Psikoloji

Sosyal Meyda bağımlısıyım

Gizli Kullanıcı16 Ağustos 2024 11:15

Merhabalar ben sosyal medya bağımlısıyım elimden bir türlü telefonu düşüremiyorum benim aksiyetim ve depresyonum var ne zaman sosyal medya ya girmiş olsam kendimi yorgun bitkin halsiz hissediyorum sürekli sosyal medyaya girdiğim için mi acaba kendimi yorgun bitkin hissediyorum Bunun sebebi ne olabilir hocam nelere yol açabilir stresliyim bir de kendimi iyi hissetmiyorum anlatmak istediğim çok şey var da bu kadar yeterli

Bu soru 19 Ağustos 2024 10:12 tarihinde Uzman Psikolog Berfin Kübra Sönmez tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Selamlar.


Öncelikle günümüzde sosyal medya , oyun,akıllı telefon bağımlılığı gibi davranışsal bağımlıklar oldukça gündemdedir. Siz kendinizde bu tür davranışsal bir bağımlılığı farkedip bir arayışa geçmiş ve çözüm bulmak için adım atmışsınız tebrik ederim.


Bireylerin günlük yaşamda ihtiyacı olan gülme,eğlenme ,kişilerarası iletişim, hüzünlenme gibi ihtiyaçları sosyal medyada bin kat hızlı karşıladığı yadsınamaz.

Sosyal medyayı çevremize kendimizi ifade etmek,kabul ettirme gibi amaçla kullanabiliriz.

Sadece topluma değil beki de kendimize kanıtlamak amacı ile de kullanabiliriz.

Örneğin güzel görünmek , kendinizi geliştirmek için videolar izleyebilir , gönderiler görüntüleyebilirsiniz.

İnsanların beğenisini toplamak , bir fikrin inanışı kabul ettirmek , boş zamanları değerlendirmek, insanların görüşlerini okumak, kendimizi geliştirmeye çalışmak , insanlara varlığımızı göstermek için kullandığımız bir mecraya dönüştü.


Sosyal medya kullanımı gündelik hayatın bir parçası haline geldi ve avantajları da göz önüne. Ancak bu kullanım miktarının artması ve kişisinin işlevselliğini etkiledikçe davranışsal bir bağımlılık olarak ortaya çıkmasına sebep oldu.

Alkol- madde gibi bağlanılan nesne olmadığında rahatsız hissetmemiz , varlığıyla huzur bulmamız o nesneye kaşı oluşturulan bağımlılığı ifade eder.


Nedenlerine göz attığımızda bir çok sebep bulmamız olası. En başta beynimizde bizi mutlu eden olaylara karşı bir ödül mekanizması bulunuyor. Bizi mutlu eden bir durum olduğunda beynimizin o mekanizması dopamin salgılıyor ve mutlu olduğumuzu hissediyoruz.

Eylem gerçekleştikçe ödül mekanizması uyarılıyor ve tekrar tekrar eylemi gerçekleştirme ihtiyacı hissediyoruz. Dopamini hızlıca karşılamak için bir sürü yol var örneğin; çikolata yemek kahve içmek.

Ancak uzun süreli kullanımda sağlığımızı olumsuz etkileyeceğini bildiğimizden sosyal medya kullanarak bunu elde etmek daha mantıklı gelebiliyor. Bunu otomatik olarak gerçekleştiriyoruz.


Başka bir faktör olarakta sosyal ilişkileri güçlü olmayan, dışarı çıkmayı pek sevmeyen, yakın arkadaşları olmayan insanların sosyal medya bağımlı olma olasılığı artıyor.

İnsanlar diğer insanlarla etkileşim kurdukça kendini iyi hisseder. Bu gerçek hayatta karşılanmadığında sosyal medyaya yönelmek oldukça olası bir durum.


Diğer olası bir durum ise çocukluk ve ergenlik döneminde oluşan kişilik yapısı olabilir. Özellikle nevrotik ( gergin, fazla kaygılı) kişilerin sosyal medya bağımlısı olma ihtimali daha yüksek. Kendini sıkışmış hisseden , kaygılı yapıda bir birey sosyal medya kullanarak tamamen bunlardan kurtulamaz ancak anlık olarak stresi erteleyebilir ve görmezden gelebilir.


