Sosyal anksiyete yi nasıl aşabilirim?

Öncelikle Merhabalar,

Yazdıklarınızı okurken aslında ne kadar uzun süredir kaygıyla mücadele ettiğinizi ve bunun hayatınıza ne kadar derin etki ettiğini hissettim. Kalabalık ortamlarda yürürken insanların size baktığını düşünmek, “ya yanlış bir şey yaparsam, ya beni garip bulurlarsa” kaygısıyla sürekli kendinizi kasmak, sizi oldukça zorluyor. Bunlar gerçekten çok yorucu döngüler. Yıllardır bu duyguların ağırlığını taşımak hiç kolay değil. Anlattıklarınız, sadece kaygının değil; özgüveninizin, kendinize bakışınızın ve beden algınızın da bu süreçten etkilendiğini gösteriyor. Geçmişte yaşadığınız kilo problemi, ilaçların yan etkisiyle kilo alımı ve toplumun dış görünüşe aşırı önem vermesi birleşince, içinizde sürekli “yeterince iyi değilim” diyen bir sesin oluşması çok anlaşılır bir durum. Bu ses, sizi hem aynada kendinizi kontrol etmeye hem de başkalarının bakışlarına olduğundan fazla anlam yüklemeye itiyor olabilir.

Böyle anlarda zihin, aslında gerçekte çok da güçlü olmayan ihtimalleri kocaman bir büyüteçle gösteriyor. İnsanların sizin mimiklerinizi, yürüyüşünüzü ya da yüz ifadenizi sürekli incelediğini düşündürse de, çoğu zaman çevrenizdeki insanlar kendi hayatlarına odaklanmış oluyor. Fakat kaygı bu noktada ikna edici bir şekilde “hayır, herkes seni izliyor” diyerek sizi kontrol altında tutuyor. İşte bu nedenle, aynaya bakma ya da kendinizi sürekli gözlemleme davranışları kısa vadede sizi rahatlatıyor gibi görünse de, uzun vadede kaygının gücünü artırıyor. Bu döngü kırılmadıkça da özgüveninizi daha çok sarsabiliyor. Burada önemli olan nokta, kendinizle kurduğunuz ilişkiyi daha şefkatli hale getirebilmek. Aynaya baktığınızda sadece kusurları aramak yerine, hoşunuza giden bir yönünüzü fark etmeye çalışmak; kalabalıkta yürürken zihniniz “herkes bana bakıyor” dediğinde çevrenizdeki renkleri, sesleri ya da kokuları fark etmeye yönelmek; aklınıza gelen olumsuz yorumları bir deftere döküp onların size mi ait, yoksa geçmişten ve çevreden taşınmış sesler mi olduğunu ayırt etmeye çalışmak. Bunlar zamanla içsel esnekliği artırır. Küçük sosyal deneyimler yaşamak, kalabalık içinde kısa süreler kalabilmek, ardından kendinize “ben bunu yapabildim” diyebilmek de adım adım özgüveninizi besleyecektir.

Özgüven dediğimiz şey, tek seferde kazanılan bir özellik değil; deneyimlerle, küçük başarılarla güçlenen bir süreçtir. Bu nedenle kendinizden bir anda çok rahat ve güçlü olmayı beklemeniz haksızlık olur. Tam tersine, şu anda yaşadığınız mücadele bile, sizin ne kadar dirençli olduğunuzu gösteriyor. Belki gözünüz hep eksiklere, kusurlara takılıyor ama aslında siz farkında olmadan uzun yıllardır bu zorluklara rağmen ayakta duruyorsunuz, çaba gösteriyorsunuz, yardım arıyorsunuz. Bu da başlı başına güçlü bir yönünüz.

Unutmayın, bu bir çıkmaz değil; üzerine çalışıldığında yavaş yavaş esneyen, değişebilen bir süreç. Kendinize daha sabırlı, anlayışlı ve nazik yaklaştığınızda bu döngünün zamanla zayıfladığını ve azaldığını fark edeceksiniz. Ve en önemlisi, bu yolda yalnız değilsiniz; profesyonel destek almak, yaşadığınızın değişebilir bir durum olduğunu bilmek, size umut ve güç verecektir.

Sevgiyle Kalın,

Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu