Aile

Sorunlu olup olmadığımı nasıl anlarım?

Gizli Kullanıcı27 Ağustos 2025 21:40

Merhaba, 35 yaşıma geldim ve hala çocukluğumdan beri annemden şu lafları duyuyorum sorunlusun, takıntılısın, komplekslisin. Niye sen böylesin, bir tek sen böylesin... En ufak birşeyde bile bu sözleri duymaktan bıktım. Benim ne demek istediğimi anlamaya çalışmayıp gözümün içine sen problemlisin diyerek bakmasına tahammülüm kalmadı ve artık kendimi sorunlu hissediyorum. Beni anlamamasına veya anlamaya çalışmamasına hayret ediyorum.

Bunları dile getirdiğimde kabul etmiyor sanki ben abartıyormuşum gibi davranıyor. Çocukluğumda, kimse seni sevmez böyle çekmez derdi sebebi ilk uyandığımda gülmezmişim. Evet hiç sevilmedim bu zamana kadar hep terkedildim ama sebebini anlamadım, anlaşılmadım. Anneme, beni hiçbir zaman beğenmiyorsun diyorum kabul etmiyor. Sonuca baktığımda ben kendimi yalnız, değersiz ve problemli hissediyorum. En kötüsü artık bu laflara dayanamadığım için bende onun kalbini kırıyorum istemeden ve bu defa kırdığım için dahada üzülüyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Dinlenmediğimi, anlaşılmadığımı hissediyorum ve kendimi artık sorunlu kabul ediyorum. Çözüm bulamıyorum. Hayata karşı yaşam enerjim kalmadı. Bunun için nasıl bir yol izlemeliyim?

Bu soru 29 Ağustos 2025 13:03 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,,


Seni çok iyi anlıyorum. Anlattıkların, yıllardır aynı sözlere maruz kalmanın ve anlaşılmadığını hissetmenin ne kadar yıpratıcı olabileceğini gösteriyor. Çocuklukta bakım veren figürlerden duyulan tekrar eden eleştiriler, zamanla içselleştirilip kişinin kendisine dair inançlarının bir parçası hâline gelebiliyor. Bu nedenle bugün kendini “sorunlu” olarak tanımlaman, aslında senin özünde öyle olduğun için değil, uzun yıllar boyunca bu şekilde etiketlenmiş olmanın doğal bir sonucu.

Annenin seni anlamaya kapalı tutumu ve söylediklerini küçümseyip “abartıyorsun” demesi, senin duygu ve ihtiyaçlarının karşılıksız bırakıldığı bir ortamda yetiştiğini düşündürüyor. Böyle durumlarda çocuk, “ben yanlışım, ben kusurluyum” gibi inançlar geliştirerek, sevilmemenin sebebini kendi varlığında aramaya başlar. Oysa buradaki sorun senin varlığında değil; duygularının görülmemesi ve kabul edilmemesindedir.


Bugün yetişkin bir birey olarak en büyük gücün, bu kalıplaşmış inançları fark edebilmen ve sorgulayabilmendir. Kendini “sorunlu” hissettiğinde aslında geçmişten gelen bir sesin konuştuğunu hatırlamaya çalışabilirsin. Bu sesi ayırt etmek, onun sana ait olmadığını görmek çok önemli bir adımdır. Aynı zamanda annenin tepkileri seni incitmeye devam etse de, artık onun bakış açısının tek gerçeklik olmadığını biliyorsun. Senin yaşadığın duygu ve deneyimlerin kendi içinde geçerli, saygı duyulması gereken bir hakikattir.


Böyle anlarda kendine şefkat göstermeyi, “şu an inciniyorum, bu çok normal çünkü küçümseniyorum” diyebilmeyi deneyebilirsin. Suçluluk duymadan kendi sınırlarını korumaya çalışmak, hem annenle olan ilişkinde hem de kendi iç dünyanda iyileştirici olabilir. Bu süreçte bir terapistle çalışmak, bu derinleşmiş değersizlik duygularını ele alman ve kendi özdeğerini yeniden inşa etmen için güvenli bir alan sağlayabilir.


Unutma, senin değerin annenin bakışlarıyla, sözleriyle ya da kabul etmesiyle ölçülemez. Sen zaten değerli, anlaşılmayı hak eden ve sevilmeye layık bir insansın. Bugün yaşadığın bu yoğun sıkışmışlık, aslında iyileşme yolculuğuna adım atman için bir işaret olabilir. İçindeki o yalnız ve görülmemiş çocuğu fark edip ona sahip çıktığında, yaşam enerjinin de yeniden canlanmaya başlayacağını söyleyebilirim.


Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya

Cevaplanmış benzer sorular