Depresyon faktörüde sosyal medya bağımlısı olmak için başlı başına bir sebeptir. Kendinizi kötü hissediyorsanız sosyal medyanın ışıltılı dünyası bu durumdan anlık olarak uzaklaşmanızı sağlar.


Sosyal medya bağımlılığın en kötü sonucu boşa vakit harcamak değildir. Daha olumsuz sonuçlara yol açabileceği ihtimali yüksektir.

Örneğin bağımlılık sebebi ile araç kullanırken telefon kullanımı sonucu olarak kazaların artması.

Fotograf çekinmek için tehlikeli yerlere çıkan bireylerin kaza sonucu ölümü ya da yaralanması.

Ve anksiyete depresyonu arttırarak intihar oranını yükseltmesi. Düşündüğümüzde ilerleyen aşamalarda böyle sonuçlarla karşılaşmak olası.


Ekstra olarak yeme-içme davranışının bozulması ,uyku problemlerinin yaşanması da sosyal medya bağımlılığının bir sonucudur.

İnsan ilişkilerinde bozulmaya yol açmaktadır. Sosyal medya kullanımının artmasıyla boşanmalarda da artış göstermiştir.

Sosyal medyayı fazlaca kullanan bir insan kendini fazlasıyla tükenmiş hissedebilir.


Bu sonuçlar göz önüne alındığında amacımız sosyal medya kullanımını tamamen ortadan kaldırmak değil , bağımlılıktan kurtulmak için adımlar atmak olmalıdır.


Dopamin isteğimizi daha yararlı aktivitelere yönlendirmek bir başlangıç olacaktır.

Umarım cevabım faydalı olmuştur.


Sevgiyle kalın.

Uzm.Psk.Berfin Sönmez





alinti

Cevap verdiğiniz için teşekkür ederim

Yorumlar

Gizli Kullanıcı

Hocam benim Yaşadığım şehirde aktivite yok ki Ayrıca benim çevrem yok cevap verdiğiniz için teşekkür ederim

19 Ağustos 2024 12:12
Uzm. Psk. Berfin Kübra Sönmez

Anlıyorum aktiviteler için imanın kısıtlı olduğu bir yerdesiniz sanırım. Aslında dopamini elde edebileceğimiz bir sürü yol var. Kendinize yeni hobiler keşfedebilirsiniz. En azından deneyebilirsiniz belki çok seveceğiniz bir şey bulabilirsiniz. Evden çıkarak ya da grupla yapılmasına gerek olmayan hobiler bulabilirsiniz. Örneğin; boyama yapmak, lego yapmak, meditasyon yapmak, bir bitki yetiştirmek, evcil hayvan sahiplenmek, kendinize güzel yemekler pişirmek, yeni tarifler denemek, düzenli ve kaliteli bir uyku, protein tüketmek, güzel bir kahvaltı ile güne başlamak, egzersiz yapmak… Rica ederim. Ben teşekkür ederim.

20 Ağustos 2024 06:16
Gizli Kullanıcı

İmanın kısıtlı olduğu yer derken ne demek istediniz ben büyük bir şehirde yaşamıyorum bu arada benim yaşadığım şehirde psikolog yok bunu da söylemiş olayım dedim :)

20 Ağustos 2024 16:19
Uzm. Psk. Berfin Kübra Sönmez

Kusura bakmayın, yazım hatası olmuş imkan olacaktı. Örneklerde belirttiğim gibi , dopamin salınımını arttıracak aktiviteler yalnız ve ev içerisinde de olabilir. Bunları araştırarak kendinize en uygun ortam ve şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Online olarak internet üzerinden terapi seansları gerçekleşmektedir. Sevgiler.

20 Ağustos 2024 16:22
Gizli Kullanıcı

Sorun değil

20 Ağustos 2024 16:58

Cevaplanmış benzer sorular

Psikoloji

Yas sürecini nasıl atlatırım ve bunu nasıl kabullenirim?

