Psikoloji

Somatik bozukluklar nasıl geçer?

Gizli Kullanıcı25 Temmuz 2025 05:30

Merhaba kızlar nolur bana fikir verin. 5 yıldır doludizgin aşk yaşadığım bana ölüp biten sevgilim bana resmen eziyet ederek benden ayrıldı. Ve şimdi aylardır ikimizin arasında gidip geldiği kızla nişanlandı. Yeni fark ediyorum tabi. Geçen yaza kadar her şey çok iyiydi sonra aileler tanıştı. 4. Yılımızdı. Aile taşınmasından birkaç ay sonra benle ayrılmak istediğini ama beni hep sevdiğini seveceğini, maddi manevi sorunlar yaşadığını nişanı erteleneceğini söyledi.

Beni oyalamak istemediğini söyleyince ben de yanında olurum dedim. Ertelensin dedim sen yanımda olduğun sürece maddi manevi sorunları aşarız dedim. Ama bu soğudu belli. Ben de gelip isteyemedi, onun mahcubiyetini yaşıyor sandım üstelemedim. Kasım gibi ayrıldık ama 10 dk sonra mesaj attı yanıma geldi. Ben yapamam senden ayrılamam sen benim kaderimsin dedi ama ağlayarak. Ben de seviyor ama mahcup olduğu zor durumda olduğu için huzursuz sandım. Bu sefer benim bir şeyler yapmam gerek diye para biriktirmeye başladım. Nasıl fedakarlık yapıyorum ama takıları aldım yüzükleri aldım dedim ki annen de taksın mahçup olmayın.

Yüzün eğilmesin korkma ben yanındayım dedikçe benden uzaklaşmaya devam etti. Ama çok sevdi beni ya da çok iyi oynadı. Üstüme o kadar düşerdi ki etrafımdakiler o senden çok seviyor seni derdi. Sonra ne mi oldu kızlar? Bir gün öncesinde nişan planı yaparken bir gün sonra bu iş uzadıkça boka sarıyor dedi ve benden ayrıldı. Önemli bir sınavım vardı. Bari ona kadar yanımda kal dedim. Tamam sınava kadar kalırım sonra engellerim deyince ben de şimdi engelle o zaman dedim ve engelledi. Ertesi gün çalıştığı yere gittim ve orada arkadaşlarıyla o kadar mutlu o kadar gülüyor ki Elim ayağım boşandı. Sonra beni gördü ve sapsarı oldu.

Beni apar topar arabaya bindirdi uzaklaştırdı. Bağırdı çağırdı çok hakaret etti ve sonra beni kaldırımın kenarına atıp gitti. Beni? 5 yılını. Canının içini atıp gitti. Canım çok yandı sonra arkadaşlarım ambulans çağırıp beni hastaneye götürdü kalp hastasıyım bu arada. Arkadaşlarım aramış biz aylar önce ayrıldık o takıntılı ruh hastası peşimi bırakmadı demiş. Kızlar bir hafta önce yanımdaydı öptük sarıldık biz. Ben miyim takıntılı? Sonra hastaneye geldi küfürler hakaretler devam. Tanıyamadım. Bu insan o olamaz dedim. Asla acıma vicdan kalmamış. Ben aylar önce bitirdim ama kalp hastası olduğun için söyleyemedim dedi. Bu kalbimden daha çok yaraladı beni. Ben ağzım açık izledim. Bana ben bu defteri kapatacam senden başkasına dokunmayacam ama tek başıma kafam rahat olmak istiyorum benim bir hayatım yok dedi. Ben bunu sindirmeye çalışırken çalıştığı yerdeki kızla nişan fotoğraflarını gördüm.

Senden başkasına dokunmayacam diyen adamın ona sarıldığını öptüğünü gördüm. Bu ayrılıktan daha zor geldi. Bana hayatımda hiç bu kadar kötülük yapılmamıştı kızlar. Ben bu kötülüklere alışık değilim. Ah ettim ama, pişman olsun ben de göreyim istiyorum. Bir kızın hayallerini enkaza çevirip onun üstüne nasıl mutluluk kurarlar. Vallahi ben bu dünyaya ait değilim... Bana yardım edin. Çok fazla fiziksel rahatsızlık çıktı. Kramplardan duramıyorum

Bu soru 27 Temmuz 2025 18:51 tarihinde Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba,

Sürecinizi detaylı ve duygusal olarak yoğun bir şekilde paylaştığınız için teşekkür ederim. Bu, kolay bir şey değil. Çünkü anlattığınız olaylar yalnızca bir ayrılık deneyimi değil; aynı zamanda bir terk edilme travması, değersizleştirilme, inkâr edilme ve bastırılmış öfkenin içinde sıkışma halini barındırıyor.

