bu durum ister istemez insanın canını sıkıyor. Okula ya da derse birlikte gidip geleceğim, sınavdan sonra iki laf edip vakit geçireceğim birinin bile olmaması insanı daha da yalnız hissettiriyor. Mesela sınavdan sonra herkes arkadaşlarıyla konuşurken ben montumu alıp çıkıyorum ve bu durumun zamanla üzerimde bir ağırlık oluşturduğunu fark ediyorum. Benim çözüme ihtiyacım var?
Bu soru 26 Aralık 2025 14:25 tarihinde Psikolog Fatma Gizem Bitgen tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar,
Yazdıklarınızı okurken içinde bulunduğunuz duruma nasıl dışarıdan farkındalıkla bakabildiğinizi gördüm. Duygu ve düşüncelerinizi okurken içinde bulunduğunuz durum gözümde canlandı. Herkesin küçük gruplar halinde konuştuğu, gülüştüğü bir sınıfta, tek başına montunu alıp çıkmak… üstüne aylar geçtikçe bunun ağırlığının artması… Bu durumun ne kadar yorucu olabileceğini tahmin edebiliyorum. Bu noktada duygularınızı paylaştığımı bilmenizi isterim. Şimdi içinde bulunduğunuz duruma daha yakından bakalım ve neler yapabilirsiniz, üzerine konuşalım.
Üniversitede arkadaşlıklar çoğu zaman ilk haftalarda, rastlantısal oturmalarla, sürekli tekrar eden küçük temaslarla oluşur. Gruplar oluştuktan sonra yeni birine yaklaşmak herkes için zordur, ama dışarıdan bakıldığında sanki “herkes çok rahatmış” gibi görünür. Bu bir algı yanılgısıdır. Birçok kişi de o grupların içinde yalnız hissediyor ya da sırf yalnız görünmemek için orada duruyor. Yani mesele “grubun olması” değil, bağ hissetmek.
Bu noktada bilmenizi isterim ki bu durumu yaşayan yalnız siz değilsiniz. İçinde bulunduğunuz durumun geldiğiniz noktada canınızı sıkması çok anlaşılır çünkü insan olarak yapımız gereği ait olma ihtiyacımız vardır. Sizin içinde bulunduğunuz durum sosyal becerilerinizin yetersiz olduğuna değil de ilk haftalarda diğerlerinin gruplarını oluşturmuş, sohbetleri oturmuş olmasına ve sizin de “araya girsem garip mi olur, şimdi ne desem?” diye düşünmenize dayanıyor gibi görünüyor.
Peki böyle bir noktada neler yapabilirsiniz?
Sevgili danışan bu noktada belirtmek isterim ki herkes bir arkadaş grubunda diye sizin de bir arkadaş grubuna girme zorunluluğunuz yok. Bu noktada bir kişiyle kuracağınız güvenli bir bağ bile önemli bir adım olacaktır. Örneğin bu ilk olarak dönem başından beri kendinizi yakın hissettiğiniz bir kişiye sınavlarla, notlarla ve derslerle ilgili “Bu ders sana da zor geldi mi?”, “Bu hocanın sınavları genelde böyle mi olur?”, “Notları nereden alıyorsun?” gibi sorular sorabilirsiniz. Bu uzun uzun sohbet etmeyi değil o kişiyle temas kurmanızı sağlayacak bir adım olabilir. Her derste, sınavda aynı kişilerle aynı konulardan teması sürdürme noktasında aynı yere oturmanız iletişiminizi destekleyecektir.
İkinci olarak sınav sonrası hemen montunuzu alıp kaçmanız üzerine konuşalım. Bunu değiştirmek zorunda değilsiniz ancak montunuzu aldıktan sonra en azından iki dakika beklemeyi deneyin. Bu sırada biriyle göz teması kurabilir, “Bu soru beni çok zorladı ya”, “Hoca yine ters köşe yaptı” gibi temaslarda bulunabilirsiniz. Bu iki dakika bile yalnızlık hissinin azalmasına yardımcı olacaktır.
Son olarak şunu söylemek isterim: şu anda yaşadığınız şey, kimliğiniz değil, bir dönem tablosu. Bu dönem böyle diye, hep böyle gidecek anlamına gelmiyor. Siz adım atmaya istekli olduğunuz için bu satırları yazdınız aslında; bu, elinizde bir anahtar olduğunu gösteriyor.
Süreç boyunca yazmaya devam edebilirsiniz. Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Psikolog Fatma Gizem Bitgen
Yasal Bilgilendirme: Bu içerik tanı ve tedavi niteliği taşımayan, genel psikolojik bilgilendirme amaçlıdır.