Merhaba. Ben bu yaşıma kadar babama çok bağlıydım. Hatta ona bir şey olur korkusuyla her gece seni seviyorum demeden uyumazdım. Maalesef ki babamı bu geçen mayıs ayında kaybettim. Aslında farkındayım. Herkesin gideceğini, bunun sadece benim babamın başına gelmediğini biliyorum fakat kalben kabullenemiyorum. Bunun dışında Hiç evden çıkmak istemiyorum. Ama evde durmaktanda bunalıyorum. Bir şeyler yapmam gerek ama ne yapacağımı bilemiyorum. İçim daralıyor. Her konu hakkında o kadar kaygılanıyorum ki. Her şey hakkında çok düşünüyorum. Ya bir şey olursa ya kötü bir şey olursa diye tüm günümü zehir ediyorum kendime. Kendi kendime paranoya yapıyorum. Eskisinden çok sinirliyim. Ama gerçekten sinir düzeyim çok fazla. Kendime zarar vermiyorum fakat bir şeyleri fırlatıp kırma isteği oluyor. Bunu tamamen nasıl aşacağımı bilemiyorum. Mantıklı bir insan olduğumu biliyorum. Hatta çevremdeki herkesten daha güçlü olduğumu da biliyorum psikolojik olarak. Kendimi güzel geliştirdim. Ama babamın bu durumu beni çok sarstı. Dışarıdan çok iyi görünüyorum fakat içimde neler koptuğunu sadece ben biliyorum. Dediğim gibi bazen bu durum bana çok acı veriyor. Bazen de hiçbir şey hissedemiyorum duygu olarak. Neden böyle anlamıyorum. Babamla ilgili bir konuda da diğer insanlarla konuşmak istemiyorum çünkü zor geliyor. Vefat etti derken bile yüreğim acıyor. Lütfen bunu gerçek anlamda nasıl aşabileceğime hayatımı kendim için nasıl kolaylaştırabileceğime dair bir öneri sunun. 🤍 Sevgilerimle.

Psikoloji

Hayatın eşitsizliği konusuna ne düşünmeliyim?

Bildiğimiz üzere hayat herkese aynı şansı sunmuyor. Herkes aynı maddiyata sahip, aynı fırsatlara, aynı imkanlara sahip değil ki öyle olsaydı emeklerimizin sonucunu aldığımızı hiçbir zaman düşünmezdik. Nasıl üzülmeden mutluluğun değerini anlamıyorsak bu da ona benziyor bence. Özel okula gidiyorum bazı nedenlerden. Memur çocuğuyum. Özel okula başladığım günden beri ailemden para almadım. Üstüne para almamak onları zora sokmamak için didindim durdum. Hala da öyleyim. Herkesin cebinde gezdirdiği paraları görüyorum, bindiği lüks arabaları görüyorum. Görmekle kalmıyor arkadaş grubum ve sevgilimden dolayı da bizzat yaşıyorum. Ama sorunum şu ki bunca farkındalığıma rağmen hayatın bu dengesizliğine cidden üzülüyorum. Ben bu yaşımda didinip elde ettiğim şeyler başkalarına altın tepside sunuluyor. Üstelik hak ettiklerini düşünmüyorum, karakterleri yüzünden. Gözlemlerime göre de değerini bilmiyorlar zaten. Arkadaşlarım ve özellikle sevgilim için seviniyorum, ne güzel benim yaşadıklarımı yaşamıyorlar diye. Bu konuyu onlarla konuştuğumda bana çok kızıyorlar, her bakımdan eşitiz diye. Ama ben yinede hissettiğim o eksiklik, geri kalmışlık hissini atamıyorum. Ki her gün gördüğüm için beni ekstra yorup strese sokuyor. Buna ek ve son olarak derslerden kalmamak ve para ödememek için de sürekli elimden gelenden kat kat fazlasını yapıyorum ama baktığımda bu onların umrunda bile değil. Ailem hep arkamda durup bana destek olur. Ancak okulda o insanları gördüğümde ailemin bana bir yere kadar destek olabildiğini görüyorum ve onların hayat kalitesinin neden hak ettikleri yerde olmadığını düşünüp ekstra üzülüyorum. Önerebileceğiniz bir şey var mı?