Beş yıl boyunca bir ilişkinin içinde sadece zaman değil; umut, emek, sadakat ve psikolojik yatırım da birikir. Siz bu ilişkiye hem duygusal hem davranışsal düzeyde çok yüksek düzeyde bağlılık göstermişsiniz. Karşı tarafın verdiği mesajlar, tutarsız davranışlar ve bir yanda “seni seviyorum”, diğer yanda “benden uzaklaş” gibi zıt tutumları, zihinsel olarak sizi kaotik bir döngüye sokmuş olabilir. Bu, duygusal manipülasyon ve gaslighting (kişinin gerçeklik algısını çarpıtma) gibi psikolojik açıdan oldukça yıpratıcı süreçlerin belirtisidir.

Şunu vurgulamak isterim: yaşadığınız ilişkide sizin rolünüz seven, destekleyen, sabreden ve güvenen kişi olmuş. Ancak ilişkinin gidişatı, karşı tarafın bir noktadan sonra şeffaf olmayan, dürüstlükten uzak ve agresif tepkiler veren bir tutum içine girdiğini gösteriyor. Özellikle ayrılık sonrası yaşadığınız olayda maruz kaldığınız hakaret, bağırma, fiziksel olarak araca bindirilip sonra kaldırımda bırakılmanız gibi davranışlar; psikolojik olduğu kadar fiziksel sınırların da ihlal edildiği, açık bir travmatik deneyimdir.

Bu tür deneyimlerde birey sıklıkla şu soruları kendine sorar:

– “Gerçekten sevilmiş miydim?”

– “Beni tanıyamayacak kadar değişen birine nasıl güvendim?”

– “Ben nasıl bu kadar kör olmuş olabilirim?”

Bu soruların kökünde, aslında sizin değerinize değil; karşınızdaki kişinin içsel tutarsızlığına ve duygusal yetersizliğine dair ipuçları vardır. Bu nedenle bu olay, sizin sevgiye yaklaşımınızı değil, karşı tarafın sevgi verme kapasitesinin sınırlarını anlatır.

Özellikle sizin gibi yoğun bağ kurma eğiliminde olan bireylerde, terk edilme sonrası fiziksel semptomlar (kramp, uyku bozuklukları, kalp çarpıntısı, iştah kaybı, mide sorunları gibi) oldukça sık görülür. Bu, bedenin sinir sistemi üzerinden verdiği bir “alarm”dır. Zihin yaşadığını ifade edemediğinde, beden yükü devralır. Bu nedenle şu anda yaşadığınız fiziksel rahatsızlıklar da son derece anlaşılır ve geçici travma yanıtlarıdır. İyileşme, hem duygusal hem fizyolojik olarak mümkündür.

Bununla birlikte “ah ettim, pişman olsun” gibi cümlelerinizde bastırılmış öfkenizin ve adalet ihtiyacınızın çok net olduğunu görüyoruz. Bu da yine çok doğal bir tepkidir. Çünkü insan değersizleştirildiğinde, içinde bastıramadığı bir onarıcı adalet arzusu doğar: “Ben hak ettiğim değeri görmedim, bari o bana yaptığını anlasın.” Fakat bu duyguya takılı kalmak sizi iyileştirmez. Aksine, sizi onun varlığına bağımlı kılar. O yüzden odak artık onun ne yaptığı değil, siz bu yaşantıdan ne öğrendiniz ve bundan sonra nasıl bir ilişki istiyorsunuz sorusuna kaymalıdır.

Şunu da unutmamak gerek: İnsan bazen sadece bir ilişkiyi değil, o ilişki üzerinden kurduğu kimliği, gelecek planını, duygusal güvenlik algısını da kaybeder. Bu nedenle yas tuttuğunuz şey sadece “o kişi” değil; onunla kurduğunuz hayaller, verdiğiniz emek ve geçmiş benliğinizdir. Bu çok kıymetlidir. Ve buna yas tutmak, iyileşmenin ilk aşamasıdır.

Klinik düzeyde önerim, bu süreci yalnızca kendi çabanızla değil, bir psikoterapist eşliğinde değerlendirmeniz. Özellikle bağlanma örüntünüz, terk edilme şemanız, geçmişteki ilişki deneyimleriniz ve özdeğer yapınız üzerinde çalışmak, yeniden duygusal gücünüzü inşa etmenize yardımcı olabilir. Travma sonrası yaşanan bu tür sarsılmalar, doğru bir psikolojik destekle daha anlamlı ve dönüştürücü hale gelebilir.

Unutmayın: Bu yaşadıklarınız sizin değerinizi eksiltmez.

Sizi seven, koruyan, tutarlı ve güven veren bir ilişki; sizin de hakkınız.

Ve siz bu yaşadığınız süreci geride bırakmak zorunda değilsiniz ama onun sizi tanımlamasına izin vermemek, elinizde.


Umarım bu cevabım size yardımcı olmuştur. Aklınıza takılan başka sorular olursa bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.


Sağlıcakla kalınız.

Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu